Daydı translate Spanish
3,985 parallel translation
Ben aşağıdaydım. O benim için geri geldi.
- Yo estaba abajo... ella volvió por mi.
Vurulma zamanı, Ben Amerika'daydım.
- Cuando ocurrió yo estaba en América.
Herschel zaten dışarıdaydı.
Herschel ya se encuentra afuera.
Kardeşi karısıyla yatıyordu. Duvar inşa etmek için hükümete satacağı arazi Meksika'daydı.
Su hermano se acostaba con su esposa, la propiedad que quería venderle al gobierno para construir el muro estaba en México.
Fakat onunla bağlantıdaydınız?
¿ Pero usted ha seguido en contacto con él?
Ya da belki büyükbaba Rick'le yine tüm gece dışarıdaydın.
O puede que otra vez estuvieras toda la noche fuera con el abuelo Rick.
Tüm gece dışarıdaydın.
Estuviste fuera toda la noche.
En son konuştuğumuzda Boston'daydın, değil mi?
Estabas en Boston cuando hablamos la última vez, ¿ no?
Son görevimde lslamabad'daydım.
¿ Mi última misión? Estaba en el centro de Islamabad.
Baban K-19'daydı.
Tu papá estuvo en K19.
- Londra'daydım.
- He estado en Londres.
Zaten Amerika'daydı. Bu yüzden...
Bien, él estaba en los EE.UU., así que...
Toronto da, YMCA'daydım.
Yo tenía 15 años en el YMCA en Toronto.
Geçen yıl Denver'daydım. Beraber yemeğe çıktık. Ben gittikten sonra da arkamdan saçmaladığını duydum.
Yo estaba en Denver el año pasado, nos fuimos a cenar, y luego me voy, y he oído que Al estaba hablando mierda... y yo estaba como,
Aslında, aşağıdaydı.
Parado no, recostado.
1946'daydı.
Eso fue en 1946.
Yukarıdaydım.
Estaba arriba.
Mensa'daydım.
Estoy en Mensa.
Bu Purmamarca, Jujuy'daydı.
Eso es en Purmamarca.
Bugün ikimiz de dışarıdaydık.
He estado afuera el día de hoy, Tú has estado afuera el día de hoy.
Daha önce aşağıdaydım, tamamen aşağıda, tamam mı?
Antes estaba allá abajo, como, muy abajo, ¿ correcto?
Ne oldu da başladı? Sevgilimle dışarıdaydım.
Cómo empezó?
Ondan önce de Boston'daydın demek? - Evet.
¿ Así que estabas en Boston en ese entonces también?
- Andover'daydım.
- Andover.
Yani biz New York'daydık.
Quiero decir, estábamos en New York, y...
Sabah 4'te Amerika'daydın ondan sonra Fransa.
luego en Francia.
Günün yarısı gitti bile. Geç saate kadar dışarıdaydım.
Se acaba el día.
Elaine karşıdaydı.
Elaine estaba en el otro lado.
Jefferson'daydım, taksi bulamadım.
Estaba en el Jefferson. No pude conseguir un taxi.
Tüm gün toplantıdaydım.
Estuve en reuniones todo el día.
Genç Flood'u en son gördüğümüzde Springfield'daydık.
Madre, la última vez que vimos al joven Flood aquí, estábamos en Springfield.
"Voyager" daydı onlar ahbap.
Ese es un Voyager, compañero.
Sanırım 49'daydı.
Creo que fue en el 49.
Kembleford'da gelmeden evvel İtalya'daydınız. Ruby'nin doğum günü olduğu gün Anne-Marie Adams ile kavga ettiniz ve boğuşma sırasında bu parayı düşürdünüz.
Estuviste en Italia antes de venir a Kembleford peleaste con Anne-Marie Adams el día del cumpleaños de Ruby y se te cayó la moneda en el forcejeo.
Hayır değildim. Dışarıdaydım.
No, no, estuve fuera.
Haklı, Morozov'daydı.
Ella tiene razón, era Morozov.
Geçen gece, çok cesur beyimiz Cafe Cleo'daydı Dr Lapp, kahvesi ve konyağı ile birlikte, bu iki büyük ülkenin arasına böyle şeyler girmesinin ne kadar üzücü olduğunu iletti.
Anoche. Descaradamente en el café Cleo. Dr. Lapp, con su café y su coñac, expresando su pesar de que estas cosas hayan terminado pasando entre nuestras dos grandes naciones.
Geçen gün Londra'daydım ve bir bara girdim. Yanımda da bir bayan vardı. Komedyen olduğumu sonradan fark etti.
" Estaba en un bar de aquí, de Londres, y estaba charlando... con una mujer, y ella se dio cuenta de que era cómico.
6 ay kadar önce Bagram'daydım ve başka bir bölükten kıdemli subay ile beysbol maçı sırasında bir olaya karıştım.
Fue en Bagram, hace unos seis meses. Me metí en un asunto con un suboficial... de otra compañía en un partido de béisbol.
- Yani siz geç saate kadar dışarıdaydınız.
- Así que estuvisteis fuera hasta tarde.
Geç saatlere kadar dışarıdaydın.
Estuviste fuera hasta tarde.
- Roma'daydı.
- Estaba en Roma.
İlki Rusya'daydı.
La primera fue a Rusia.
Ben Suudi Arabistan'daydım.
Yo estuve sólo en Arabia Saudita.
Bütün gözler Milkha'daydı.
Todos los ojos estaban sobre Milkha.
Tom'un babası Vietnam'daydı, o yüzden o da lisedeyken Vietnam'a gitti.
El padre de Tom estuvo en Vietnam, y por eso Tom Fue a vietnam en secundaria.
Gezegenin dibi Antartika'daydım..
Yo estaba en la Antártida... La parte inferior del planeta.
Ardından birkaç yıl sonra iş için Yalta'daydım.
Entonces unos años más tarde,
Minnesota'daydın.
Estuvo en Minnesota.
Eagle Scout'daydım.
Fui águila de los exploradores.
O sırada Kongo'daydım.
Estaba en Congo mientras en esa época, la gente se interesaba en...