Confetti translate Spanish
39 parallel translation
Atılan konfetileri ipe dizdi.
Le dieron confetti con elástico.
Konfeti gibi.
Parece confetti.
Konfeti olarak da kullanılabilir evet.
Podría usarse de confetti, sí.
Konfetiler falan.
Confetti y toda esa basura.
Paramı har vurup harman savuruyorsun gerçekten de değil mi?
Solo han estado tirando mi dinero como confetti, cierto?
- Benden nefret ediyorlar.
- Como si fuera confetti. - Me odian.
Biz cepheden döndüğümüzde, geçit törenleriyle, bandolarla karşılandık. Cilveli genç kızlar vardı herşeylerini sunmuş, bize vermeye hazır bekleyen.
Veníamos a casa entre desfiles, confetti, tambores, cornetas y chicas.
Konfetiye benziyor.
Parecen como... uh... confetti.
Daha konfeti bombardımanına hazırlanmamız gerek.
Todavía tenemos que trabajar los cañones de confetti.
Solumda bir konfeti topu var.
A mi izquierda, tengo un cañón de confetti.
Diğerini de buldum sandım ama konfeti çıktı.
Pensé que había encontrado la otra, pero resultó ser... Confetti.
Metalize PVC ama evet, konfeti.
PVC metalizado, pero sí, confetti.
The Dorset'te konfetiler her gece ne zaman atılır?
¿ A qué hora tiran el confetti en el Dorset cada noche?
Konfetileri at, lütfen.
Encienda el confetti, por favor.
Konfetilerle derdiniz nedir sizin?
¿ Qué perra les ha dado a todos con el confetti?
Kristen, geceyarısı şampanyayla birlikte konfeti parçasını yutar. Boğulduğundan habersiz bir şekilde, Brady ile özel olarak vakit geçirmek için- - -... sabah ölü bulunduğu kabine gider.
Así que, Kristen inhaló el champán con un añadido de confetti a medianoche, sin darse cuenta de que se estaba ahogando, se dirige al reservado, para estar a solas con Brady.
Horatio sayesinde, konfetilerin de öyle olduğunu biliyoruz.
Bueno, gracias a Horatio, también sabemos lo que hace el confetti.
Baksana, her yerde düğün konfetisi var.
¿ Ves? Hay confetti de la boda por todos lados.
Kahvemde neden konfeti var?
¿ Por qué hay confetti en mi café?
Kafandaki konfeti hariç tabii ki.
Menos por el confetti en su pelo.
Hâlâ mı? Tanrım, aptal düğün konfetisi, her yerde...
¿ Todavía? Por Dios, estúpido confetti de bodas, está por todas partes.
Dün düğününde konfeti var mıydı?
¿ Ha tenido confetti en su boda?
Evet, peki havalandırmadaki konfetiye ne demeli?
Sí, ¿ y qué hay del confetti en los conductos de aire?
Konfetileri bırakmalarını söylemiştim, Alcina
Le dije que dejara el confetti, Alcina...
Biraz potasyum sülfat konfetiye ağdayla sar
Sí, sólo se trata de un poco de sulfato de potasio, y carbón enrrollado con confetti.
- Konfeti?
- ¿ Confetti?
Hayır, orada... orada... orada çalışan Konfetiyi ateşlemem için beni balkona çıkaran adam.
No, el que trabajó allí que me llevó hasta el balcón para arreglar el cañón de confetti.
İnsanları konfeti fırlatmaları ya da onun gibi bir şey yapmaları gerekmez mi?
No debería la gente estar lanzando confetti o algo?
- Konfeti!
¡ Confetti!
Kilisenin dışında da broşür dağıtan bir çocuk vardı.
- como confetti. - Un niño estaba panfleteando fuera de la iglesia también.
Hızlıca konfeti dolduruyoruz. Kesmeden devam.
Ejecutar una recarga rápida de confetti.
Ya da kafatası şeklinde konfeti. Hayır!
O confetti, solo que con forma de cráneos humanos.
Yani, bir konfeti bile yok.
Quiero decir, miren, no hay confetti.
Confetti kardeşlerden Prady'nin duyurusunu nerede yapacağını öğrendik.
Acabamos de enterarnos a través de los Hermanos Confeti dónde va a hacer el anuncio Prady.
Confetti kardeşler, Wisconsin dışında yaşayan politik organizasyonlardaki konfetileri kontrol eden ikili.
Los Hermanos Confeti son un dúo de Wisconsin que controlan todo el confeti de los actos políticos.
Sen ve ben, arkadaş olmalıyız
♪ Tú y yo, tiraremos confetti ♪
Doğum günü kartının konfeti ve fıstık tozunu Simon Cutler'a sıktığı andı.
Era el momento en que la tarjeta de cumpleaños lanzaba el confetti. Y polvo de maní fue hacia el rostro de Simon Cutler.
- Konfeti!
- ¡ Confetti!
Bir parti ver, birkaç konfeti patlat.
Así que haz una fiesta, haz algo de confetti.