Columbo translate Spanish
547 parallel translation
Neler oluyor Columbo?
¿ Qué está ocurriendo, Columbo?
- Komiser Columbo, Polis.
- Teniente Columbo, policía.
Komiser Columbo.
Teniente Columbo.
- Komiser Columbo.
El teniente Columbo.
Columbo, daireme gelecek.
Columbo regresará a mi apartamento.
Columbo bu sefer onu bulacak.
Columbo los encontrará esta vez.
Şu adam hakkında ne düşünüyorsun, yani Columbo hakkında?
¿ Y qué hay con ese hombre, ese Columbo?
Columbo.
Columbo.
Ne ben, ne de Columbo şaka yapıyor.
No estoy bromeando y Columbo tampoco.
- Columbo, sen bir memursun.
Ud. Es un funcionario público.
Sen bir torba dolusu hilesin, Columbo.
Es una bolsa de trucos.
Zeki bir adamsın, Columbo, ama bunu gizliyorsun.
Es un hombre inteligente, pero lo oculta.
Komiser Columbo, Bayan.
Teniente Columbo, señora. Policía.
Dolayısıyla benimle konuştu, bana dedi ki : "Komiser Columbo, yaraya parmak basmalısın, sen sadece doğru bildiğin gibi devam et."
Así que me dijo : "Teniente Columbo debe de estar tocando un punto doloroso así que siga tratando".
Columbo, beni görmek için bugün stüdyoya geldi.
Columbo vino a verme al estudio hoy.
- Columbo mu?
- ¿ Columbo?
Bak, Columbo, seni olduğundan fazla önemsemişim.
Escuche, lo sobrestimé.
Şimdi de bayanlar baylar, bizim Russ Columbo'muz Bay Coley James.
Con ustedes, nuestro propio Russ Columbo, el Sr. Coley James.
Dosyayı kapatıyorlar. Bu Columbo olaya intihar olarak bakıyor.
Este tipo, Columbo, solo cree que es un suicidio.
Teğmen Columbo.
Teniente Columbo.
Teğmen Columbo!
¡ Teniente Columbo!
Şu Columbo var ya polis olan, beni buldu.
Mira, ese tipo Columbo, el policía, me encontró. - ¿ Cómo? - No lo sé.
Bu konuya sonra bakarız.
- ¿ Teniente Columbo? - Sí. ¿ Qué es?
- Teğmen Columbo?
Un paquete.
Columbo.
Columbo. Teniente Columbo.
- Columbo, değil mi?
Columbo, ¿ verdad?
Neden bahsediyorsun? Columbo.
- ¿ De qué estás hablando?
Bu gülünç Columbo, senin için bile.
Esto es ridículo, Columbo, incluso para usted.
Adım Columbo.
Me llamo Columbo.
İsmim Columbo.
Me llamo Columbo.
Polis Teğmeni Columbo.
Soy el teniente Columbo, de la policía.
( Columbo ) Şahane tekne!
¡ Hermosa embarcación!
Teğmen... anlamıyorum Columbo isminde birinin denize alışık olması gerekmez mi?
¿ Sabe una cosa, teniente? No entiendo cómo un hombre llamado "Columbo", es decir, Colón ¿ no debería sentirse más a gusto en un barco?
Tekrar açılmak isterseniz, memnuniyetle götürürüm, Columbo.
Si quiere volver a viajar, lo llevaré, Columbo.
Teğmen Columbo.
El teniente Columbo.
Uh, Komiser Kolumbo, Bay Franklin.
Teniente Columbo, el Sr. Franklin.
Komiser Kolumbo, lütfen.
El teniente Columbo, por favor.
Kolumbo, ben Franklin.
Columbo, habla Franklin.
Uh, Komiser Kolumbo.
- El Tte. Columbo.
Şey, Komiser Kolumbo.
Vaya, Tte. Columbo.
Ben Komiser Kolombo.
Teniente Columbo, de la policía local.
Komiser Kolombo kalemini kaybetmiş.
Columbo perdió el bolígrafo.
Columbo, hârikâsın. - Gerçekten öylesin.
- Es Ud. Magnífico.
Teğmen Columbo olmalısınız.
Debe ser el Teniente Columbo. Soy Justin Price.
- Evet. Ne var?
Uh, Teniente Columbo.
Cinayet Masasından Teğmen Columbo.
Homicidios.
Teğmen Columbo.
- Cierto.
Üzgünüm Bay Columbo.
Lo siento.
Bu beni...
Señor Columbo, esto...
Bizi öğrenmiş.
Columbo.
Uh, hayır, uh... Uh, Komiser, uh, Kolumbo, uh, polis.
Teniente Columbo.