English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ C ] / Carlisle

Carlisle translate Spanish

508 parallel translation
Bayan Carlisle, yemekte kaç kişiyiz, diye soruyor.
¿ Dónde está Sandow ahora? Está en Nueva York.
- Onları niçin Carlisle de durdurmadılar? - Durdurmak mı?
Me dijeron : "Vete del valle si te dan miedo los indios."
Sanırım onları Carlisle'deki askeri mahkemeye götüreceğim, bu konuda ne yapacaksınız? Bunu yapacağız.
Supongamos que sí, que los envío para ser juzgados.
Onu ata bağlayın, Carlisle'deki hapisaneye götüreceğiz
Atadlo a un caballo y llevadlo a la cárcel de Carlisle.
Merak etme, Carlisle.
Descuide, Carlisle.
Bana bakın Bay Carlisle.
Mire, Sr. Carlisle.
Çok teşekkür ederim, Bay Carlisle.
Muchas gracias, Sr. Carlisle.
"Muhteşem Stanton olarak bilinen zihin okuyucu Stanton Carlisle bir gece kulübünde oyunu sırasında derin bir transa girdi."
Stanton Carlisle, conocido como el Gran Stanton, lector de mentes... entró en un trance profundo durante su número.
Bay Carlisle?
¿ Sr. Carlisle?
Lütfen Bay Carlisle anlamaya çalışın benimle ilgili bu kuruntularınız ruhsal rahatsızlığınızın bir parçası.
Por favor, Sr. Carlisle, intente entender... que sus delirios respecto a mí son parte de su enfermedad mental.
Bir şey daha, Bay Carlisle ki bu hastalığınızın ciddiyetini açıkça gösteriyor.
Ésa es otra cosa, Sr. Carlisle... que indica claramente la gravedad de su mal.
Gerçekten Bay Carlisle, bunu söylemekten nefret ediyorum açıkça hastaneye yatırılmalısınız.
En verdad, Sr. Carlisle, odio decirle esto... pero simplemente necesita estar hospitalizado.
Lütfen Bay Carlisle, kendinizi bana bırakın.
Por favor, Sr. Carlisle, póngase en mis manos.
Carlisle Court, 127 numara.
apartamento 127. Carlisle Court.
Dr. Carlisle?
¿ Doctor Carlisle?
- Onu daha önce gördüm.
- La Srta. Carlisle. - Ya la había visto.
Açıklarım ama önce Bayan Carlisle ve Simon için oda.
- Parecéis extenuados. - Ya os lo explicaré luego.
İkisinin de fena halde uykuya ihtiyacı var. - Evet, tabii ki.
Habitaciones para la Srta. Carlisle y para Simon.
Simon'un dayanma gücü hemen hemen hiç yoktur. Uzun süredir Mocata'nun etkisi altındaydı. Aynı şey Bayan Carlisle için de geçerli.
La resistencia de Simon y de la Srta. Carlisle es nula... por la influencia de Mocata sobre ambos.
Kızgın Carlisle'e pelerin baktık.
Hemos buscado desde Cape Wrath a Carlisle.
- Evet, Carlisle. - Carlisle, kim o?
A Carlisle.
Carlisle, St. Brendan'daki şişko çocuktu.
¿ Quién es Carlisle? Carlisle era un niño gordo de St. Brendan's.
Halloween, hepimiz degişik kostümler giymişdik. Carlisle benim yanıma geldi.
En Halloween todos nos disfrazamos y Carlisle se acercó a mí y me dijo...
Carlisle'ı buldum.
He encontrado a Carlisle.
- Cozy Carlisle?
- ¿ Cozy Carlisle?
Bay Carlisle, bir hukuk şirketi tarafından sizi bulmak ve Myron Spargo'nun geçen ayki ölümünü bildirmekle görevlendirildim.
Sr. Carlisle, una firma de abogados me ha contratado para encontrarle e informarle que Myron Spargo murió el mes pasado.
Dr Carlisle'ın, iki insanın tekrar tekrar karşılaşması konusunda söylediklerini duydun.
Ya oíste lo que dijo el Dr. Carlisle, acerca de dos personas que siguen reuniéndose una y otra vez.
South Kensington'daki Carlisle Otel'e yerleşiyormuş.
Se traslada al Hotel Carlizt, en South Kensington.
They'll be coming over that way from Carlisle.
Vendrán por el camino de Carlisle.
Rumor, Ewell'in Carlisle'deki dağlardan geldiğini söylüyor.
Hay rumores de que Ewell se aproxima por las montañas de Carlisle.
Dr. Carlisle genelde bu sıra uğrar. Sizinle tanışmak ister.
Al Dr. Carlisle le encantará conocerle.
Richard Carlisle.
Carlisle.
Dr. Carlisle'la sohbet hoşunuza gider. Basamağa dikkat.
Le gustará charlar con el Dr. Cuidado aquí.
Bayan Carlisle'ın koruması olmak... bana yüksek lisans için çalışma fırsatı verdi.
Custodiar a la Sra. Carlisle me dió tiempo de ganar horas para mi Maestría.
O zaman bir sorunumuz var, çünkü Başkan kendisine bir iyilik yapıp... Bayan Carlisle'a dönmeni istiyor.
Entonces, tenemos un problema porque el Presidente le pide volver con la Sra. Carlisle como un favor personal.
Şey, elbette alınmanızı istemem Bayan Carlisle... ama buradaki görevim bitti ve Washington'a dönmek istiyorum.
Bueno, ciertamente yo no quería herir sus sentimientos, Sra. Carlisle... pero mi misión aquí terminó, y me gustaría volver a Washington.
- Bayan Carlisle...
- Sra. Carlisle?
Silah ve tüfeklerle görülen adamlar :
- Los hombres con revólveres y rifles. - Sí, Sra. Carlisle?
Bayan Carlisle?
Sra. Carlisle?
- Bağışlayın Bayan Carlisle.
- Disculpe, Sra. Carlisle.
Bayan Carlisle dışarıda sıcaklık 3 derece.
- Sra. Carlisle, afuera hay 5 grados.
Ben bir gizli servis ajanıyım Bayan Carlisle, taşıyıcı değilim.
Soy un agente del Servicio Secreto, Sra. Carlisle, no un caddy.
Şey, Tess Carlisle beni aradı... ve biliyorum bu biraz çılgınca ama... onun çiçeklerini kopardın mı?
Bueno, tuve un llamado de Tess Carlisle. Y sé que esto suena un poco loco... pero estropeó usted alguna de sus flores?
Aslında, Carlislelara çok şey borçluyum.
Francamente, le debo muchísimo a los Carlisle.
Bütün sevgimle, Carlisle.
Carlisle.
- Bayan Carlisle mı?
No creo que yo quiera. ¿ Para qué vas a Europa?
Bavulları alır mısın?
La Srta. Carlisle desea saber si serán tres para el té.
Onların Philadelphia'daki komutandan alınmış izinleri var.
¿ No se les detuvo en Carlisle?
Bay Van Ryn, Bayan Carlisle.
El Sr. Van Ryn.
Bay Mocata.
La Srta. Carlisle y el Sr. Mocata.
Örneğin o kız, Bayan Carlisle.
Por ejemplo, esa joven.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]