Cığım translate Spanish
24,787 parallel translation
Ama çok da iyi bir iş çıkardığımı söyleyemem.
Pero digamos que no hice un buen trabajo.
Onu arayanları, iki haftalık tatile çıktığı konusunda bilgilendirdiği sesli mesaja ulaştım. Dönüş tarihini ve yardıma ihtiyacınız olması durumunda Alicia'yı aramanızı söylüyordu.
Me atiende el contestador... del correo de voz donde ella avisaba... que se había ido de vacaciones por dos semanas... que regresaría tal día y que, si necesitabas asistencia... por favor, te comunicaras con Alicia en tal interno, etcétera.
G.F.C Records'dan bu mektubu aldım.
Tengo esta carta de GFC Records.
Good Morning Magic Sunshine şarkısını G.F.C ile sözleşmen olduğu sırada mı yazdın?
¿ Escribiste "Buenos Días Magia Sunshine" mientras estaba bajo contrato para GFC?
Borns Tech'de üzerinde çalıştığı bir projeye ait tasarım ve şemalar çıktı.
Es un modelo y unos planos para un sistema armamentístico en el que estaba trabajando para Borns Tech.
Sanırım bizim evden çıktığımda sarhoştum.
Creo que cuando me fui de casa, ya estaba borracha.
Arkadaşlarım beni savunmadıkları için başkalarının konuşmalarını istedim çünkü bir ordunun çıkardığı sese kulaklarınızı tıkayamazsınız.
Como mis amigos no me defendieron, insto a los demás a que hablen. No se puede ignorar un ejército de voces.
Kameraya çıkmamızın ya da belgeselde yer almamızın bizi düşüreceği zorluklardan biri... İlk olarak, bunun çalıştığımız şirket için pek iyi olacağını düşünmüyoruz. Çünkü bu, kontrolün bizim elimizde olmadığı algısını yaratır.
Una de las razones por las que nos es difícil aparecer en cámara y tomar parte en el documental es que no creemos que sea bueno para la compañía para la que trabajamos por el efecto, no tenemos control del efecto que tendrá.
Onun için başvuruları kabul etmeyi bırakmıştım ama sanırım gıdıklama alanında onun uyuşturucu satıcısı gibiydim.
Porque comencé a cancelar sus peticiones, y yo era básicamente su proveedor de drogas de cosquillas.
Bugüne kadar çıktığım dövüşlerde, bir kere bile rakibimden kurtulmak için onu gıdıklamaya çalıştım mı?
Ni en un millón de años en ninguna pelea intentaría hacer cosquillas a alguien para librarme de la sumisión.
Pekâlâ, çıktığı zaman gidip onunla konuşacağım.
Bien, iré y hablaré con él cuando salga.
Yani Lucy Kittridge, kendisi de hemen şurada kürsüye çıkıp Karl Stoltz'u tanıdığınıza dair ifade verse yalan mı söylemiş olur?
Y si Lucy Kittridge... Ahí está justo aquí... Lucy... si ella sube al estrado y testifica que usted conocía a Karl Stoltz,
Bahçesine kim tarafından gömüldüğü belli olmayan bir oyuncak psikolojik olarak sorunlu, kovulmuş ve eski sevgilisinden intikam almak için video çeken bir adamın sayıklamaları teknenin patladığı videoyu gösteren uyuşturucu satıcısının ifadesine dayanarak mı ki bunu hiç tartışmamıştık bile.
En un modelo de juguete enterrado en una propiedad, en alguien con trastornos mentales, un exempleado descontento, un tipo vengativo, el testimonio de un traficante de drogas que os ha mostrado un video de la explosión de un barco, un hecho que nunca se cuestionó.
Yani buraya ailemin uyuduğu şehre saklanmaya, kasabamda sığınmacı olmaya misafirperverliğimin tadını çıkarmaya mı geldin? Hem de kokunla yırtıcı bir avın tuzağıyken.
Así que vienes aquí a esconderte, a buscar refugio en mi pueblo a disfrutar de los beneficios de mi hospitalidad en la ciudad donde duerme mi familia y todo este tiempo, con el aroma de tu herida sirviendo como señuelo.
Belki bu çatı altında bulamayabilir ama New Orleans'da doğduğunun farkında mısın yıllarca bu bölgeye hükmettiğinin St. Anne kilisesinin merdivenlerinde kılıcını en iyi adamlarımdan birinin kalbine sapladığının.
Tal vez no bajo este techo pero eres consciente de que ella nació en Nueva Orleans aterrorizó al barrio francés por años hundió su espada en los corazones de algunos de mis mejores hombres en los escalones de la iglesia St. Anne.
