Bıçaklar translate Spanish
1,461 parallel translation
- Gerçekten iyi mi? - Olan bıçakların en iyisi.
- Es la mejor que el dinero puede pagar.
Beni benden alan sokakları yıkıp geçen insafsız bakışları. Kalbimin, razı olan kısmı bıçakların arasına koşuyor...
La forma en que ese villano me miró en el mercado fue como una navaja bajando por mi corazón
Bana tüm çatal, bıçakları da öğretirsiniz.
Usted podrá guiarme a través de cuchillos y tenedores.
Soğuk bıçaklarınızı ve ellerinizi çekin üzerimden.
Mantén tus fríos cuchillos y tus manos lejos de mí.
Dongranguk Katil Bıçaklar Ordusu'nun bir akını!
¡ Un asalto del ejército de Dongranguk!
Katil Bıçaklar Ordusu'nun komutanı şahsen ziyarete gelmiş.
El comandante del ejército Killer-Blade ha venido para una visita personal.
Katil Bıçaklar Ordusu gelecektir.
El ejército Killer-Blade vendrá.
Dongranguk'un Katil Bıçaklar Ordusu.
Son del ejército Killer Blade de Dongranguk.
Katil Bıçaklar Ordusu ile ne işin var?
¿ Qué relación tiene Ud. con el ejército Killer-Blade?
Yapmaları gerekirse, Wolnak sokağındaki herkesi öldürürler bu Katil Bıçaklar Ordusu'nun yöntemidir.
Asesinarán a todos en la calle Wolnak si tienen que hacerlo. Así funciona el ejército Killer-Blade.
Onlar... Katil Bıçaklar Ordusu ile beraber olduklarını söylediler.
Dijeron... que pertenecían al ejército Killer-Blade.
Katil Bıçaklar Ordusu, yeni bir görev için bekleyebilir.
El ejército Killer-Blade puede esperar una nueva misión.
Bu işi Katil Bıçaklar Ordusu halletmeliydi.
El ejército Killer-Blade debe haberse hecho cargo de su trabajo.
Onu kim bulursa bulsun, Altın Yay veya Katil Bıçaklar.
No importa quién lo encuentre, los Killer Blades o los Golden Bows.
Taarruz tüfeği. 12 kalibrelik bir çifte. Dört tabanca iki şok aleti ve gizli bir çekmecede bıçaklar.
- Un fusil de asalto... una escopeta del calibre 12... cuatro pistolas... dos tazers, y un... cajón secreto de cuchillos.
Tüm bıçakları kaldıracağım!
¡ Por favor! ¡ Me llevaré todos los cuchillos!
Duvardaki bıçakların kanıt sayılacağını sanmıyorum.
No sé si esos cuchillos sean evidencia...
Bu bıçakların işlemleri bitti.
Acabo de procesar esas navajas.
Bu biftek bıçakları konserve bile açar şerefsizim.
Te lo aseguro, Flynn, esos cuchillos pueden cortar latas.
Ve bıçaklar bilendi.
Y los cuchillos salieron.
Kuzenlerin de Rada bıçaklarımla dişlerini karıştıracak.
Y tus primos van a limpiarse sus dientes con mis cuchillos del pelado.
Bıçaklar hileli olabilir.
Los cuchillos pueden ser difíciles.
Gerçek bıçaklar gerçek insan.
Cuchillos de verdad con una persona de verdad.
Avcı bıçakları, mutfak bıçakları, askeri bıçaklar, ayin bıçakları.
Cuchillos de caza, de cocina, militares, ceremoniales.
Peruluların bıçaklarının çok keskin olduğunu ve bazı insanların kesildiklerini bile hissetmediğini biliyor muydun?
¿ Sabías que los peruanos hacen navajas tan afiladas que muchas personas no pueden sentir la incisión inicial?
Yöneticinin işi masa örtülerini, çatal bıçakları, çiçekleri seçmektir.
El trabajo del presidente es escoger la mantelería cubertería, centros de mesa...
Hani şu çok ağır çatal bıçakları olan.
Ya sabes, el de la cubertería de plata tan pesada.
Bay Patel ve yasadışı bıçakları sağ olsun. Pekâlâ, hadi bakalım Mark.
Vale, ahora que tienes los números a los que llamó el atracador, llama a esos números.
Üniversiteden sonra anladım ki ; bıçakları çatal çekmecesine koyduğu için onu sınır dışı ettirmiş.
Quiero decir que descubrí al terminar el colegio que en realidad la habían hecho deportar por poner cuchillos en el cajón de los tenedores.
Dron koltuğu olmadan baltaları ve bıçakları olan bir avuç ilkel haydut olurlar.
Sin la Silla Trono sólo son un puñado de matones primitivos con hachas y cuchillos.
Balta ve bıçaklar zarar verebilir, Rodney.
¡ Hachas y cuchillos puede causar daños, Rodney!
Aslında, silahlar işe yaramaz - bıçaklar da.
Bueno las armas son inútiles, También los cuchillos.
Yağ bıçaklarıyla.
¡ Con cuchillos de mantequilla! Cuchillos de mantequilla.
Seni bıçaklarım.
Te voy a apuñalar.
, bir okçu bilekliği, küçük bakır bıçaklar gibi.
una muñequera utilizada por un arquero, y algunos pequeños cuchillos de cobre.
Bıçakları hâlâ çalışır durumda.
Abre las navajas y están activas.
Çatal bıçaklar nerede?
Necesitamos armas. ¿ Dónde están los cubiertos?
Dişlerinin arasında bıçaklarıyla dört adam onun arkasındaydı.
Cuatro hombres están tras ella con cuchillos entre los dientes.
Kim kurbanlarını gümüş bıçaklarla bıçaklar?
¿ Quién mata a sus víctimas con tijeras?
Demek ki bize ateş edilirken siz bıçaklarınızı ve güzel ayakkabılarınızı almakla meşguldünüz.
Estabas ocupado buscando tus machetes y tus lindos zapatos mientras a nosotros nos disparaban.
Daha sonraki bıçaklar ruhsal hayatı temsil eder ve dışarı doğru ışık saçar.
Los siguientes cuchillos extinguen la vida espiritual... y deben salir en forma radial.
Bana "sırtından bıçaklar" demelerinin sebebi bu.
Eso es por llamarme traicionero.
Bıçakları.
Acerca de las navajas.
Üç kişiler. Bıçakları var.
Hay tres hombres con cuchillos.
Yanlarında silahları, bombaları, bıçakları varmış.
Tenían pistolas, bombas y cuchillos.
Ben, bıçaklarınızı hazırlamanızı öneriyorum.
Y luego, por llegar a las 8 : 00 p. M...
Mutfak bıçakları ve ceviz kırıcılar işime yarayabilir.
hay cuchillos de cocina. Cascanueces que podrían ser útiles.
Nanografit bıçaklar... Senin kapasitende bir dövüşçü için geliştirildiler.
Estas cuchillas Nano Grafito fueron hechas para un hombre con sus habilidades de combate.
Traş bıçakları... pullar.. Lambalar...
Bien, necesito...
Ben gidip bıçaklarımızı alayım.
Voy a buscar nuestros cuchillos.
, ve korkutucu infaz bıçaklarını, son anlarında, kalplerinin göğüslerinden çıkarılışını izliyorlardı,
Mientras aún estaban vivas, a las víctimas les arrancaban el corazón del pecho.