Delilah translate Spanish
496 parallel translation
Delilah kuaför salonu açtığında Samson'a ne olduğunu hatırlarsın.
Ya sabes lo que le pasó a Sansón cuando Dalila abrió su barbería.
Samson and Delilah.
Sansón y Dalila.
Delilah adında bir kız vardı.
También tenía una chica, se llamaba Dalila.
- Delilah!
- Dalila.
Çoğu erkek öyledir Delilah.
La mayoría de hombres lo son, Dalila.
İnsanın damarlarını ateşle dolduran çok kadın tanıdım. Ama tek bir Delilah var.
He conocido a muchas mujeres que inflaman las venas, pero sólo hay una Dalila.
Sen ne önerirsin Delilah?
¿ O qué sugerirías tú, Dalila?
Belki ona gülümsemeniz lazımdı. Planın nedir Delilah?
Quizá debiste sonreírle.
Bu barbarı, bu katili ayartabilecek bir kadın biliyor musun Delilah?
Dalila, ¿ conoces a alguna mujer que pueda engatusar a este bárbaro?
Evet Efendiler. Ben Samson'ı size getirebilirim. - Sen mi Delilah?
Sí, mis señores, yo puedo entregarles a Sansón.
Aldığı her soluk ıstırapla dolana, ağzından yalnızca ölüm duaları dökülene dek alay etsinler onunla! - Ben istediğin bedeli öderim Delilah!
¡ Que la gente se burle y se mofe de él hasta que lance suspiros de agonía y cada palabra que diga sea una plegaria de muerte!
- Delilah... Delilah!
¡ Dalila, Dalila!
Delilah da Gazze'nin efendisinin kadını olmuş.
Y Dalila se convirtiera en la mayor cortesana de Gaza.
Dört rüzgar aşkına, çok cesursun Delilah.
Por los cuatro vientos, tienes valor, Dalila.
Orada ne Danlı ne Filistinli, sadece Samson ve Delilah oluruz.
Allí no seremos un danita y una filistea, sólo Sansón y Dalila. En el valle del Nilo el aire será dulce por la mirra y sólo el vuelo del ibis oscurecerá el cielo.
Seni bulacağım Delilah... Nereye gidersen git. Hayır Samson.
Te encontraré allí adónde vayas, Dalila.
Senden asla kurtulamam Delilah.
Nunca me liberaré de ti, Dalila.
Domuz kılından da kısa! Delilah onu tavuk gibi yolmuş!
- Más corto que las cerdas de un cerdo.
Beş Şehrin Efendisine söyle, Delilah sözünü tuttu.
Mensajero. Informa al Señor de las Cinco Ciudades de que Dalila ha cumplido su parte.
Delilah adı ebediyen insanların dilinde bir küfür olacak!
El nombre de Dalila será una eterna maldición en boca de los hombres.
Hiçbir erkek Delilah'yı bırakamaz!
Nadie abandona a Dalila.
Aynı makaslar hâlâ sendeyse benim saçım biraz uzadı Delilah.
Si aún tienes la esquiladora, tengo el pelo un poco largo, Dalila.
Bir ara bana da tuzak kur Delilah.
Algún día podrías preparar una trampa para mí.
Gözü gören hiçbir erkek sana karşı koyamaz Delilah.
Ningún hombre con ojos podría resistirse a ti, Dalila.
Delilah boynuna değirmen taşını geçirmiş! Etini de ekinlerle öğütün!
Dalila le ha colocado una rueda de molino al cuello.
Delilah ile tanışmasa çok daha kuvvetli görünürdü!
Parecería más fuerte si no hubiera conocido a Dalila.
Sen ona merhamet ettin mi Delilah?
¿ Mostraste tú piedad, Dalila?
Ben kalacağım Delilah.
Me quedo, Dalila.
Delilah...
¡ Dalila!
Tabii Delilah'yı yönetebilirseniz.
Si puedes dominar a Dalila.
Merhametin de aşkın gibi Delilah.
Tu piedad es como tu amor, Dalila.
Delilah!
Dalila.
O benim paltomu çaldı Delilah.
- Dalila. Me robó la capa, Dalila.
- Git Delilah.
Vete, Dalila.
Delilah.
Dalila.
Delilah!
- Dalila.
Delilah, ne tatlı bir ejder oluyorsun kızınca.
Dalila,
Sıkı pazarlıkçısın Delilah.
Negocias fuerte, Dalila.
- Hayır Delilah.
No, Dalila.
- Delilah... - Hayır.
- Dalila...
Delilah, bir zamanlar baban seni bana vermeyi önermişti.
Dalila, una vez tu padre te ofreció a mí en matrimonio.
İyi iş çıkardın Delilah.
Lo has hecho bien, Dalila.
Delilah'ya güvendin.
Confiaste en Dalila.
Delilah... Delilah!
Dalila.
Tanrı'nın gücü benim kuvvetimde Delilah.
El poder del Señor es mi fuerza, Dalila.
Bugün senin günün Delilah.
Es el día de tu triunfo, Dalila.
- Sen Delilah değilsin!
- No eres Dalila.
Süründür onu Delilah!
Haz que se arrastre, Dalila.
Delilah eğdi onu!
Miren.
Çok yorgunum Delilah.
Estoy cansado, Dalila.
Delilah!
¡ Dalila!