English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ C ] / Copacabana

Copacabana translate Spanish

88 parallel translation
Uzun kumsal Copacabana plajıdır.
La extensión de arena es la playa de Copacabana.
Copacabana.
Copacabana.
Copacabana Tiyatro Okulu mezunu.
Titulada en la Escuela de Arte Dramático Copacabana.
Copacabana'ya döndü.
De vuelta al Copacabana.
Ve de her gün körfeze sarkılıp şu plaja gidebilirsin : Copaca - Copacabana.
Y todos los días puedes conducir hasta la bahía... y hasta la playa de Copacabana.
- Copa ya da..... Persian Room gibi bir gösteri..... göz alıcı bir gardırop, özel malzemeler..... ses hocası ve halkla ilişkiler görevlisi.
Un club como el Copacabana. Y para eso necesitas un vestuario fabuloso, accesorios especiales, un profesor de canto, un representante, y para eso se necesita dinero.
- Persian Room'u hazırlayacaksam..... bu kadar paraya ihtiyacım var demektir.
- ¿ En ti? - Eso es lo que costaría si quiero cantar en el Copacabana.
Yapacağım ilk şey Persian Room'daki rezervasyonumu iptal ettirmek olacak.
Lo primero que haré será cancelar mi reserva en el Copacabana.
Pek Copacabana gibi degil.
No es exactamente el Copacabana.
Daha 15.Nereye gitsin ki?
¿ Adónde va? ¿ Al Copacabana?
Copacabana'ya mı? Duyduğuma göre güzel bir sarışınla berabermiş?
Escuche que fue con una rubia hermosa.
Güzelim bir deniz, pırıl pırıl bir güneş.
Imagínanos en Copacabana, Lilica. Hermosa playa, hermoso sol.
Bayanlar Baylar Copacabana, gururla takdim eder, Bayan Kitty Haynes.
El Copacabana tiene el placer de presentar a la Srta. Kitty Haynes.
Teşekkür ederim. Ben Copacabana'daki şampanyayı bekleyeceğim.
Esperaré a tomar una copa de champán en el Copacabana.
Copacabana'nın eğlence programı on dakikaya başlıyor.
El espectáculo del Copacabana está a punto de empezar.
Teşekkür ederim. Ben, Copacabana'daki şampanyayı bekleyeceğim.
Esperaré a tomar una copa de champán en el Copacabana.
Filmi Copacabana sahnesinden önce terk ettim. Genelde o zaman yerim.
Dejé la película antes de las escenas del club, cuando normalmente como.
- Copacabana'da buluşmayacak mıydık?
- ¿ No quedamos en el Copacabana?
Sonunda Copacabana'ya gidebileceğiz.
Por fin vamos al Copacabana.
- Copacabana! - Güzel.
- ¡ El Copacabana!
( Çavuş Dedektif Ricardo "Rico" Tubbs ) Copacabana'da olduğunu biliyoruz, canım.
Busca la dirección.
Rita Hayworth, dün gece Copacabana'da ne kadar fevkaladeydi, değil mi?
¿ Y no estaba impresionante anoche Rita Hayworth en el Copacabana?
Oh, Abe, neden beni hiç Copacabana'ya ya da El Morocco'ya götürmüyorsun?
Abe, ¿ cómo es que nunca me llevas al Copacabana o a El Morocco?
Şimdi beyler bayanlar Copacabana sizlere mizahlı sözlerin efendisini gururla sunar.
Damas y caballeros, el Copacabana tiene el placer de presentarles al rey del chiste,
Cumartesi geceleri eşler içindi. Fakat Copa'daki Cuma geceleri genellikle metreslerle geçirilirdi.
La noche del sábado era para las esposas, pero la de los viernes, en el Copacabana, era para las amigas.
Hayır, ama ben Duke ile bir kez Copacabana onu gördüm.
No, pero una vez lo vi en el Copacabana, con el Duque.
İşte Copacabana kulübündeyiz.
Así que estamos en el Copa.
Bunun üstüne çıkabilecek tek şey sekizinci sınıf mezuniyetimde bütün okulun önünde Copa Cabana okumak zorunda kalışım.
Lo único peor fue en cuarto grado cuando tuve que cantar "Copacabana" frente a todos.
Bana Allen Copacabana kolluğu mu, Yoksa Julie Newmar siyahı mı daha iyi gider bilmiyorum.
No lo sé. ¿ Voy con la manga Copacabana de Peter Allen o con el negro básico de Julie Newmar?
- "Copacabana" mı?
- ¿ "Copacabana"?
" Tekrar geniş plan Copacabana.
" La cámara revela que es el Copacabana.
- 1969'da Copacabana'da bu davulların üzerinde dans etmiştim.
Yo baile con esos tambores en Copacabana... en 1969.
Küçük bir çete oluşturdular ve Copacabana'ya gittiler.
Formaron una pandilla pequeña, y fueron a Copacabana.
Yine bunlar gibi Copacabana'daydı.
Estaba en Copacabana, lo mismo que ellos.
Ben de Copacabana'ya geldiğimde aynı yaşlardaydım.
Cuando llegué a Copacabana, tenía la misma edad.
17 Şubat 1998, öğlen 1 sularında, Copacabana'da, soygun yapmaktan suçlu buluyor. Olayın gelişimi :
El 17 de febrero de 1998, alrededor de las 1 pm, en Copacabana, los acusados incurrieron en un asalto
Burası Copacbana plajı!
Ahí está la playa de Copacabana.
Copacabana, dünyanın en önemli gece kulübüdür. Tüm ünlüler burada sahneye çıkmıştır.
El Copacabana el club nocturno más importante del mundo todos los famosos han interpretado ahí.
Teşekkürler. Copacabana'ya hoşgeldiniz.
Gracias y bienvenidos al Copacabana.
Bu gece Copacabana'da olmak, benim için büyük bir onur.
Estoy muy honrado de estar esta noche en el Copacabana.
Annem Polly, her zaman, bir gün Copacabana'da çalıp şarkı söyleyeceğime inanmış ve hayalini kurmuştu.
Mi madre Polly... siempre soñadora y crédula que algún día cantaría en el Copacabana.
Copacabana'da, yüzme havuzlu değil mi?
¿ En Copacabana, con una piscina?
COPACABANA'DA ÇOCUK, FUHUŞ ÖRGÜT BAŞI TUTUKLANDI.
POLICÍA ARRESTA A JEFE DE prostitución INFANTIL... EN COPACABANA.
Copacabana'da sahne alacak biri için mükemmel.
Perfecto, si fuera a actuar en el Copacabana.
COPACABANA STÜDYOSU İLE ANLAŞMA
CONTRATO COPACABANA DISCOS
"Bananas Copacabana", yağda pişmiş yumurtalarla dolu domatesler,
Bananas a la Copacabana, tomates rellenos con huevos escalfados...
Sho, Copacabana'nın adresini verdi bana.
Sho me ha dado la dirección del Copacabana.
Copacabana, evlat. En iyisidir!
Copacabana, niña, un lujo!
gitmek için seçtiğin yer... Copacabana plajı!
Y tú, Martha Jones, has escogido que vayamos a... la playa de Copacabana.
Copacabana'da olduğumuzu düşün.
Y si claro...
Isabel Batista.
Es en Copacabana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]