Demedim translate Spanish
8,330 parallel translation
Ben öyle demedim Lordum.
Eso no es lo que dije, mi señor.
- Ben böyle demedim.
- No dije eso.
- Öyle bir şey demedim.
Tú me has relatado las Cincuenta Sombras del Vidente y ningún detalle importante. Yo no he dicho eso. No.
Öyle demedim. Ama Michael, Anne'e insanların hastalığıyla ilgili sorular sorduruyor.
- No dije eso pero Michael tiene a Anne indagando sobre cómo se enfermó la gente.
Sana burada kal demedim mi?
Yo no te dije que te quedaras aquí?
- Bir şey demedim ki.
- No he dicho nada.
- Öyle bir şey demedim.
Yo no he dicho eso.
- Öyle demedim.
No he dicho eso.
- Öyle demedim.
Yo no he dicho eso.
- Hayır, öyle demedim.
- No, no quise decir eso.
- Hayır, yanlış bir şey demedim.
No, yo no he dicho nada malo.
Günaydın bile demedim.
Ni siquiera un "buenos días".
- Size çıkarın demedim mi?
¿ No te dije que tome el suyo fuera? ¡ No!
Beni öp dedim, yala demedim.
Dije bésame, no lámeme.
Seninle ilgileneceğim demedim mi sana?
¿ Acaso no dije que cuidaría de ti?
Sana hiç giderim demedim.
Nunca dije que iría.
Teklifin çok iyi olduğu için bir şey demedim.
Pero tu oferta era demasiado bueno para dejarla pasar, así que no intenté detenerla.
- Ama ben olmaz demedim ki hiç.
- Pero nunca he dicho que no lo haría.
- Ben asla yaramaz demedim ki.
Nunca dije que no lo haría.
- Hayır, demedim. Tabloyu değiştirmenin tek bir yolu var.
No, no lo hice.
Ciddi bir ilişkim var demedim ki.
No te dije que estuviese en una relación seria.
Pekala, ben öyle demedim gerçi ama...
Bueno, no dije que fueras...
- Ben böyle bir şey demedim.
Nunca lo dije.
Sonsuza kadar demedim ki, Ghost.
No te pido que sea para siempre, Ghost.
Ben öyle demedim.
Eso... no fue lo que dije.
Hayır öyle bir şey demedim.
No... No he dicho eso.
- Gel hayatıma burnunu sok demedim.
Eso no era una invitación para fisgonear en mi vida.
Onu ben demedim.
Eh, yo no dije eso.
- Ben hiç güzel olacak demedim.
Nunca dije que fuera hermosa.
- Ben öyle demedim.
- ¡ No dije eso!
- Ben öyle bir şey demedim.
- Yo no dije eso.
Başını belaya soktu. Hiç içimden geçeni söyleyip "O kadar tehlikeli biri değil." demedim.
Y yo nunca la defendí, no dije : "¡ No es peligrosa!".
Sophia'yı Seg'e götürdüklerinde de hiçbir şey demedim.
Yo tampoco dije nada cuando se llevaron a Sophia.
Gidip birilerini yalayıp bana mal getir demedim mi?
Jovencita, ¿ no te dije que fueras a chupar un pito para traerme algo rico?
- Öyle demedim mi ben...
- Fue lo que dije...
Kalabilirsin demedim ki.
No te invité a quedarte.
Sence Sam Keating'i öldürdü mü? Öyle bir şey demedim.
¿ Piensas que mató a Sam Keating? Yo no dije eso.
"Haketmek" demedim.
No dije nada de "merecer".
Şu kamyonla uğraşma demedim mi ben sana?
¿ No te dije que no te metieras con este camión?
- Daha evet demedim.
- Aún no he dicho que sí.
O yüzden ne şaşırdım, ne afalladım, ne oluyoruz bile demedim
# Y no me sorprendí, confundí, incluso yo me divertí
- 11 dedim. 12 demedim.
Dicho 11 : 00, no mediodí a.
- Artık yapmıyorum demedim mi, kuzum?
He dicho que no hago esto, mira.
- Finanse ederim demedim.
Nunca dije que lo financiaría.
Bu projede demedim.
No en un proyecto tan específico...
Ben öyle demedim.
Yo no he dicho eso.
Ben hiç böyle bir şey demedim!
¡ Yo nunca dije eso!
Size daha yaratıcı olun demedim mi?
¿ No te dije que te permite ser más creativa?
Arkamı kollamanı istediğimde, kolla dedim, uzaklaş demedim.
Cuando te pedí que me respaldaras, quería decir que me ayudaras, no que me esquilmaras.
- Tamam, bir şey demedim.
- No digo nada.
Oturun da demedim.
¿ Dije que se sienten?