Dangalak translate Spanish
896 parallel translation
"Beceriksiz dangalak."
"Sos torpe."
Beni dinle dangalak bir dahakine silahın mermilerini boşalttığında boş kovanları geri koymayı unutma.
Escucha, idiota. La próxima vez que quites las balas de la pistola de un chico listo, acuérdate de poner unas de fogueo.
Dangalak, bir sonraki durak San Francisco.
Y la próxima parada, idiota, es San Francisco.
Bayan, görünüşe göre o tam bir dangalak.
¿ Ése está tonteando contigo, no?
Tam bir dangalak yerine koyuldum.
Qué reverendo imbécil resulté ser.
Bir salak! Bir dangalak! İşe yaramazın teki!
Un necio increíble, un lamentable atolondrado, un inútil incomprensible.
- Mutlu Noeller, dangalak.
Feliz Navidad, amigo.
... "Kuma-san" desen, bildiğin dangalak ismi,.. ... ve "Kuma-chan" da'yavru ayı'gibi oluyor.
Kumasan es muy vulgar y Kumachan me suena todavía peor.
Söylediğinden daha dangalak birisi o.
- ¡ Entonces es más bobo de lo que crees!
- Seni dangalak!
- ¡ Piérdete!
Dediklerinden onun bir dangalak olduğu anlaşılıyor.
Haces que parezca peor que un flemón.
Şimdi de sen bir dangalak gibi konuşuyorsun.
Tú también eres peor que un flemón.
Hiç ayakkabılarının içinde olmadım Dangalak.
Nunca estaré en tu lugar.
Halk Konuşuyor diye bir program var. Dangalak arıyorlar.
The People Speak tambien busca siempre chiflados.
Bütün bu dangalak olaylar.
Toda esta chifladura.
Zili çal dangalak.
¡ Llama a la puerta, estúpido!
Bana nasıl bir dangalak gibi baktığını görüyor musun?
¿ Siempre vas a mirar así? Y la vieja.
Hep o dangalak yetkililer yüzünden.
Esos comisarios de mierda.
Öyle bakıp durma, dangalak!
¡ No te quedes ahí con la boca abierta, feo!
Bu raporda bunu görüyorum da. Dangalak demişsiniz.
Veo en este informe que llamó asno al señor Cartwright.
Dangalak 2. teğmen.
¡ Yo, Teniente Segundo!
Niçin, dangalak gibi oturuyorsun?
¿ Qué haces ahí sentado como un bobo?
Sadece götün ( = dangalak, eşek ) teki olduğunu söyledim.
Solo te dije que eras un culo.
Otur! Seni dangalak maymun!
¡ Siéntate, babuino simplón!
Tabii ki hatırlıyorum, dangalak.
¡ Bien que me acuerdo, tonto!
Hadi, hadi, dangalak!
¡ Dale, dale, alcornoque!
Aptal! Dangalak!
Cretino, tarado,
Bu, geçen gün uğrayan dangalak değil mi Danny?
No es éste el shamus... que vino el otro día, Danny?
4 C sınıfıysak, bizim düpedüz dangalak olduğumuzu düşünürler.
Si somos malos estudiantes piensan que somos idiotas, señor.
Dangalak, hergele, serseri.
Alcornoque, sinvergüenza, vago.
Bütün bu eziyeti eve doluşan bir grup dangalak için çekiyorum.
Tengo que hacer todo esto por los visitantes.
Dinle kaba, dangalak, terbiyesiz...
No quiero parecer ordinario o estúpido, vulgar o mal educado.
- Nedenmiş, dangalak?
- ¿ Por qué, cretino?
Ne dangalak şeysin! Yumruklayayım mı seni ha? Yapma, Jack.
- Fue una de vosotras, este sarpullido... no me ha salido de la barbería, ¿ sabes?
Dangalak! Şişe mantarı!
¡ Salchicha, Perro Caliente, Rabanillo!
Murch, dangalak!
¡ Murch! ¡ Idiota!
Tarih, size ne kadar dangalak olduğunuzu kanıtlayacak.
La historia probará que eres un asno.
Aptal, sersem, boynuzlu, dangalak!
¡ Burro, cretino, cornudo! ¿ Has oído?
Çok yaşa, Haham Jacob! "Dangalak."
Salomón está loco...
- bırak beni, Bırak beni Dangalak.
- Déjame, déjame idiota.
Tek gerçek budur, seni dangalak.
Esta es la única verdad, maldito.
O gerçek bir prens, alelade bir dangalak değil.
Es un príncipe, no un patán cualquiera.
Kim bu dangalak?
¿ Quién es este imbécil?
Pekala, dangalak... in aşağı!
Bueno, imbécil... ¡ bájate!
Seni dangalak!
¡ Imbécil!
Sen öldün, dangalak.
Estás muerto, imbécil.
- Ve "dangalak".
- lmbécil nuevamente.
- Bu kadar dangalak olamazsın.
- No eres tan obtuso.
Dangalak gibi!
usted se vería como un perdedor.
- Dangalak!
Cretino.
Ne dangalak.
¡ ¿ Un culo? !