Bumper translate Spanish
50 parallel translation
Haydi Tampon!
¡ Vamos, Bumper!
Bumper, maçtan sonra seni ofisimde göreceğim.
Bumper, ve a mi despacho después del partido.
Olduğun yerde kal.
Quieto, Bumper.
Onun yerine Doktor Bumper'ı çağırdım.
Solo me atiende en su oficina un tal Dr. Bumper.
Bumper mı?
¿ Bumper?
Babası Ohio'da çetin bir cevizmiş. Adı Clarence Milton Olds, Tamponcu Olds denirmiş.
Su padre es un tipo duro de Ohio, Clarence Milton Olds, alias Bumper Olds.
Aah, çarpışan arabalarda sana arkadan çarpmak yok.
Uh, no golpear por detras con el bumper del carro.
Eskiden Tampondu ama ülkeye geldiğimizde değiştirdim.
Era "Bumper" pero me cambiaron el nombre al entrar al país.
Yeni gelenlerin biri, tekerlekli sandalyedeki adam, Bumper. Toplantıdan sonra parkta beni yakaladı.
Uno de los nuevos, un hombre en silla de ruedas, Bumper... me paró en el estacionamiento después de la reunión.
Bumper ile Duis arasında çapraz sorgu yaptım.
Busqué a Bumper bajo arrestos por conducir bajo influencia de drogas.
Francis Valverde, nam-ı diğer Bumper.
Francis Valverde, alias Bumper.
Niye Bumper'ı buraya getirdi?
¿ Por qué trajo a Bumper aquí?
Bu Humper Bumper.
Es la Montaña Loca.
- hoppala?
- ¿ El bumper jumper?
- Hoppala?
- ¿ El jumper bumper?
Diwali yarışmasının formunu mu doldurdunuz?
Sona Mishra, participaste en el sorteo'Godrej Eon Diwali Bumper'.
Bumper, öyle mi?
Bumper ¿ no?
Bumper?
¿ Bumper?
Bumper'ın gırtlağını sıkarken Çavuş Mike'ın öyle bir bakıyordu ki.
Esa mirada en los ojos del Sargento Mike cuando estaba apretando la garganta de Bumper...
- Bumper mı?
¿ Bumper?
- Peki ya Bumper?
¿ Qué hay sobre Bumper?
Merhaba Bumper. Seni tekrar gördüğüme sevindim.
Bumper, me alegro de verte de nuevo.
Tampon sıyrılmış.
Tengo un rayón en mi Bumper.
Tamponun evin yarısını aldı götürdü.
Tienes media casa encima de tu Bumper.
'Bumper to Bumper'programındasınız, ben Archana.
Bumper a Bumper, y tú estás escuchando a Archana.
Yanında Tops ve Bumper'ı da getir.
Trae a Tops y a Bumper contigo.
- Bilardo.
- Bumper pool. [ N.dT. :
- Bumper.
- Bumper.
Bumper. Büyük hayranınım.
Y, Bumper, soy un gran fan.
- Bumper ve Donald.
- Bumper y Donald.
Önümdeki notta yazdığına göre elebaşları Bumper Allen yakın zamanda kendi spor sandal markasını çıkarmış.
Aquí en mis anotaciones dice que su líder, Bumper Allen, acaba de lanzar su propia línea de sandalias deportivas.
Bumper bana kocaman bir dürüm attı.
Bumper me arrojó un burrito enorme.
Bende Bumper'ın numarası var.
Tengo el número de Bumper.
Neden Bumper'ın numarası var sende?
¿ Por qué tienes el número de Bumper?
Bumper, şampiyona ne olacak?
Pero, Bumper, ¿ y el ClUCA?
- Bumper şerefsizin teki.
- Bumper es un imbécil. Bien, lo dije.
22 : 20'de kim var? Tampon Öğütücüler mi?
¿ Quién está a las 10 : 20, Bumper Grinders?
Bumper geri döndü!
¡ Bumper ha vuelto!
Bumper, Bumper!
¡ Bumper!
" Bumper.
" Bumper.
- Kapa çeneni de öp beni Bumper. "
Cállate la boca y bésame, Bumper ".
- "Bumper, ne olursun, kapa çeneni."
"Bumper, por favor, cierra el pico".
Bumper, neler oluyor?
Bumper, ¿ qué sucede?
Sen Bumper adını verirsin, ben de Şişko Amy. Seninki benimkinden büyük ve tatlı olur. Onları paylaştığımız yatağımıza koyarız.
Le pondrás a uno "Bumper" y yo, "Gorda Amy" y el tuyo será más grande que el mío y será lindo y podremos ponerlos en la cama que compartimos.
Bumper!
¡ Bumper!
Sonra her akşam nişanlım Bumper'la sarılıp yatarız.
Y luego, de noche me acurrucaría con mi prometido, Bumper, y...
- Bumper'a âşığım.
Estoy enamorada de Bumper.
Bumper, geliyorum.
¡ Bumper, ya voy!
Bir Martian Multi-ball, üç Bumper Blaster ve 3'lü Rocket kombo.
Una'Martian Multi-ball', tres'Bumper Blasters'... y un'Rocket Combo'triple.
Bir Martian Multi-ball, üç Bumper Blaster ve 3'lü Rocket kombo. İşte bu!
Una'Martian Multi-ball', tres'Bumper Blasters'... y un'Rocket Combo'triple.