English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Dedos

Dedos translate Spanish

11,109 parallel translation
Bir yukarı, bir aşağı.
Pues colocas dos dedos aquí, en la corona del glande... Uno por arriba, otro por debajo.
O yüzden bizim için şans dile.
Así que, cruza tus dedos por nosotros.
- İyi şanslar.
Dedos cruzados.
Senin verdiğin eğitimi uyguladım ve baştan sona doğru hareket ettim. Sadece baş parmağımı ve diğer parmaklarımı kullanarak.
Y luego hice como me indicaste y lo moví de delante hacia atrás... usando solo las yemas de los dedos y el pulgar.
Çok hızlı parmakları vardı.
Creo que es por eso que le gustaba la magia. Tenía los dedos ágiles.
Parmaklarını mı?
¿ Tus dedos?
Çok istediğin bir şeye, cidden çok yaklaşıp, ve sonra biranda ellerinden kaydığı oldu mu?
¿ Has estado tan cerca de conseguir algo que realmente querias y se te ha escapado en los dedos?
Parmaklarım var, bacaklarım var
Tengo dedos, tengo piernas
Ayaklarım var, ayak parmaklarım var
Tengo pies, tengo dedos
Piyanoya oturduğunda, parmakları uçardı.
Cuando se sentaba frente al piano, sus dedos podían volar.
Hatta düşünürken küvette o kadar çok kalmışım ki parmaklarım buruş buruş oldu.
Y pensé sobre ello en la bañera durante mucho tiempo, mis dedos empezaron a parecer pasas.
O sandalyede oturmamak için çok dua et bence.
Cruza los dedos y desea fuertemente que nunca debas sentarte en esa silla.
Hiçbir jüri günün erken saatinde bir elinde sekiz parmak gören kişiyi ve kafası güzel olsun diye NPR alan bir tanığa inanmaz.
Ningún jurado se va a dejar llevar por un testigo. quien ese día vio temprano ocho dedos en una mano, No estamos tan desesperados.
Yalan söylemezler, burunlarını karıştırmazlar ve insanı hiç üzmezler.
No mienten, no se meten los dedos en la nariz y no te rompen el corazón.
Bu parmakları hatırlıyorum.
Recuerdo esos dedos.
Parmaklarımı ağzına koyup onu susturmaya çalıştım...
Así que traté de meter los dedos en la boca y probar y lo encerró, y...
Parmakları kemikleşmiş durumda. Hareketsiz hâldeki pençeyi andıran el yapısının uç kısmında sertleşmiş hipertrofik tırnaklara sahip.
Los dedos están osificados, torcidos e inmóviles en forma de garra con uñas hipertróficas y gruesas.
Bazı ayak izleri tespit ettik Yüzbaşı ama hepsi de toynak.
Hemos visto huellas de pisadas, capitán, pero todas tienen dedos.
Bu yüzden Alfa timi kapının dışında varlığını belli edecek.
Los dedos son un poco raros, pero el resto...
Gördüğünüz gibi ellerim biraz sakat.
Ya ves que mis dedos no son lo que eran...
- Geçen gün ellerinizin biraz...
El otro día dijo que sus dedos ya no- -
Kadının elleri sakat, değil mi?
Esa mujer tiene un problema en los dedos, ¿ verdad?
Cüzzamın ileri evrelerinde insanların parmakları ve burunları düşer.
En los casos más graves a la gente se le caen los dedos. Y se les derrite la nariz.
Tokue'nin parmakları da burnu da var.
Tokue tiene dedos y nariz.
Tokue parmaklarına ne oldu?
Tokue, ¿ qué le pasó... en los dedos?
Parmaklarına ne oldu?
Sus dedos, ¿ qué les pasó?
Tokue'nin parmaklarından sadece bir kişiye bahsettim.
Sólo le hablé a una persona de los dedos de Tokue.
Kaçtığın gece birkaç parmağını kırdığını söylemiştin.
La noche que escapaste, dijiste que le habías roto algunos dedos.
Elime başka fırsat geçmeyeceğini biliyordum. Bana uzandığında, parmaklarını yapabildiğim kadar sert bir şekilde büktüm.
Sabía que no tendría otra oportunidad, así que, cuando... se inclinó hacia mí, torcí sus dedos hacia atrás lo más fuerte que pude.
Böyle duygular, gereksiz duygusal şeyler.
Igual que la emoción y el drama. Señalando los dedos.
Eğer Washington'daki kuşkulu Thomaslar bize inanmıyorlarsa o zaman buraya gelebilir ve yaraya parmaklarını basabilirler.
Si esos escépticos de Washington no nos creen pueden volar hasta aquí y meter sus dedos en la herida.
Parmaklarım.
Mis dedos.
Hanımefendi, lanet olası parmaklarım nerede?
¿ Dónde están mis malditos dedos, señorita?
Buyurun parmaklarınızı.
Aquí están tus dedos.
O torbadakiler başka birinin parmakları olmasa iyi olur.
Es mejor que no sean los dedos de otro en esa bolsa.
2 ayak parmağım kırık ve 9 yerimde ödem var. Kulak enfeksiyonum da var ama umurumda değil.
Tengo dos dedos rotos, nueve ampollas, y una infección de oído, pero me da igual.
Bana yanlış yaptı ve onu parmaklarımın arasında bir böcek gibi ezdim.
Se metió conmigo y la aplasté como a un mosquito entre mis dedos.
Parmaklarımla hissetmek istiyorum.
"Quiero sentirla con todos mis dedos".
Elinde kallavi bir bıçak tutan, silahlardan bihaber bir acemiyim ve yöremde açık topuklu ayakkabı giymiş insanlar var.
Soy un novicio para las armas con una hoja significativa y tengo gente cerca con zapatos con los dedos al aire.
Parmaklarmın arasındaki soğuk kum.
La fría arena entre mis dedos.
Perdeli parmakları vardı.
Tenía los dedos como palmeados.
Parmaklarını yavaşça ileri, geri hareket ettir.
Y mueve tus dedos para adelante y para atrás. Lentamente.
Parmakları saçlarını kavramıyor.
Ni dedos en el pelo.
Karpal tüneli de baş ve işaret parmaklarına sürekli baskıdan olur.
Y el túnel carpiano es de la presión repetitiva en los dedos pulgar e índice.
- Oradaki heyecanlı delikanlı konusunda ciddi misiniz?
¿ En serio? ¿ Con Dedos Inquietos por aquí?
Birazdan ikinizden birini arka odaya alıp parmaklarını kesmeye başlayacağım.
En un minuto, cogeré a uno de vosotros por la espalda y comenzaré a cortarle los dedos.
Alnındaki parmak boyasına bak.
Mira la pintura de dedos en la frente.
Ama bana kalsaydı birkaç parmağını kaybederdin.
Aunque, si fuera por mí, habrías perdido algunos dedos.
O garip kılsız parmaklarını çek.
Quitad vuestros grotescos dedos lampiños de ahí.
Soren bisikletçi olduğu için parmaklarındaki kılları alır.
Soren se afeita los dedos por el ciclismo.
Sinirlenecek bir durum yok.
Nada con los dedos juntos como si recogieras agua.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]