English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Daima

Daima translate Spanish

12,089 parallel translation
O daima Amerika'nın Prensesi olarak kalplerimizde kalacak.
Era, y siempre será, una princesa estadounidense.
Sen daima beni iyileştirdin.
Siempre me arreglas.
Ama şeytani kraliçeler daima kaybeder.
¿ Pero las reinas malvadas? Ellas tienden a caer.
Kalbimin derinliklerinde beni daima tanıyormuşsun gibi hissediyorum.
Me siento como si, en lo más profundo, siempre me has conocido.
Daima.
Siempre.
- Daima.
Siempre.
Daima soyun kanını taşıyan biri olur.
Siempre hay uno que lleva la sangre.
En iyi yollar daima dörtnala gidilendir hayatım.
Los mejores caminos siempre se despejan y se transitan al galope, mi señora.
Saldırgan, gizli kapaklı ve yasadışı taktiklerim daima hizmetinizde efendim.
Mis sigilosas, agresivas e ilícitas tácticas están siempre a vuestro servicio, mi señora.
Seni daima sevdim.
Te he amado desde siempre.
- Ben daima samimiyim Milus.
Siempre soy sincera, Milus.
Baron daima bana kulak verirdi.
El Barón siempre me escuchaba.
Biliyorum, Paskalya dönemi değil ama irdeleme ihtiyacın olursa daima buradayım.
Sé que hemos pasado la Cuaresma, pero siempre estoy aquí si necesita una revisión.
- Baron daima bana kulak verirdi.
El Barón siempre me escuchaba.
Hizmetinizdeyim ve daima hizmetinizde olacağım Leydi Love.
Estoy, y siempre estaré, a su servicio, Lady Love.
Seni daima koruyacağıma söz verdim ama koruyamadım.
Prometí que siempre te protegería y fallé.
Aşkımız, her zorluğa ve her şartta rağmen daima var olacak.
Nuestro amor existirá siempre, superando cualquier prueba de tiempo o circunstancia.
Beni daima sevmedin mi?
¿ No me has amado siempre?
Cezalandırılmamız gerektiğinde daima yaptığın gibi.
Como siempre has hecho cuando necesitamos corrección.
Babam daima onun küçük tasrali kizi olmami isterdi. Öyleydim de.
Ves, mi padre siempre quiso que fuera su pequeña niña campesina, y lo fui.
Daima onların amber içinde korunan harika kızı olacaksın ama yemek masasında karşılarına oturacak olan geri kalanımız- -
Siempre serás su hijita perfecta conservada entre ámbar, pero el resto tenemos que sentarnos con ellos
Daima dikkatli olmuşumdur.
Siempre tengo cuidado.
Evil Corp'un ne yaptığını biz daima biliyorduk.
Siempre supimos lo que Evil Corp hizo.
Ne istiyorsan söyle günün sonunda para, aradığın şeyden daima daha iyi gelir.
Puede pedirme lo que quiera, pero le prometo que, a fin de cuentas, el dinero siempre será mejor que lo que está buscando.
O işi ay sonu yapar ve daima benim haberim olur.
Ese servicio se hace a finales de mes, y siempre con mi conocimiento.
- Katil daima kocadır.
- Siempre es el esposo.
Her ölümün arkasında daima trajik bir geçmiş oluyor.
Detrás de cada caso se encuentra una trágica historia.
Adam dindar değildi fakat daima İncil'i doğrularını kabul ederdi.
No era religioso... pero siempre vivía de acuerdo con la Biblia.
Nefret suçlarını kabul etmediğimiz gibi daima tetikte olmalıyız.
Aquí no aceptamos los crímenes de odio, pero hay que estar alerta.
Daima her gününün sana bir armağan olduğunu kendine hatırlat.
Siempre recuerde que cada día es un regalo.
Şanssızlığından önce onu daima iyi gördüm.
Ella siempre veía el bien antes de lo malo.
Önümüzdeki bir saat içinde sizi gücün koridorlarına, kapalı kapıların ardına ve hatta çarşafların arasına götüreceğiz. Olivia Pope'un bazen ürpertici bazen kirli ama daima gizli kalmış dünyasına gireceğiz.
Durante la siguiente hora, os vamos a llevar por el interior de los entresijos del poder, tras puertas cerradas, y, sí, incluso entre las sábanas, para descubrir el, a veces emocionante, a veces sórdido,
Senin daima olduğunu düşündüğü kahraman olmak.
De convertirte en el héroe que ella ya cree que eres.
- Daima bir aşk üçgeni.
- Siempre es un triángulo amoroso.
- Daima büyük bir heyecan, Charlie.
Siempre es emocionante, Charlie.
Ve daima, daima.
Por siempre y para siempre.
Dindar ve şu anda benden uzak olan karımın gözünde bile daima bir pagan olarak kabul göreceğim adil olmayan bir mahkemeye arazimin borcunu ödemek için Vikingmiş gibi yağmalarken pagan bir kraliçe buldum.
Es una corte sin justicia, donde siempre seré visto como pagano aun ante los ojos de mi piadosa y ahora distante esposa. Y entonces para pagar la deuda por mi tierra, saqueé como lo haría un vikingo, y encontré una reina pagana, Iseult, cuyo don está ligado a su pureza.
Çocuğa ve daima pürdikkat olan anne, babasına sağlıklarını ve dermanlarını geri ver.
Devuélvele la salud y la fuerza al niño y a sus siempre vigilantes padres.
Çünkü biz daima arkadan vururuz!
Porque siempre apuñalamos por la espalda.
Sen daima el üstünde tuttum.
Siempre te aprecié.
Böylece harika arkadaşlığınızı daima hatırlarız.
Enviaré el video a todos aquí para que siempre recordemos su hermosa amistad.
Üçüncüsü, daima sıcak ve nemli olmalı.
En tercer lugar, debe estar siempre cálida y húmeda.
Daima ıslak ve nemli bir vaha gibi
Como un oasis, siempre es húmedo y fluido.
Vampirlere karşı insanlar daima kaybeder.
Contra los vampiros, los humanos siempre pierden.
Aurora Tristan'ı daima koruyacak ve Lucien ve Tristan'ın ittifak yaptığını düşünürsek üçünün bir arada belirli bir avantajı var, tabii ki. Tabii ki o avantajı ortadan kaldırmazsak.
Aurora siempre protegerá a Tristan, y, dado que él y Lucien están aliados, los tres juntos tienen una clara ventaja, a no ser... a no ser que rompamos esa ventaja.
Daima gayretli ve dindar biri oldun.
Tú fuiste siempre tan atento, tan piadoso.
Daima tetiktesin.
Vigilando.
Tüm bu masaların daima boş olmasına inanamıyorum.
No puedo creer que estas mesas siempre estén vacías.
Bu gerçek de bu avı daima kolaylaştırıyor.
Eso siempre hace que esto sea... más fácil. Chay-Ara...
Daima yardım etmen gerekmiyor Luca.
No siempre necesitas ayudar, Luca.
Senin, oğlunun ve kızının Ventrishire'da daima bir evi ve işi olmasını sağlarım.
aquí en el condado de Ventris.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]