Cancún translate Spanish
200 parallel translation
Cancún'a bileti vardı.
Tenía un boleto a Cancún y ya iba de salida.
Cancün'a mı?
¿ A Cancún?
- Cancún, Richard.
- A Cancún.
Cancún, Meksika'da.
En Cancún, México.
Cancún.
Cancún.
Cancún mu, neden Cancún?
¿ Cancún, por qué Cancún?
Clarence ve Alabama Cancún'a gidiyorlar, nasıl sence?
¿ Clarence y Alabama van a Cancún, qué piensas?
7 kişinin kafasını kesmişler.
Pasa la heroína por Cancún.
Sanırım Cancún polisini aramalıyız gemideki telsizden.
Creo que deberíamos tratar de comunicarnos... por radio con la policía de Cancún.
Farkında mısın, sana ikiz jimnastikçilerle Cancun'da bir hafta sonu ayarlamıştım?
¿ Comprendes que te di un fin de semana en Cancún... con gimnastas gemelas?
Yaz tatilimi Cancun'da geçirdim.
- Este verano, en Cancún.
Tahmin et kim 30 yıllık hostesi... Cancun'a giderken 7,500 metrede becermiş?
Adivinen quién se tiró una azafata de 30 años a 10.000 metros, en su viaje a Cancún
Kimse Lanet Gün Batımını İzlemek İstemiyor Mu? Ya Cancun'daki gün? Araba bozulmuştu ve adamın biri bizi eşekle götürdü.
¿ Qué hay de la vez en Cancún cuando se descompuso el auto y ese tipo nos dio un paseo en su burro?
Yucatan Peninsula'da... Cancun'un yakınında, efsanevi Cibola kentinin olduğu yeri... Gösteren bir haritadır.
Es un mapa del que se dice que muestra... la ubicación de las fabulosas 7 ciudades de Cibola, cerca de Cancún... en la península de Yucatán.
İş veya zevk için mi olacak?
A Cancún, México. ¿ En viaje de negocios o de placer?
Cancun, Meksika.
Cancún, Méjico.
Romantik bir hafta sonu için onu Cancun'a götüreceğim.
Iré con ella a Cancún por un largo y romántico fin de semana.
Daphne için bavul hazırlamamı istiyor. Onu Cancun'a götürecekmiş.
Quiere que le empaque una maleta a Daphne para su viaje a Cancún.
3 saat sonra seninle Cancun'a giden uçakta olacağız.
En tres horas, tú yo estaremos en un avión rumbo a Cancún.
Bu akşam Cancun uçağına yerimiz vardı.
Tenemos reservaciones para volar a Cancún esta noche.
Bir zamanlar Cancunlu bir lezbiyen vardı Genç bir adamı odasına çıkardı İkisi bütün gece tartıştı
Había una vez en Cancún una lesbiana que se llevó a un jovencito a su cama y discutieron toda la noche para saber quién se la iba a meter a quién.
Cancun'la değiştirdik.
Lo cambiamos por Cancún.
Cancun seyahatinden çektiği resimleri gördüm.
Porque vi algunas fotos de su viaje a Cancún.
Bahar tatilinde Cancun'a gidip, insanların göbeğinden içki mi içeceksiniz?
En primavera a Cancún para fotografiar ombligos?
- Harika değil. Ama oldukça eminim ki, Laurie Cancun'daki balayımızdan döndüğünde, işler düzelecek.
- Oh, no es genial pero estoy bastante seguro de que cuando regrese Laurie de nuestra luna de miel en Cancún, las cosas van a recoger
Bak Fez, orijinal Cancun shot bardağı. Hala tekiladan yapış yapış.
Oh, mira Fez, un verdadero Cancún vaso aún pegajoso con tequila!
Geçen sene konser için Cancun'daydık.
Estuvimos en Cancún el año pasado por un concierto.
" Gelecek hafta tatil köyüne gitmiyor muyuz?
