Demokrasi translate Spanish
1,086 parallel translation
Bana, bütün bir kıtayı ele geçirmiş bir demokrasi gösterebilir misiniz?
¿ Pueden decirme alguna democracia que haya conquistado continentes?
Halk demokrasi istemiyor.
Los pueblos no quieren democracias.
Her ülkede, demokrasi isteyen her ülkede en azından bir muhalif ses olmalı.
Todo país que desee convertirse en una democracia, necesita que se alce una voz en contra.
21 inçlik ekranınızda ayağa kalktınız Amerika ve demokrasi hakkında nutuk çektiniz.
Usted aparece en su pequeña pantalla de 21 pulgadas... y grita sobre Estados Unidos y la democracia.
Demokrasi diye bir şey yok.
No hay democracia.
General, Kraliçe sizden savaş sonrası... demokrasi için danışmanı olmanızı istiyor.
General, la Reina desea que usted sea su consejero para la democracia de post-guerra.
Wilhelmina ve demokrasi? Geç kalmış bir davet.
Wilhelmina y democracia, una vocación tardía.
Yeni demokrasi hakkında senin de şüphelerin var mı?
¿ Quizás dudas de la nueva democracia?
Yeni demokrasi?
¿ Nueva democracia?
Bir isim, bir harita, bir bayrak, görmek istediğim güvenilir bir kelime, demokrasi?
¿ Un nombre, un mapa, la bandera que veo, una palabra en concreto, democracia?
Demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesidir.
Democracia supone que la mayoría determina la línea política que gobernará el país.
Artık İspanya demokrasi yolunda ilk adımlarını atmaya hazırlanıyor.
Ahora, finalmente, España da sus primeros y difíciles pasos hacia la democracia.
Demokrasi süreci tamamlanmamış ve sancılı olsa da farklı silahlar kullanmamıza şans veriyor.
La democracia, aunque sea frágil e incompleta,... nos permite el uso de otras armas como son las de difundir nuestras ideas.
Beyler bunu durdurmanın yolu var dünyayı demokrasi için daha güvenli bir hale getirmek.
Chicos Tengo el desmadre y todos lo culos que necesitan salvar a la democracia del mundo al mismo tiempo.
Demokrasi hesap verilebilirliği gerektirir,.. ... bu yüzden zaman zaman bunun için insanlar kurban edilir.
Pero el principio de responsabilidad democrática pide de vez en cuando un sacrificio humano.
Atinalıların büyük demokrasi nutukları azınlık bir grup için geçerliydi.
Todas las valientes palabras sobre democracia sólo se aplicaban a unos pocos.
Gerçek bir özgürlük için demokrasi ve özgürlük şart.
Para que un hombre se sienta libre de verdad necesita vivir en la democracia y con la sensación de seguridad.
Demokrasi de işler.
Así es la democracia.
Tanrı'nın krallığı bir demokrasi değildir.
Sandy, el reino del Señor no es una democracia.
Sayın Başbakan, Yüksek Komisyon üyeleri temel sorun ülkenin polis devleti mi yoksa demokrasi mi olacağıdır.
Señor presidente, alta comisión, es básico definir... si el régimen en nuestro país ha de ser policial o democrático.
" Bu demokrasi savaşı mı?
" ¿ Es una guerra por la democracia?
Nerede bu kahrolası demokrasi? "
¿ Dónde puñetas está la democracia? "
Kendimizi kahraman olarak görmeyiz. Biz sadece işimizi yapıyor demokrasi adına hayatlarımızı riske atıyoruz.
No creo que seamos héroes, sólo estamos haciendo un buen trabajo, poniendo nuestras vidas en la línea para la democracia.
Sonuç olarak ülkeniz demokrasi için sesini yükselttiğinden dolayı yeni bomba uçaklarımdan 35'i için size kredi açacağım.
En conclusión le concederé un crédito para 35 de mis bombarderos.
Demokrasi ve insancıllık İngiliz Ordusu'nun ayırdedici özelliğidir.
La democracia y el altruismo son las señas del Ejército Británico.
Doğruluk, demokrasi ve adalet konularında dar kafalı biri.
Es un buscador de la verdad, la democracia y la justicia.
Bu bir demokrasi değil!
Esto no es una democracia.
Burada demokrasi var. Martin.
Martin, Esta es una sociedad democrática.
Amerika - demokrasi.
América, democracia.
Demokrasi adına kara bir gün.
Es un día negro para la democracia.
Sanırım bu demokrasi olayını seveceğim.
Creo que me va a gustar esta cosa de la democracia.
Diyorum sana kasalar boşsa, demokrasi olmaz.
Te digo, si los cofres son vacíos, no hay democracia.
Gazetecilere haber ver, demokrasi katlediliyor!
"Llamen a los periódicos, ha muerto la democracia"
Gördüğün gibi burada... gerçek demokrasi işliyor.
Aquí tenemos una democracia verdadera.
Bu, demokrasi değil.
Pasenla bien ustedes, me voy...
Bu bir demokrasi değil.
Ésta no es una democracia.
- İşte oldu. Demokrasi işbaşında.
Democracia en acción.
Ancak, diyelim ki, bu mantık sonucu olduğuna göre, savcının algılamaları sosyal demokrasi değil.
Déjenme decir, sin embargo, que está lógica es el resultado del fiscal, no de las percepciones de la socialdemocracia.
Gerçek anlamda coşkulu bir demokrasi, serbest seçimler, böyle şeyler.
Es pura democracia.
Demokrasiymiş. Nasıl bir demokrasi ki oy kullanman bir zorunluluk ve eğer kullanmazsan Kominik hain damgası yiyorsun.
¿ Qué clase de democracia es esta donde tienes que votar y si no votas te califican de comunista subversivo?
Olağanüstü bir şey bu Demokrasi. Manchester'a bir bakın :
Maravillosa la democracia, miren en Manchester :
Benden bu kadar ülkemizde demokrasi için başka bir muhteşem günde görüşmek üzere.
Por nuestra parte, esto es todo. Una jornada importante para la democracia en nuestro país.
Ama demokrasi adına sana yardım edeceğim. Benim için uygun.
Pero por bipartidismo y consideraciones futuras no me importa cambiártelo.
Albay buranın demokrasi ülkesi olduğunu söylüyor.
El coronel ha dicho que estamos en democracia.
Demokrasi için üç kez!
¡ Viva la democracia!
Maalesef demokrasi adına sınırsız güç talep edenler büyümeye devam ediyor.
Cada vez más gente exige poder ilimitado... en nombre de la democracia.
İkimiz de bunun nereye varacağını biliyoruz. Demokrasi nefreti, yeni bir ırkçılık, cebir ve şiddet arzusu.
Y sabemos que eso lleva... a odiar la democracia, a un nuevo racismo, y al deseo de mano dura.
DEMOKRASİ!
¡ DEMOCRACIA!
- Demokrasi harika mı sanki?
- Bueno, ¿ y por qué es tan buena la democracia?
- Demokrasi harika mı sanki he?
- ¿ Por qué es tan buena la democracia?
Demokrasi bu!
Es la democracia!