Cıvıl translate Spanish
258 parallel translation
Sonra, cıvıl cıvıl öten tüylü dostlarımızın yanına yeşil vadiye * gidiyor.
Y entonces oiremos el gorjeo suave... de nuestros emplumados amigos en un valle con árboles.
Onlar cıvıltılı-kafalılar.
Están "atortolados".
Cıvıltılı-kafa mı?
¿ Atortolados?
Hemen herkes baharda cıvıltılı-kafa olur.
Casi todos se atortolan en primavera. Sí. Casi todos se atortolan en primavera.
Cıvıltılı-kafa!
Atortolado.
Cıvıl cıvıl öterek, önüme doğru sıçradı.
Corrió directamente hacia mí, piando todo el rato.
Roma'ya ilk geldiğim günü hatırlıyorum da çok zaman önceydi. Düşman hattını sonunda yardığımızda kızlar mutlu ve gülüyordu. Körpecik, cıvıl cıvıl.
Recuerdo cuando llegamos a Roma... hace meses... cuando por fin rompimos la línea... todas las chicas se reían, felices... frescas, llenas de color... preciosas...
Ben şehrin daha cıvıl cıvıl bir yeridir diye düşünüyordum.
Pensé que estaría en un barrio más acomodado.
Evde cıvıltılı konuşmaları duymak isterim.
Decidme, ¿ venís de muy lejos?
Yalnız cıvıl cıvıl ve güzel değil, birşeyiyle de eşsiz :
No sólo es alegre y bonito, sino también, es único :
Seni hep cıvıl cıvıl, şamatalı partilerde düşünüyorum etrafında da önemli, neşeli, eğlenceli insanlar.
Te imagino siempre en fiestas bulliciosas y animadas rodeada de gente bulliciosa y alegre.
Etrafımda genç insanların cıvıldaşmasına bayılıyorum.
Me gusta el ruido de la gente joven cerca de mi.
Cıvıl cıvıl hayat dolu oluyor burası bazen.
Aquí a veces es bastante difícil.
Önünüzdeki 20 sene cıvıl cıvıl geçecek.
Los próximos 20 años van a ser muy fáciles.
Temiz ve istendiğinde ötüyor. Daha da cıvıl cıvıl olabiliyor.
Limpio, regulable, se lo puede acelerar...
Bayan Scott, güzel bir kadınsınız, cıvıl cıvılsınız.
Srta. Scott usted es una mujer hermosa, llena de vitalidad.
Şuna bakın, cıvıl, cıvıl kuşlar.
Ésta ha sido buena.
Cıvıl cıvıl sikişiyorlar.
Sana y salva y viviendo en pecado.
Cıvıl cıvıl çekilin.
¡ Dejad de piar y volved a la casa!
Kuzeninizin cıvıl cıvıl bir bayan olduğu söylenemez.
No puede decirse que su prima esté muy animada.
Cıvıl cıvıl bir kız.
Es una chica muy jovial.
Başrollerde, kadınların mutfaktan çıkmaması gerektiğini düşünen komiserinden sürekli fırça yiyen alkolik, huysuz ama sevecen bir üsteğmen ve feminist görüşlü genç, güzel ve cıvıl cıvıl bir kadın polis var.
Los personajes son un inspector malhumorado pero inofensivo... que siempre es presionado por el comisario... un detective obstinado que bebe y cree que las mujeres van en la cocina... y una mujer policía hermosa y brillante... con una postura feminista.
Cıvıl cıvıl, piçler!
¡ Ahora gorgojeando, malditos!
Küçük çocukların gülüşlerini açan çiçekleri, cıvıldaşan kuşları, ışıl ışıl bir baharı sabahı sürgün veren dallarda oturmayı.
Las sonrisas de los niños, las plantas floreciendo. Los pajaritos piando, posados en los nidos bajo el brillo de un día de primavera.
Bu haline bayılıyorum, gözlerinden kıvılcımlar çıkmasını.
Ay, te adoro de esta forma, con tus ojos despidiendo relámpagos.
Müzikal Gecesi'ni onurlandırmanızı rica ederler 12 Kasım. Saat 21.00 L.C.V. Dalroy Evi
Brian Cameron en una velada musical 12 de noviembre, 21 : 00 Casa Dalroy
T-U-V-A-L-E-T.
B-A-C-I-N-I-L-L-A.
- Tatlım... Eğer bir kız kendisine cıvıyan her adamı öldürüyorsa erkeklerin kaçı ortada bir ayrılık olduğunu düşünür ki?
Querida si una mujer mata a todos los que lo merecen ¿ cuánta población masculina quedaría?
Sevindim, şu cılız sözlerim Brutus'ta bir kıvılcım olsun tutuşturdu demek.
Me alegra que mis débiles palabras... hayan prendido una llama así en Bruto.
V-i-c-k-i L-e-s-t-e-r. Anladın mı?
V-i-c-k-i L-e-s-t-e-r. ¿ Entendió?
"E, R, P, S, T, A, M, F, V, O, G, S, C, H, O, R, M, S, T, E, I, R."
"E, R, P, S, T, A, M, F, V, O, G, S, C, H, O, R, M, S, T, E, l, R".
İspanya'yı sonsuza kadar korumak için Mesih İsa'nın ve Carlos V'nin kurallarını korumak için fethedenlerin torunları için Azize Avila'nın gizemi için İspanyol hacı ve kılıcı için haçlı seferine ihtiyaç duyanlar için savaş gerekliydi.
Para los que velan sobre la España eterna. Para los que velan sobre el imperio de Carlos V y de Cristo Rey, para los descendientes de los conquistadores, para los místicos de Teresa de Avila, para la España de la cruz y de la espada, para los que siempre necesitan cruzadas, es necesaria la guerra.