" ¿ no nos ibamos a Cancún la proxima semana?
Cancun'da ki kızlar çılgın.
Esas chicas de Cancún son alocadas.
Madem itirafta bulunuyoruz. Carlos ve ben Cancun'da su yatağını patlatmıştık.
Ya que estamos de confesiones Carlos y yo rompimos una cama de agua en Cancún.
Cancun'a mı?
¿ Cancún?
yani.. bunlar annemin Cancún'da çektirdiği fotoğraflar beni terkettiği zaman şimdide Acapulco'ya dönen annemin çektirdiği fotoğraflara dönelim beni terkettiği zaman
Bueno.. terminamos con las fotos de mi mamá en Cancún cuando me dejó Pasemos a mi mamá en Acapulco cuando me dejó.
Cancun'da bir hafta geçirdik, her gün harika seks yaptık, uçakla Los Angeles'a döndük ertesi gün arayacağını söyledin.
Juraría que habían acabado muy bien. Pasamos una semana en Cancún, Hicimos el sexo todos los días Volvimos a L.A., dijiste que me llamarías al día siguiente, y paso...
Bence yediğiniz halt ortaya çıkınca karınız Cancun'a tatile çıktı.
Creo que su esposa acaba de organizar un viaje a Cancún por una separación.
Baba, sana söylemiştim. Annem Keith "le birlikte Cancun" a gitti.
Papá, ya te lo dije, se fue a Cancún con Keith un par de días.
- Cancun.
- En Cancún.
Cancun'daki fotoğraflar elimde ve bir internet sitesi açıyorum.
Dile que aún tengo las fotos de Cancún. Dile que abriré un website.
Neyse, sabahleyin Cancun'a giden ucuz bir uçuş olduğuna dair faks aldım. Senin bana ulaşmayı deneyebileceğin aklıma gelmedi.
Recibí un fax sobre un viaje barato a Cancún y no sabía si eras tú tratando de contactarme.
Bayan Cancun, lütfen! Kendinize hiç yardımcı olmuyorsunuz.
Srta. Cancún, por favor, no se está ayudando.
Seneye arkadaşlarımla Cancun'a gidiyorum.
El año que viene me voy a Cancún con mis amigos.
Cancun'a gitmek istiyorsan iş bulmalısın.
Y si quieres ir a Cancún tendrás que buscar trabajo.
Balayında hiçbirşey onu Cancun'a gitmeye ikna edemezdi.
Nunca vi a un hombre tan triste...
Nereye Genç Cafmeyer? Cancun, Mexico.
¿ Adónde, joven Cafmeyer?
- Cancun mu?
¿ Cancún?
Ya da Cancun'a. Oranın...
O Cancun, he oido que es...
Cancun'dan mı başlayacağıma karar verememiştim.
Tahiti o Cancún.
Yani, sıradaki ne, Cancun'da bir haftasonu mu?
Quierdo decir, que es lo siguiente? Un fin de semana en Cancun?
Müşterim Loretta Cancun, Yedinci Peçe'de dans ediyor.
Una de mis clientes, Loretta Cancun, baila en el Séptimo Velo.
Bayan Cancun'un dediğine göre Yedinci Peçe gevşek bir kimlik politikası olmasına rağmen içki ruhsatını kaybetmemenin bir yolunu bulmuş.
La Sra. Cancun dice que el Séptimo Velo tiene una curiosa manera..... de conservar su licencia de servir alcohol a pesar de que nunca piden el carnet.
Loretta Cancun, Yedinci Peçe'nin içki ruhsatını enteresan bir şekilde koruduğunu söylüyordu.
Loretta Cancun dice que el Séptimo Velo tiene una forma interesante de mantener su licencia para dispensar alcohol.
Sayın Hakim, artık Loretta Cancun'a karşı kamu davasının düşmesini talep etmek için iyi bir zaman mı?
¿ Sería buen momento..... para pedir que se rechace el caso contra Loretta Cancun?