Denebilir translate Spanish
1,868 parallel translation
"Güzel", evet. Böyle denebilir. Korkutucu da.
Sí, lindo es una forma de ponerlo y aterrador es otra.
Farklı bir zamandı onunkisi. Saadet dönemi denebilir.
En los viejos tiempos, ellos tenían mucho dinero y eran buenos tiempos.
Şarkısının sözleri sürekli "Jason niye geldi" olarak devam ediyorsa, hiçbir şeyi yok denebilir.
Bien, ya casi tiene que salir. ¿ Cómo está? Creo que estará bien siempre que los únicos versos de su canción sean :
Diğer açıdan, bizi ısıtacak daha çok erkek denebilir.
- Y cuerpos jóvenes para calentarnos.
Bu kapıların bir özelliği yok denebilir ama hala havalı
Puertas deslizantes. Son inútiles, pero lindas.
Öyle de denebilir.
Puedes llamarlo así.
- Öyle de denebilir, efendim.
- También es eso, señor.
Öyle denebilir.
Diría que sí.
Evet, öyle denebilir.
Sí, algo así.
Öyle denebilir.
Se podría decir que sí.
Öyle denebilir.
Así es.
Benim için de öyle denebilir.
Puedo entender eso.
Öyle de denebilir.
Se podría decir que sí.
Evet, öyle denebilir.
Sí, se podría decir.
Öyle de denebilir.
Supongo que podrías decir eso.
Öyle denebilir.
Puede.
- Evet öyle de denebilir
Bien, tú probablemente ya sabes como es.
İlginç, tatlı bile denebilir hafif tombul, yani muhtemelen kendine güveni yok.
Interesante, algo bonita, un poco gordita, así que probablemente baja auto estima.
Denebilir ki, acemi güdüler olmadan, hayat ; bir dizi anlamsız oyundan fazlası değil.
Dicho eso, sin instinto primal la vida no es más que una serie de trucos vacíos.
Öyle de denebilir.
Podrías decir eso.
Denebilir.
Algo así
Öyle denebilir.
Algo así.
Onları tanımıyordum denebilir.
Apenas los conocía.
Buna İncil'deki bir bilgi denebilir.
Podemos decir que es una lectura literal de La Biblia.
Evet, öyle denebilir.
Bien, ¿ y sabemos a dónde se fue? Sabemos a dónde no fue.
Öyle de denebilir.
Podría decirse.
Öyle de denebilir. Ama bir kez daha kullanılmıştı.
Bueno, podrías denominarla así pero ya ha sido realizada una vez.
Başka ne denebilir ki.
Ya sabes, no sé que más decir
"İki üniversiteli kızı öldürüyor, polisin sıçıp sıvaması yüzünden kurtuluyor." "Florida'nın'yakala ve bırak programı'da denebilir buna."
Mata a dos colegialas y escapa gracias a una cagada de la Policía Estatal, también conocida como el "Programa Atrápalos y Suéltalos" de Florida.
Evet, öylede denebilir. Evet.
Sí, se podría decir eso.
Öyle de denebilir.
Si tú lo dices...
Sıradaki ifade, "Molalarda yarım saatten fazla dışarıda durmak bir çeşit hırsızlıktır." - Evet, zaman hırsızlığı denebilir ve şirketin parasını çalmakla aynıdır. - Ne?
De hecho, pasar media hora en el enfriador de agua en horas de trabajo es una forma de robar.
Bu yüzden bu mantara bizim küçük dostumuza "botrytis cinerea" adını vermişler ya da soylu adamın büyük aşkının Tanrı yemeği gibi bilmeden ürettiği "soylu saçması" da denebilir.
Así que nombraron este hongo, nuestro amiguito, botrytis cinerea, o, "putrefacción noble" después de que el noble cuyo gran amor creó inconscientemente tal ambrosia.
Karşı tarafın tutar yanı yoksa tartışma denebilir mi?
¿ Puede considerarse debate si el otro lado no tiene puntos válidos?
Öyle denebilir, bebeğim
Bueno, algo parecido a eso, bebe,
Evet, öyle denebilir.
Sí.
Yüzyılın en iyi işi denebilir.
Siempre. Es el trabajo del siglo ¿ De acuerdo?
- Öyle de denebilir.
- Se podría decir.
Mac için ne denebilir?
¿ Qué decir sobre Mac?
Birlikte çalışıyordukta denebilir.
Trabajando juntos, se podría decir.
Buna bağ denebilir. Bu yüzden eğer bir kişinin tüm anıları silinirse aynı zamanda etrafındaki kişilerin anılarından da o kişiyle ilgili her şey yok olur.
Podrían llamarlos nuestras conexiones. todos los demás perderían los recuerdos de ella también.
İlk deneysel bulgular, 1970 lerde doğru olabileceğini gösteriyordu ve denebilir ki, 1980 ve 1990 lar da CERN deki Deneylerle bunlar sağlanabilmişti.
Los primeros avances experimentales demostrando lo que podría ser cierto aparecieron en los 70 y diría que..... se establecieron de verdad a través de experimentos del CERN en los 80 y 90.
Aslında boyutlar arası varlıklar denebilir.
De hecho son seres interdimensionales.
Benim işim hep biraz kendi işimle ilgilenmek oldu denebilir.
Mi negocio siempre ha sido... meterme en mis asuntos.
Şimdi, "yoğun amaç" ta büyük ölçüde anlaştık, denebilir.
Hablo del hecho... de que no compro tu basura. Por eso ahora, por todas las intenciones y objetivos... hemos terminado.
- öyle de denebilir.
Podría decirse así.
Var denebilir.
Yo diría que sí.
Öyle de denebilir.
Podríamos decirlo.
- Önlem almak için denebilir akıl hastalarının ağaçlara tırmanıp kaçmalarını engellemek için çekildi.
Ahora los perros se lastiman en ellos.
- Öyle de denebilir.
- Digamos que me mudo.
Bunun ancak toplumu kamu mallarından yoksun bırakmak denebilir.
Esto no es otra cosa que el robo a la sociedad de bienes públicos.