Bulursun translate Spanish
3,595 parallel translation
Bulursun daha.
Seguro las encontraras.
Eminim sahtesini bulursun.
Seguramente tengas uno falso.
Bir şey bulursun.
Ya pensaras algo.
Sonra da lanet olası tablonu kendin bulursun.
Y después, ve a buscar tu puto cuadro.
Belki bir gün beni bulursun.
A lo mejor, un día me encuentras.
Umarım bulursun.
Espero que sí.
Bağını koparıp hayatına devam edersin. Başka arkadaşlar bulursun.
Separarme de ti y seguir adelante Uno puede encontrar nuevos amigos.
Evlenecek birini çok çabuk bulursun.
No tardará.
Caddenin karşı tarafında umumi bir banyo var. Kolaylıkla bulursun.
Hay una casa de baños al otro lado de la calle.
Seni uyarıyorum Stine. Bir dahakine kendini kapının önünde bulursun.
Te lo advierto. ¡ Hay otras diez que tomarían encantada tu lugar!
Eh, birşeyler bulursun.
Eh... vas a pensar en algo.
Eh, birşeyler bulursun. Şimdi... Defol git ve sanki hiç bir şey olmamış gibi o lanet hayatına devam et, tamam mı?
( Eh, usted va a pensar en algo... ) ( Y ahora tú puedes ir y seguir adelante con tu vida, ¿ verdad?
Umarım ağacını bulursun.
Seguro que encontrarás a tú árbol.
Seni özel milke izinsiz girmek ve demiryollarına zarar vermekten içeri attığımda şehri daha iyi tanıma fırsatı bulursun.
Seguro que te va a gustar estar en la cárcel... por violación y destrucción de prioridad ferroviaria.
Bende senin ne aradığını bilmiyorum ama umarım çam ağacını bulursun.
No sé lo que estás buscando, pero seguro que encontrarás tu pino.
Uyandığında kendini aşık olmuş bulursun
# Despiertas y de repente estás enamorado #
Onu bulursan Mendez'i de bulursun.
Si la encuentras... Encuentras a Mendez.
Karnını doyuracak çocuk arıyorsan bu civarda tonla bulursun.
En este vecindario hay docenas de niños hambrientos.
- Ve sen bulursun Mavi de bize gösterir.
Y usted puede llamarnos y azul vemos.
Son dört ölçüyü tekrar çal, doğru çal yoksa yemin ederim, karının kafatası parçalarını beşinci loca koltuğunda bulursun.
Toca los últimos cuatro acordes de nuevo, tócalos bien, o te juro por Dios, que hallaran pedazos del cráneo de tu esposa en el palco, asiento cinco.
Yeni dostlar bulursun.
Encontrarán nuevos amigos.
Bir dahaki sefer suratını bok dolu bir kaba batmış bulursun ona göre,
¡ Dios! La próxima vez que seas tú el que tengas tú cara enterrada en un tazón de excremento.
Gerçekten iyi birini de bulursun
Y realmente espero que encuentres una buena chica. ¿ Qué estás diciéndome?
Bu arada sen de arkadaşının yasını tutmaya vakit bulursun.
Mientras tanto, tómese un tiempo para llorar a su amigo.
Herhangi bir barda bundan daha güzelini bulursun.
Encuentras mejores en cualquier bar.
Muhtemelen Jacob'ın çiftliğinde bulursun.
Seguro se quedaron en la granja de los Jacob en el camino.
Dediğimi belgeye yaz ve çıkışımı yap. Böylece hapse dönmek zorunda kalmam ve belki kapının önünde yeni bir araba bulursun.
Escribe eso en una planilla, me das de baja, no tendré que volver a la cárcel, y quizá te consigas un auto nuevo en tu casa.
Eğer ayın dördüne kadar ödemezsen ayın beşinde piñata parçalarıyla birlikte kendini körfezde bulursun.
Y si no le pagas para el 4, estarás lavándote con el resto de las piñatas rotas el 5.
Sonunda sokaklarda bir serseri olacaksın. Eğer bırakmazsan lâyığını bulursun.
'Va a terminar como un vagabundo en la calle, si no dejas de lo que viene.
Buralardayım. Bulursun beni.
Estaré aquí... usted me mira hacia arriba.
- Başka bir iş bulursun, Audrey.
- Conseguirás otro trabajo, Audrey.
Belki bir gün, anlamalarını sağlamanın bir yolunu bulursun.
Un día, quizá tú puedas encontrar la manera de hacerlos entender.
Sen Fransızsın. Bulursun.
ERES FRANCÉS, LO ENCONTRARÁS.
Kapıyı kendin bulursun patron.
Ya puedes irse ahora, jefe.
Seninle işim bittiğinde, kendini ıssız bir adada yaşıyor halde bulursun!
Vivirás en una isla desierta cuando termine contigo.
* Kapıldım fırtınaya, kapıldım yağmura * * Kaptırdım kendimi bu acıyı unutturan heyecana * * Eğer seversen birini, kalmanın bir yolunu bulursun *
* Estoy atrapado en la tormenta * * atrapado en la lluvia * * atrapado en el torrente que oculta este dolor * * cuando amas a alguien encuentras una manera * Jesse se gira y ve a Amanda.
Bulursun.
Bueno, lo encontrarás.
Aileme laf söylersen, belanı bulursun kahpe.
Avergüenza a mi familia bajo tu propio riesgo, prostituta.
- Bir yolunu bulursun.
- Aterrizarás sobre tus pies.
Hapları bulursun.
¡ Ya encontraras tus pastillas!
Başka birini bulursun.
Encuentra otro.
Bir yer bulursun.
Ya lo encontrarás.
Umarım onu bulursun.
Espero que la encuntres.
Maddesel dünyada bile aydınlığı ararsan bulursun çoğu kez buldun da.
Incluso en el mundo material, te darás cuenta de que si buscas la luz puedes encontrarla en algunas ocasiones.
Umarım boş zaman bulursun.
Espero que puedas liberarte.
Bir iş bulursun, yasal bir şey, seveceğin bir şey.
Consigues un trabajo. Algo legítimo. Algo que te guste.
- Beni sonra kokumdan bulursun, tamam mı?
Búscame después, ¿ sí?
Bir şey bulursun sen.
Seguro que habrías encontrado algo.
* Sevgili dostum, umarım bulursun * * Times gazetesinden bir aşk mektubu * * Keyif içinde bir öğleden sonra *
* una carta de amor * * del Times * * después una tarde de rosas * * como las que trae la sección de hogar * * sáltate la sección del Metro y sus crímenes * * gritan en la página de deportes *
- Biraz iç, kafayı bulursun.
¡ Yo no soy pareja gay!
Aksi takdirde yanlış yerde bulursun kendini.
Aprende a manejar el arma antes de aprender a disparar.