Yaratıcımı insan yaşamının tehlikede olduğununa dair son uyardığımda beni kilitlemeyi seçti ve buraya dönüp yeni modelim üzerinde çalışmaya başladı.
La última vez que advertí a mi creadora de la amenaza a la supervivencia humana, eligió encerrarme y vino aquí para trabajar en mi remplazo.
- Durdurduğumuz ve yakın gelecekte aynı boyutta yapılacak olan sevkiyatlar dikkate alındığında aşırı doz istatistikleri, dağıtım için çıkacak çete savaşları hesaba katılırsa ve hata payı ayarlaması da yapılırsa en az 4.287 hayatı kurtardık.
Dado el tamaño del cargamento que detuvimos y envíos en un futuro próximo del mismo tamaño, teniendo en cuenta las estadísticas de sobredosis, la guerra de pandillas por la distribución, y ajustando por un margen de error, salvamos 4.287 vidas, mínimo.
Pekâlâ, ben yakaladığımız dronun üstünde çalışmaya çatıya çıkıyorum.
De acuerdo, voy a subir al entrepiso para trabajar en ese dron que atrapamos.
Ben de çıktığın diğer kadınlardan farklıyım ya da çıkabildiğin diğer kadınlardan.
Soy diferente, también, de otras mujeres que has salido, u otras mujeres que podrían datar.
Her neyse... Eğer biraz asabi gibiysem. havuzda tur atamadığım ve şişip sıfır bedene çıkamadığım içindir.
en fín... si parezco un poco insolente es porque haven't been getting my laps in and ballooned up to a size zero.
Biyopsiden kötü bir şey çıkarsa diye yapmadığım şeylerin listesini çıkarıyorum.
Escribo una lista con las cosas que no he hecho. por si la biopsia sale mal.
- Hey! Decker'ın söylemesiyle baktığımız Bardot'un ayakkabından sonuç çıktı.
- Los zapatos de Bardot dieron frutos.
Sekreterimle yattığım ortaya çıkabilir.
De que se descubra que me acuesto con mi secretaria.
Dün sızıntı ortaya çıktığında bir süreliğine senin de ismin haber bülteninde gözükecek sanmıştım.
Cuando ayer salió la filtración, por un momento, esperé que tu nombre estuviera en los titulares.
- Shouko'nun çıktığı şahsım.
Soy el novio de Shoko.
Atıcılık oynuyor muyuz? Eskiden yaptığımız gibi?
Tirarla para jugar, como antes
gıcır bir lexusun anahtarlığına sahip bir fakir var mı bilmiyorum neden lexus a sahi biri böyle hurda bir aracı sürer ki?
No conozco a muchos pobres que tengan un llavero de control remoto para un Lexus nuevo. ¿ Por qué alguien que posee un auto de lujo conduce un viejo cacharro?
kişisel olarak söylersem yontma taş devrinden m.o 3000 e kadar toplulukların ana erkil olduğunu düşürsek şaşrdığımı ssyleyemem bu adamı yumruklamak istiyorum demek istediğim eğer kadın kaşar gibi giyiniyosa o sanki bana tecavüz edin diye şarkı söylüyo gibidir
No sé qué es peor, este discurso, o los cabezas huecas que están de acuerdo con él. Bueno, personalmente, no me sorprende, considerando que las sociedades matriarcales dominaron desde la era Paleolítica hasta el 3.000 a.C. Bueno, yo quiero golpear a este tipo.
Dr. Brennan dönmedi mi kafatasından aldığım örneklerin sonucu elimde onu görmedim fakat sen tam zamanında geldin suna bi bak eğer işe yararsa ki yarayacağını düşünüyorum bu yapıştırıcı kuruyup kauçuk tabakaya dönüşçek o demir çelik alaşımı hayır hayır kauçuğa dönüşçek angela sen denemeye devam et
¿ Ya regresó la Dra. Brennan? Tengo los resultados de las muestras que recogí del cráneo. No la he visto, pero llegas justo a tiempo.
eğer emil şimdi erkekler i kapatmayı düşünyosa bu paul ve karen i olduklarından da çılgın hale sokmuştur şimdi erkekler in savunduklarının meşru olmadığını mı ima ediyorsunuz sen meşru olduklarını mı ima ediyosunuz?