A, B, C, D, E, F, G, H, I, J K, L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, W, X, Y, Z.
A, B, C, D, E, F, G, H, I, J K, L, M, N, O, P, Q, R, S, T, U, V, W, X, Y, Z.
İngiltere'nin mevcut nükleer caydırıcılık politikası... olası saldırganları, hava bombardıman gücüne bağlı... Victor ve Vulcan MK II uçaklarından atılacak... termonükleer bombalar kullanarak... yok etmekle tehdit etmektedir.
La presente política nuclear disuasoria de Gran Bretaña... amenaza a un potencial agresor con la devastación... de bombas termonucleares que se lanzarían... desde aviones Victor y Vulcan MK II de... las fuerzas bombarderas "V" británicas.
Deneb V'de dolandırıcılığın cezasını biliyor musun?
¿ Sabe cuál es la pena por fraude en Deneb V?
Güneydeki tüm Vietkong kuvvetlerinin komutanı olarak varsayılıyordu.
Ha asumido todo el mando de los V.C. Del sur.
Gizlice Barnabas'ın evine sıvışıyorsun. Oysa bunun benim için nasıl bir utanç olduğunu biliyorsun. Kendine bir çıkar sağlayacağını düşünüyorsun.
Y vas y vienes con los Barnabas, y sabes la vergüenza que es para mí, buscando sacar provecho.
Olumsuz bakıyorsunuz ve sanırım ihtiyacınız olan şey birazcık kıvılcım. Sanırım seni birileri dışarı çıkartıp biraz neşelendirmeli. ... ve insanların bunu nasıl elde edileceğini göstermeli.
"Necesitas un empujoncito alguien debería dártelo para que veas que la gente lo compra".
Son gelişimden bu yana dört yıl oldu.
La últ ¡ ma vez que v ¡ ne fue hace c ¡ nco años.
Usta... Baston kılıcını vışş diye çekmenin sırrını öğretir misin...?
Maestro... ¿ Sabe como ud anda con su bastón-sable...?
Yayılım hızları, bulaşıcılık oranları, ve sıvısal etkileşimler.
Efectos de incremento, contramedidas para agentes tóxicos y sistemas líquidos.
Küfürlü çirkin, ahlaksız, terbiyesiz iğrenç, ayıp, amiyane kaba, münasebetsiz, yakışıksız, sokak ağzı bel altı, koğuş ağzı, seviyesiz, münasebetsiz yılışık, cıvık, teşhirci, nezaketsiz, nahoş, uygunsuz saygısız, açık saçık, densiz, yersiz galiz, davetkar rezil, edepsiz, pis.
Las llamaba malas palabras sucias, guarras asquerosas, viles vulgares bastas inapropiadas, de mal gusto, lenguaje de la calle, de vestuario, de cloaca de cuartelero malintencionadas, picantes, obscenas gruesas, lúdicas, lascivas, indecentes profanas, obscenas, "verdes", "de mal tono" atrevidas sugerentes insultos, maldiciones, "tacos"...
V'Ger'ın aradığı Yaratıcı nasıl bir şey?
Este creador al que V'Ger busca... ¿ Qué es?
Müthiş bir dilbilimci olan Champollion Eski Yunancayı okuyabiliyordu ve söz konusu Rosetta Taşı'nın M.Ö. 196 yılının baharında,... Kral V. Batlamyus Epiphanes'in taç giyme töreni dolayısıyla yazıldığını anlamıştı. Malum, Yunanca metin Kral Batlamyus'a dair bir çok gönderme içeriyordu.
Champollion, que era un gran lingüista y leía el antiguo griego descubrió que esta piedra fue grabada para conmemorar la coronación del rey Ptolomeo V Epífanes en la primavera del año 196 A.C. Como era de esperar el texto griego incluía muchas referencias sobre Ptolomeo.
L.C.V. Prensesin sarayı, Joe, galiba.
R.S.V.P. Palacio de la princesa, Supongo, Joe.
T-A-T-İ-L.
V - A-C-A-C-I-O-N-E-S.
V - E-A-L P-l-C-C-A-T-A.
- E-A-L P-I-C-C-A-T-A.
Bahsettiğimiz şu yumuşak ve parlak tatlılık bu samimi, ve yumuşacık tatlılık yağlar, kremler, losyonlar, merhemler, ilaçlar, sütler, nemlendiriciler... sıvı merhemler, kayganlaştırıcı yağlar, Balzamlar sayesinde oluşmadı.
El secreto de esa suave, casi luminosa adorabilidad del tipo que estamos discutiendo, en su sentido simple, franco y cremosamente suave, no reside en aceites, unguentos, bálsamos, pomadas, cremas, astringentes, leches, hidratantes, linimentos, lubricantes, maquillajes o emplastos para ser lo suficientemente divino durante un único pero noble momento.
Diyelim ki Donna'nın öbür yüzünü gözden çıkarmana razı oldum... sözleri nasıl kıvıracaksın?
Aun asumiendo que el otro lado de "Donna" no fuera importante... ¿ cómo te las vas a arreglar con la letra?
Kundakçılık, hırsızlık, tecavüz ve burada hangi konularda uzmanlaşıyorsanız.
No más ¡ ncend ¡ os, n ¡ robos, n ¡ v ¡ olac ¡ ones, n ¡ lo que fuera que h ¡ c ¡ eran aquí.
d d Vıcık vıcık oldum d d Seni küçük yaratık d d Bu lanet şey de nedir?
l'm startin'to ooze You little creep What's this fuckin'shit?