Curt translate Spanish
476 parallel translation
- Bu kadar, değil mi Curt?
- Es eso, ¿ verdad, Curt?
- Biliyor musun Curt?
- ¿ Sabes una cosa, Curt?
Bak Curt, burada bir filiz var, burada, kayanın içinde.
Mira, Curt, en esta roca hay un filón.
Madeni bulduk Curt.
Lo hemos encontrado, Curt.
Yazan ve yöneten Ingmar Bergman, oyuncu kadrosu da şöyle : Doris Svedlund, Birger Malmsten, Eva Henning, Hasse Ekman Stig Olin, Irma Christenson, Anders Henrikson, Marianne Löfgren, Bibi Lindqvist, ve Curt Masreliez.
Está escrita y dirigida por Ingmar Bergman y los actores son : Doris Svedlund, Birger Malmsten, Eva Henning, Hasse Ekman, Stig Olin, Irma Christenson,
Curt.
Curt.
Curt!
¡ Curt!
Curt ile ben gitsem daha iyi olacak milyonda bir ihtimal siyah değildir.
Mejor déjame acompañarte Curt. Un millón a uno a que no es negro.
Bu curt'u durdurmayacak.Asla..
Eso no detendrá a Curt. Nunca se detiene.
Curt rüyaları sever, seni cezalandırabilir.
A Curt le gusta el sueño al que le pueda poner las manos encima.
Beni duyuyormusun, Curtis?
¿ Me estás escuchando, Curt?
Bırak gitsin, Curt.
Déjalo, Curt.
Curt'un bu sabah başladığı işe Harold gitse... daha iyi olur diye düşünmüyormusun?
¿ No crees que sería mejor que Harold fuese en tu lugar... viendo en qué plan se ha levantado Curt esta mañana?
Curt'le konuştunmu?
¿ Lo has hablado con Curt?
Harold, niçin Curt'le anlaşamıyorsun?
Harold, ¿ por qué no vas con Curt?
Hadi anne.Curt'un ne diyeceğini biliyorsun.
Vamos, Madre. Ya sabe lo que Curt dirá.
Haydi, Curt, gidelim.
Venga, Curt, vayámonos.
Pekala eğer orda bir kedi varsa Curt onu yakalar.
Bueno, si hay un gato ahí fuera, Curt lo atrapará.
Gwendolyn'ın Curt'ün hayali vurmalarını dinleyecek kadar deli olduğunu sanmıyorum.
No creo que a Gwendolyn le vuelva loca oír hablar de la puntería de Curt.
Ben seni destekliyorum, Curt.
También he dado la cara por ti, Curt.
Sen ne yapardın, Curt?
Entonces, ¿ qué harías, Curt?
Bu Curt!
¡ Es Curt!
- Bu Arthur değil, Curt.
- No es Arthur. Es Curt.
Bu Curt, anne.Curt.
Es Curt, Madre. Es Curt.
Curt nerde?
¿ Dónde está Curt?
Curt niye gelmedi?
¿ Por qué no ha venido Curt?
Her zaman bir kulağımdan girer ötekinden çıkar... aynı seni Curt'un yemininin ne anlama... geldiğini bilmemen gibi.
A mí siempre me entraban por un oído y me salían por el otro... al igual que haces tú con los juramentos de Curt... sabiendo que no importa nada.
En çok Curt ve ben.
Normalmente éramos Curt y yo.
Curt hala eve gelmedi mi?
¿ Ha llegado Curt ya a casa?
Curt hakkında endişeli, hepsi bu.
Está preocupado por Curt, eso es todo.
Arthur'un ölümünden beni suçluyor ve Curt'un geri dönmeyeceğini düşünüyor.
Piensa que tengo la culpa de la muerte de Arthur, y de que Curt no haya vuelto.
Eğer Curt ile ilgilenmeseydim... bunların hiçbirinin olmayacağını söyledi.
Ha dicho que nada de esto hubiera sucedido... si no hubiera coqueteado con Curt.
Curt'un odasındaki kereste var.
Los que Curt trajo para el establo.
Curt?
¿ Curt?
Sana şaşırıyorum, Curt böyle, birşey zanneden bir kızı...
Me sorprendes, Curt, dejar que un joven petimetre como...
Curt nerede?
¿ Dónde está Curt?
Curt'un ava çıktığı yer burası.
Curt ha salido a cazar. Ahí es donde está.
Bunu duydun mu, Curt?
¿ Has oído eso, Curt?
Şanslı bir çocuksun, Curt.
Eres un chico afortunado, Curt.
Curt olduğunu sandım.
Pensé que se trataba de Curt.
Curt'un paltosunu niçin aldı?
¿ Por qué se puso el abrigo de Curt?
Benim yanımda... anne'nin ve Curt'un yanında olacaksın.
Siempre te dejas arrastrar por mí... por tu madre, y por Curt.
Yasal hakkının ne olduğunu Curt'a sormaya korkuyormusun?
¿ Tienes miedo de pedirle a Curt lo que es legítimamente tuyo?
Eğer Curt olmasaydı bu çiftlik olmazdı.
No habría rancho alguno si no hubiese sido por Curt.
Curt gittiği için mezarıda sen kazacaksın.
Estando Curt fuera, también cavarás la fosa.
Senin ve Curt'un.
Los de usted y los de Curt.
Arthur'u bulduğunda Curt'un ne kadar mutlu olduğunu hatırla.
Piense en cómo de contento se puso Curt cuando encontró a Arthur ahí fuera.
Curt'un burayı elimizden alıp satmasını engelleyen Arthur'du.
Era Arthur quien impedía que Curt... vendiese la casa delante de nuestras propias narices.
Curt ondan korkardı ama o şimdi öldü.
Curt le temía, pero ahora está muerto.
ve Curt herşeyi istediği gibi yapacak.
Y Curt tiene todo a favor.
Curt kararlı.
La prometida de Curt.