English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Digas

Digas translate Spanish

37,900 parallel translation
Bana bunun işe yarayacağını söyleme.
Y no me digas que crees que va a funcionar.
- Sakın bana Mike'ın eli boş deme.
Y no me digas que Mike aún no tiene nada para ti. No.
Ne halt ettiğini söylemeden içeriye bir kişi daha yollamıyorum.
No voy a mandar a otra persona hasta que me digas qué demonios estás haciendo.
- Anlaşmayı geri alırım demeni istiyorum.
Quiero que digas que vas a recuperar su acuerdo.
Bir de Rachel'ı arayıp ona söylemen için.
Y para que llames a Rachel y le digas.
Claire'e söyleme, lütfen.
No se lo digas a Claire, por favor.
Hemen cevap verme. Düşündüm de... Birbirimize daha çok odaklanmamıza yardımcı olur.
Y no digas nada aún, es que... creo que puede ayudarnos a centrarnos el uno del otro.
Şık sıkıcı demektir. Fransızlar duymasın.
Chic significa aburrido No lo digas en francés.
Claire'e heykeli benden aldığını söyleme, olur mu?
Simplemente no le digas que tienes la estatua por mí, ¿ de acuerdo?
- Dalga mı geçiyorsun?
No me digas.
- Karınım ben senin. Şu an söylediğin herhangi bir şeye nasıl inanacağım?
¿ Cómo se supone que voy a confiar en cualquier cosa que digas ahora?
Sakın hiçbir şey söyleme, olur mu?
No digas nada, ¿ vale?
Ve fırsatımız olursa şimdi yapacağım şeyi ağabeyine asla anlatma.
Y si alguna vez tenemos una oportunidad, nunca le digas a tu hermano acerca de lo siguiente.
Şaka mı yapıyorsun. Teddy?
No me digas. ¿ Teddy?
Böyle şeyler söyleme, Lowell.
Lowell, no digas cosas como esa.
Lütfen, adını söyleme.
Por favor, no me lo digas.
Sen ne dersen.
Lo que tú digas.
Bana ne yapacağımı söyleme, Keltoş!
¡ No me digas qué hacer, calvo!
Peki, tamam.
Si, vale. Lo que tú digas..
- Tabii, öyle diyorsan öyledir...
Sí, lo que tú digas, Gre...
Tatlım, çalışmak istemen çok hoş bir şey ama bebek beklediğini söylemen etik olarak en doğrusu olacaktır.
Cariño, creo que es genial que quieras trabajar, pero... creo que lo más ético es que le digas que vas a tener un hijo.
Bana ayrıcalıklı demen resmen hakaret.
Que tú me digas que tengo ventajas es insultante.
Sadece doğruyu söylemeni istiyorum.
Sólo quiero que digas la verdad.
Hiçbir şey söyleme.
No digas nada.
Gerçeği söylemeni istiyorum.
Quiero que me digas la verdad.
- Gerçeği söylemeni istiyorum.
- Quiero que me digas la verdad...
... bana isminden bir belirti göster! - Ben Baptist!
... ¡ qué me digas por alguna señal tu nombre!
Bence hala sezonluk, ama bu arada faturalarınız hala ödenmedi, ve örtülerimizi eBay'de sattığınızı gördük.
Vale, solo tenemos que librarnos de ese teléfono y acabar con esto de una vez por todas. Sí, y que lo digas. Quagmire está en baja forma.
Ve o olduğunu düşünüyorsun, öyle mi?
Y tú crees que es él. No me digas.
Bunu bir daha söyleme.
- Nunca digas eso.
Buradan sağ çıkacağımıza göre... sonraan pişmanlık duyacağın şeyler söyleme.
Porque saldremos de aquí con vida, así que... No digas nada de lo que te puedas arrepentir.
Asla böyle deme, Karamel Tanrıça.
Nunca digas eso, diosa caramelo.
Olduğumu da söylemedim.
Y no digas que no lo soy.
- Nasıl istersen.
- Como digas. Vaya.
Tamam, bir şey demeden önce bu beyefendinin...
Bien, antes de que digas algo, deberías de saber que este caballero aquí...
- Ne dersen o.
- Como digas.
Tamam, sen bir şey demeden önce buradaki beyefendiyi tanıman lazım.
Bien, antes de que digas algo, deberías de saber que este caballero aquí...
Guardian'ın kimliğini söylemeni sağlamak için sadece işaret parmağımla altı şekilde canını feci yakabilirim.
Conozco seis maneras muy dolorosas de obligarte a que me digas quién es Guardián, usando mi dedo índice.
Bir şey olursa buradan çıkamazsam Alex'e söylemeni istediğim bir şey var.
Si algo sucede, si... Si no logro salir de aquí, necesito que le digas algo a Alex por mí.
Ona hayatını kendi istediği şekilde yaşamasını söyle.
Necesito que le digas que siga viviendo su vida en sus propios términos.
Korkmadığımı söyle, tamam mı?
No le digas que tenía miedo, ¿ de acuerdo?
Endişelenme deme sakın.
Raimy, tú... No me digas que no me preocupe.
Söylediğin için minnettarım.
Y te agradezco que lo digas.
Onun için üzülmediğimi söyleyemezsin.
No me digas que no lloro a mi madre.
Öyleyse sakın bir daha o şekilde selam verme.
No quiero sentir vergüenza. Pues no digas "hola" de ese modo nunca más.
Ama neyse ki, oğlun hatamı anlamamı sağladı. Bir şey söylemeden önce artık konuşamayacakları yerde, okyanusun dibindeler.
Y antes que digas nada... están en el fondo del mar, donde no harán nada.
CIA ilgilensin diye düşündüğünü söyleme?
¿ No me digas que preferirías dejar que la CIA maneje esto?
Var deme, yok işte!
¡ Y no digas que lo tienes, porque no lo tienes!
Tamam, en başta bir şey söyleme ve hiçbir şeye uzanma.
Bien, no digas nada primero, y no busques nada. ¿ Qué estás haciendo, hombre?
Ve, Trish'e benim için birşey söylemen gerek tamam mı?
Y, oye, necesito que le digas algo a Trish de mi parte, ¿ está bien?
Özellikle geçen sene, Peter'ın telefonunda 18 yaşında bir stajyerin çıplak fotoğraflarını bulduğum zaman. Ama kullandığı numaranın kızın eski sevgilisinin..
* Cállate, nene, no digas más *.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]