Caido translate Spanish
376 parallel translation
Sonra o, gerçekten öldü böylece kendisi ve kurbanları üzerindeki lanet de kalkmış oldu.
Así, tuvo una muerte real y fue el fin de la maldición que había caido sobre sus víctimas.
Çok dibe battı.
Ha caido tan bajo.
Lao Huang ilk kez söylediğinde bile onun olduğunu hala bilmiyordum.
Cuando Lao Huang me lo dijo por primera vez, todavía no había caido en la cuenta de que eras tú.
Merdivenden düştüğüm için kendimi çok aptal hissediyorum.
Me he caido sin querer.
Bir şey düşürdüğünüze eminim.
Creo que se le ha caido algo.
Bazen keşke bina üzerime yıkılsaydı diye düşünüyorum.
A veces deseo que el muro me hubiera caido encima.
Biliyorum şövalye attan düştü.
Se que tu principe azul se ha caido de su corcel.
Kupkuru görünüyorsun.
Lo bajo que has caido.
Boulogne'nin düştüğü doğru mu?
¿ Es cierto que ha caido Bolonia?
Bay Winthrop, ailem kuşaklardır bu çılgınlığı yaşıyor.
Señor Winthrop, tres cuartas partes de mi familia han caido en la locura.
Yoldan çıkmış, defalarca kayıp düşmüş sıradan bir adam.
Un hombre ordinario que ha perdido el rumbo. Que ha resbalado y caido muchas veces.
"... denize düştüğü konusunda görüş birliği içindeler.
Habría caido por encima de borde.
- Altın kaplaması mı çıktı?
Se le ha caido lo dorado?
Camdan atladı!
- ¡ Se ha caido por la ventana!
Divandan düştün, seni aptal -
Se ha caido del sofa! , estupido.
Biliyorum.
Ya sé que me he caido del sofa.
Kocanin harekatta kayboldugunu haber vermek için buradayim.
Mcconnei, pero he venido para comunicarle que su marido ha caido en acto de servicio.
Anladigim kadariyla, hindistan cevizi düstü ve agzina geldi.
Por io que a mi respecta, ie ha caido un coco en ia boca.
Bu evin üzerinde bir lanet dolaşıyor.
Una maldición ha caido sobre esta casa.
Yenildik.
Hemos caido.
Düştüm.
Me he caido.
- Hiç böyle düşünmedim.
- No habia caido.
Tuzağıma düştün.
Has caido en la trampa.
Bu ülkeye bir musibet musallat oldu.
Ha caido la maldiciön sobre la tierra.
Bayanlar, baylar eğer üzerinize şimdiye kadar bir kere bile saman balyası düştüyse halimden anlıyorsunuzdur.
Damas y caballeros... si alguna vez les ha caido algo encima entonces saben como me siento ahora.
Çocuk neredeyse 30 metre aşağı düşmüş.
El muchacho habia caido unos 28 metros.
Dibe vurdun ha?
¿ Has caido muy bajo, eh?
Sıkı dur dazlak!
¡ Se te ha caido esto calvito!
Şimdiden yerde.
Ha caido.
Japon yerde.
El japones ha caido.
Şimdi yerde.
Y ahora ha caido.
Hakalugi yerde.
Hakalugi ha caido.
Sanırım sen düşürdün.
Crei que se te había caido.
Hatlarda bir arıza olmalı.
Debe haberse caido la linea.
Hatların da kesileceğini tahmin ediyordum.
Oh, se habrán caido los cables.
Üzerimize bir Amerikan füzesi düştüyse ne komik olur düşünsene.
Sería gracioso que un misil americano hubiera caido aquí.
Bir uçak kazası Haberi duymadım.
No oi nada de un avión caido.
Komple çökmüş.
Todo esta caido!
Toplanın! "
¡ Caido!
O gece çok mutlu ve sevinçliydim.
Esa noche, fui feliz. Como si hubiera caido en un encanto.
Can düşmanım ayağıma kadar geldi.
Mi enemigo jurado ha caido en nuestras manos.
Efendim, güzel haberleri tebrik edememe alışkanlığıma korkarım ömür boyu katlanacağım.
Señor, que haya caido en el descuido de felicitarle señor, sobre los divertimentos en las buenas nuevas es algo con lo que me temo que tendré que vivir el resto de mi vida.
Zaten iki pilot kaybetmişler.
Y han caido dos pilotos.
Kayıp mı?
Caido?
Amy. Yani, ben her zaman ailenizi beğenmişimdir.
Amy, tu familia siempre me ha caido bien.
Kafatasını dağıtabilirdim, ama düşen bir düşmana saldırmayız!
Podría aplastarte el cráneo pero no se ataca a un adversario caido.
Gittiler.
Han caido.
- Kwan düştü.
Kwan ha caido, Kwan ha caido!
Gayet güzel bir atlayıştı.
Bueno, hemos caido bastante bien despues de todo.
Piggott Konfederasyon bize indi sonra çekim başlatmak için sadece yeterince sarhoş oldu.
Podrían haber disparado, están borrachos. Y en un minuto nos habría caido encima medio ejército sudista.
- Kediyi besle, kediyi besle!
- Te deseo! - Me he caido de la escalera!