Case translate Spanish
5,320 parallel translation
Bugünden itibaren California'da bir erkeğin başka bir erkekle evlenmesi yasallaştı!
Porque a partir de hoy en California, ¡ es legal que un hombre se case con otro hombre!
Ülkemi İngilizlerden korumak için Fransa ile ittifaka ihtiyacım var. ve eğer Francis benimle evlenirse evlenene kadar zamana ihtiyacım var.
Necesito la alianza con Francia para proteger Escocia de los ingleses, y necesito tiempo antes de que no haya posibilidad de que Francisco se case conmigo.
Marge'la Moe'yu evlendireceğim sonra Moe'yu öldüreceğim sonra yüzük Marge'a kalacak ben de Marge'la evlenirsem yüzük benimdir.
Hago que Marge se case con Moe, entonces mato a Moe, luego ella se queda con el anillo, luego yo me caso con ella y el anillo es mío.
Lütfen, Case.
Por favor, Case.
Deb'e evlenme teklifi ettim, o da kabul etti.
Le he pedido a Deb que se case conmigo y ha aceptado.
Rahibiniz kendisini pek rahat hissetmiyormuş, bu yüzden sizi benim evlendirmemi istedi.
Su sacerdote no se sentía cómodo, así que me pidió que los case yo.
Eğer onunla evlenmezsem.
A menos que me case con él.
Eğer hala benimle konuşmaya devam ederse... ona evlenme teklifi edeceğim.
Si todavía me habla... Voy a pedirle que se case conmigo.
Evet, ama birçoğunuz şunu bilmiyor ve bu çok gizli Kurt'e evlenme teklif edeceğim.
Pero lo que la mayoría no sabe, y esto es ultra secreto, es que voy a pedirle a Kurt que se case conmigo.
Hiç tanımadığım birinin karısı olmamı mı istiyorsun?
¿ Quieres que me case con alguien que jamás he conocido?
Ve Roberto'nun ailesi de oğullarının Katolik bir kızla evlenmesini istiyor.
Y los padres de Roberto solo quieren que se case con una buena chica católica.
Ya da banyoda seviştiğim bu adamla evlenirim çünkü bu adam aklımı başımdan aldı ama bana ilgi duyduğunda bunu kaldıramadım.
¿ Ves la diferencia entre esto y " Creo que quiero casarme con este tío, o puede que me case con el tío con al que me tiré en un baño porque perdí los nervios en mis exámenes, pero cuando el estaba por mí, no lo pude afrontar. Pero de repente, cuando casi muere,
- Bay Case mi?
¿ El Sr. Case?
Bayan Casey Peerson, Mindy oluyor. Ya da evlendiğinde olacak.
Mindy es la Sra. de Casey Peerson, o al menos lo será cuando se case.
Margaret Murphy ve Wendy Case. Jax'in eski eşi.
Margaret Murphy y Wendy Case, la ex de Jax.
Nielsen ratinglerine göre Cold Case Files, Dateline Murder ve Deadly Affairs gibi programlar evli çiftler arasında gittikçe daha çok izlenir hâle geliyor.
De acuerdo con los indices de Neilson de audiencia en espectáculos como Cold Case Files, Date line munder y Asuntos mortales se dispara como cielo entre las parejas casadas.
Ama şimdi şehvet, ihanet ve cinayete hazır olun. Hepsi Ateşli Davalar'da. Oh be!
pero ahora, estén listos por algo de lujuria traición y asesinato en "Hot Load Case Files".
Muhtemelen annemin izinden gidip bir polisle evlenirim.
Probablemente solo... siga los pasos de mi madre y me case con algún policía.
- Pardon, Wendy Case'i arıyorum.
Disculpe, buscamos a Wendy Case.
Anlamı, evlenmek için Sulh Hakimi'ne gidecekler.
Ir a un juez de paz para que les case.
Yani kardeşini ispiyonlamış ve sonra New York'a taşınıp ismini Dahlia Swain olarak değiştirmiş. Sonra da kendisiyle evlenmek için Nathan Cotchin'i kandırmış.
Así que vende a su hermano, se muda a Nueva York, cambia su nombre por Dahlia Swain, encuentra un nuevo objetivo, el chico de los Cotchin, y le engaña para que se case con ella.
En azından, bu bırakmamız lazım case.
- Por lo menos, tenemos que descartar el caso.
Evlendiğinizde Avrupa maçlarına katılmayacak mısınız?
Muy bien. ¿ No participará más en partidos europeos una vez que se case?
Francis ile evlenmemi mi istiyorsun?
¿ Queréis que me case con Francisco?
Ablamın evleniyor olması Kore'ye dönmeyeceği anlamına geliyor.
Que mi unni se case allí significa que no quiere regresar a Corea.
Ama şunu anlamalısın onunla evlendiğimde Victor 80 yaşındaydı.
Pero tienes que entender, que Victor tenía 80 años cuando me casé con él.
Evlendim.
Me casé.
N'aptın n'aptın?
- ¿ Qué? - Me casé.
Ben hiç evlenmedim...
Nunca me casé. Yo...
Ben evlendikten sonra, annemle bir başınıza kalacaksınız.
El punto es que después de que me casé... Será sólo tú y mamá...
Seninle evlenene kadar.
Hasta que me casé contigo.
Aslında, çok gençken evlendim.
Muy bien. Me casé muy joven.
Gittim evlendim ben de.
Y me casé con ella.
Sevdiğimden evlenmedim. Kurtulmak için evlendim.
No me casé por amor, me casé por la libertad.
New York'ta büyük bir kilisede evlendik. Sonra da dağlara doğru seyahate çıktık.
Me casé en una gran iglesia en Nueva York y luego nos fuimos de viaje por las montañas.
Signe, Iben'e deli gibi aşıksam o halde neden seninle evlendim?
Signe, si estaba loco por Iben, ¿ por qué me casé contigo?
Arkadaşıma söyledim. Evli bir adamdım ama benden beklenenden fazlasını hissedemedim.
Le dije a mi amigo... yo no me casé por eso... para no sentirme envuelto más de lo que debería.
Babasıyla geçtiğimiz baharda evlendik.
Me casé con su padre en la primavera pasada.
Yani belki de ben berbat durumda olan bir kadınla evlenmişimdir.
Quiero decir, tal vez me casé con alguien que apesta.
Onlarla evlenmiştim.
Me casé en estos.
- Hayır, hiç evlenmedim.
No, nunca me casé.
Biriyle evli olduğumu biliyor musun?
¿ Sabes, con la que me casé?
Çünkü çok fazla uyarı işareti aldığım biriyle evlendim ben, tüm söylediğim bu.
Porque yo me casé con alguien cuando habían muchos signos de advertencia, y eso es todo lo que digo.
Ben bir hapishane hücresinde evlendim, Tanrı aşkına.
Me casé en una celda de la cárcel, por el amor de Dios.
Jennifer Wooley, Bir Cadıyla Evlendim filminde Veronica Lake'in oynadığı karakterdi.
Jennifer Wooley es el personaje de Veronica Lake en la película "Me casé con una bruja".
Küçükken evlendim.
Me casé muy joven.
Bugün evlendim.
Me casé hoy.
Bu yıl yeni bir iş buldum ve seninle evlendim.
Este año, obtuve un nuevo empleo y me casé contigo.
Gaddar bir kadınla evlendim.
Me casé con una mujer cruel.
Genç yaşta evlendim.
- No. Me casé joven.
Aşk için evlenmiştim. ve onu çok sevmiştim.
Me casé por amor y la amé profundamente.