Buick translate Spanish
385 parallel translation
Hurdalarla beraber onu oradaki kazana atıp eritirsek belki de bir Buick şasesi olur?
¿ Y si lo metemos en la caldera...? Junto con la chatarra, que se funda en el horno... y se convierta en el chasis de un Buick?
Bakalım, iki yıl önce Laguna Seca'da... güzel bir Buick Special'ı harcayıp arka çite astınız.
Veamos, hace dos años, en Laguna Seca se descontroló y colgó un precioso Buck Especial de la valla trasera, y en Willow Springs...
Lanetleneceğim... Buick'te soygunu yapan beş kişiydik.
Se lo juro... Éramos 5 con el Buick cuando cometimos el robo
- Yeşil Buick, 1956 Teksas plakalı.
- Un Buick verde, matrícula 1956.
- Yeşil bir Buick mi?
- ¿ Era un Buick verde?
Benim sadece 1938 Buick'le bir resmim var.
Hay una mía en un Buick 1938.
Onu aşağı getir. Siyah bir 62 model Buick üstü açık araba. Bana burada durmam ve insanları kapıdan uzak tutmam söylendi.
Bájala. me han dicho que este aqui en la puerta y mantenga a la gente fuera
Büyük bir Buick Skylark ile karşılanacaksın seni Kuzey Avrupa Meditasyon merkezine götürecek.
Serás recogido por un gran Buick Skylart blanco que te llevará al centro de meditación de Europa del Norte.
Banyoda Buick araba boyunda bir örümcek var.
Hay en el baño una araña del tamaño de un Buick.
Buick'in içine sürükleniyorsun.
Estás subiendo a un Buick,
1941 model yeşil Buick. Sen bin. Daha sonra anlatırım.
Un Buick verde modelo 1941, Sube, Te lo explicaré luego,
Buick'teki kim?
¿ Quién va en el Buick?
Buick 75 yerine 54 dolar... İşte bir 60'lık Chevy.
Aquí hay un Built del 54 por 75 dólares... y un Chevrolet del 60...
72 model Buick'lerdeki piston kolu gibi.
Como los ejes de un Buick del 72.
Ama ben ona Buick'i satacağım.
Yo le venderé un buick.
Demek bu Buick'i almak istiyorsunuz.
Así que quiere comprar este buick, ¿ eh?
Ama bence siz bu Buick'i almalısınız.
Creo que debería comprarse este buick.
Stanley Dewoski üstü açılan bir Buick Centurion.
El buick centurión convertible de stanley dewosky.
Buick Centurion sahibi olmak bir ayrıcalıktır, parayla ölçülemez.
El prestigio de tener un buick centurión no puede medirse en dólares.
Eğer Buick almaya niyetliyseniz, haydi.
¿ Queréis una oferta para un Buick? Adelante.
- B.A. o 80 model Buick Sedan duruyor mu?
- ¿ Aún tienes el Buick 1980?
On dakika sonra altına yeni bir Buick çekmiş.
A los diez minutos, conduce un Buick nuevo.
Cooky. Hala benim adıma kayıtlı Buick'i kullanıyor.
Sigue teniendo el Buick a mi nombre.
Robbery az önce Opa-Locka'da şu pireli otellerden birinde çalıntı bir Buick bulmuş.
Robos encontró un Buick robado en un motel de mala muerte en Opa-Locka.
Beyaz tekerlekli, üstü açık, radyolu ve klimalı bir Buick görebiliyor musun?
¿ Ves las llaves de un Buick descapotable con llantas blancas radio y aire acondicionado?
Sence yeni bir Buick alabilseydim bu arabayı kullanır mıydım?
¿ Llevaría yo un trasto así si pudiera permitirme un Buick?
Sana söyledim, yeni bir Buick almayacağım.
Ya te lo he dicho, no tengo intención de comprarte un Buick.
Ya o Buick'i tamamen unutsam?
¿ Y si no te vuelvo a pedir que me compres nada?
İyiliksever biri olduğundan dolayı o Buick'ten vazgeçecek değilsin.
Sé que no cederás en lo del Buick por pura bondad.
Gerçekten bana o Buick'i alacak mısın?
¿ Me vas a regalar ese Buick algún día?
Bunu maymun yerine araba oluşturmaya programlamış olsak kıllı bir Buick'e bakıyor olurdunuz.
Si lo hubiéramos programado para presentar un coche, en lugar de un mono, estaríais viendo un Buick peludo.
Kahrolası bir Datsun, Toyota, kahrolası bir Mustang, Buick.
Un maldito Datsun, un maldito Toyota, un maldito Buick.
1949 Buick Roadmaster üstü açılabilir.
Es un Buick Roadmaster convertible de 1949.
- onun bebeğiydi, o ve lanet güller.
Su bebé. Eso y las malditas rosas. Buick.
Çocukları Buick ile dolaştırmak, zafer turu gibi bir şeydi.
Salir con amigos en el Buick, como un paseo de victoria.
" Oğlum Charles Sanford Babbitt'e, ne yazık ki ilişkimizin sona ermesine neden olmuş olan, üstü açılabilir Buick'i miras olarak bırakıyorum.
Por el presente le dejo a mi hijo Charles Sanford Babbitt ese Buick convertible el mismo auto que terminó con nuestra relación.
Bu bir 1949 Buick Roadmaster.
Buick Roadmaster, 1949.
Buick'in A-3 terminalinde olduğunu unutma.
Recuerda, el Buick está en A-3, terminal principal.
- Babam Wallbrook'a geldiğinde Buick'i yan yolda kullandım.
Conduje el Buick en la entrada cuando papá vino a Wallbrook.
- Buick'i kullanmana izin mi verdi?
- ¿ Te dejó conducir el Buick?
Göster kendini, şişko!
Adelante, su alteza del Buick.
O eski Buick'i bizim oraya getirmene izin mi verecek?
¿ Dejará que te lleves el Buick a nuestra casa?
Cadillac'lar, Buick'ler, Fisher şasileri GM marka kamyonlar, Chevrolet'ler, ve AC Bujileri üretirdik.
Fabricábamos carrocería para Cadillacs, Buicks y Fisher camiones GM, Chevrolets, y bujías AC.
Buick City'de 1300 kişi işten çıkarıldı.
Ciudad del Buick echa a 1.300
Buick City deniyor buraya.
La llaman la Ciudad del Buick.
Buick'i seveceğinizi biliyordum.
Sabía que preferirías un Buick.
Harika bir arabaydı. Kenarları beyaz lastikleriyle üstü açılır kırmızı bir Buick.
Un Buick rojo convertible con rayas blancas a los lados de las llantas.
Yani ilk aşkın bir Buick'ti.
Así que tu primer amor fué un Buick.
- DeMarco burada biliyorum.
DeMarco. El Buick está ahí fuera.
- Tayımı kaşağılıyorum.
- Sacar brillo a mi Buick.
1964 model bir Buick Skylark'tan çıkarken görüldüklerini gösterecektir.
Buick Skylark 1964 convertible verde metálico.