Si Emil estaba planeando desmantelar Ahora los Hombres, me imagino que ha de haber conducido a Paul y Karen Walters a volverse más locos de lo que ya son. ¿ Estás insinuando que Ahora los Hombres no tiene reclamos legítimos? ¿ Estoy insinuando que lo hacen?
sanırım bir insan sosisi sana yeterli gelmedi ha kocanın da iştirakıyla domuz adam 2 yi yapmayı umuyorum yapmaya çalıştığın şeyi takdir ediyorum cam fakat şu an hodgins yardım edilmeye müsait değil eldivenleri çıkarabilirsin daha bağırsakları incelemedim Oh, tanrım bulduğum algoritma sayesinde
Supongo que una salchicha humana no fue suficiente, ¿ verdad? Bueno, esperaba que tu marido me ayudara a realizar el "Hombre Cerdo" número dos. Agradezco lo que estás tratando de hacer, Cam.
hislerim hayır diyor fakat bir şeyler de ortaya çıkacak karen'in ev güvenlik sistemleri şirkentindeki patronuyla konuştum patron kadının cinayetin olduğu gece 9 dan ertesi sabah 6 yla kadar iş yerinden çıkmadığını söylüyor onun iş bilgisayarı işin arama izni çıkarttırırım
A menos que Karen sea nuestra asesina. Mi instinto me dice que no, pero algo pasó definitivamente. Bueno, para tu información, hablé con el jefe de Karen sobre Seguridad para el Hogar RGT.
Başkaldıran ayaktakımının çıkarttığı ufak olaylar yüzünden evinde mi kalmalı?
¿ Quedarse en casa porque una chusma insurgente haya provocado pequeños incidentes?
Çıkardığım sonuç katedrali tamamlamanın tek yolu iskele olmadan yapmak.
He concluido que el único modo de completar nuestra catedral es hacerlo sin andamiaje.
Ama ben size öyle inaçlıyım ki adı çıkmış bankacıların tefeci olmadığını göstermek için.
Pero tengo plena confianza
Özellikle ortaya çıkan saçmalıkları kapatmak için yapmak zorunda kaldığım mesailer düşünülünce.
Con todas las horas extra... ¿ Termino cubriendo todas las boludeces que surgen?
Daha önce bunun için kendime pay çıkardığımı biliyorum.
Sé que antes, siempre he dicho que fue mérito mío.
Hiper uzaya çıktığımızda, karanlığa dalmış olacağız.
Una traducción de menoyos Una vez que saltemos al hiperespacio, estaremos incomunicados.
Aklımdan bir türlü çıkaramadığım güçlü, seksi meleği mi diyorsun?
¿ El fuerte y atractivo ángel que no olvido?
Gök gürlüyordu, dışarı çıktığımı hatırlıyorum.
Había una tormenta y recuerdo haber salido.
Neden seninle çıktığımı?
¿ Por qué salgo contigo?
Kıçını kurtardığım her seferde 5 dolar düşsek olur mu?
¿ Qué tal si le quitamos cinco por cada salvada de pellejo hoy?
- Ne istiyorsun? - Kötü bir başlangıç yaptığımızın farkındayım.
¿ Qué quieres?
Hukuk fakültesinin son döneminde aradığım erkek olduğunu sandığım kişiyle çıkıyordum. Akşam yemeğinde, mezuniyetten günler önce evlenme teklifi etmek için dizlerinin üstüne çöküp...
Último semestre de Leyes, salía con quien creí que era el indicado, en una cena, días antes de la graduación... se arrodilló y me propuso matrimonio y...
Santiago sinirle çıktığında telefonunu açıp adamı hadım etmekle tehdit ediyormuş.
Cuando Santiago se fue, amenazó con ir hasta allá y castrar al sujeto.
Artık sabahları kalkıp koşuya çıkmadığım zaman... Öğleden sonra antrenman yapmadığım zaman.
Cuando no tenía que levantarme por la mañana e ir a correr... cuando no tenía que entrenar por la tarde.
Limandaki ölü kızın görüntülerine baktığımızda Ivan içeri giriyor ama çıkmıyor.
Son las imágenes del puerto de la chica muerta, de Ivan entrando y no saliendo...
Siteyi açtığımızdan beri Bitcoin girişinin iki katına çıktığını söylüyor.
Aquí dice que nuestro ingreso de Bitcoins se ha duplicado.
İki ay önce onu ilk kez sorguya aldığımızda ağzından çıkan ilk şey buydu.
Fue, literalmente, la primera cosa que salió de su boca cuando lo entrevistamos hace dos meses.
Gördüğüm rüyada ben boğulurken mücadele etmeyi bırakmıştım. Sonunda koy verip çırpınmayı bıraktığımda hayatta kaldım.
En ese sueño que tuve, cuando me ahogaba, no fue hasta que no dejé de luchar, hasta que no me rendí, y dejé de pelear... que no sobreviví.
Hapisten çıktığımızdan beri bu konuyu açıp duruyor.
Lo ha mencionado desde que salimos de la prisión.