Dime translate Spanish
47,852 parallel translation
Yanlışsam söyleyin.
Dime que me equivoco.
Sadece nerede olduğunu söyle.
Solo dime dónde está.
Bana ne gördüğünü anlat?
Dime. ¿ Qué viste?
Seviştiğiniz zaman, sana baykuş kostümü giydiriyor mu?
Dime, cuando hacen el amor, ¿ te hace disfrazarte de lechuza?
Bana bir şey getirdiğini söyle.
¡ Dime que tienes algo para mí!
- Bana bir saat söyle.
- Dime a qué hora.
Ne istediğini söyle.
Dime qué prefieres.
Birisi sikik kafana şu şekilde silah dayasa ve "Bana isimlerini ver." dese
Si alguien te pusiera un revólver en la cara así, y te dijera : "Dime el nombre,"
Söyle bana, son zamanlarda Tom'un garip davrandığını düşündün mü?
Dime, ¿ notaste que Tom se comporta raro últimamente?
Söyle bana, kilisenin altınları ve gümüşleri nerede?
Dime... ¿ Dónde está el oro y plata de la Iglesia?
Yuri, Natalka nasıl?
Yuri dime, ¿ cómo está la linda Natalka?
Lütfen bana yakın olduğunuzu söyleyin.
Por favor, dime que estas cerca.
Önce kızın yerini söylemeye ne dersin?
Primero dime dónde está la niña.
- Söyle, ne kadar oldu?
- Dime, ¿ hace cuánto?
İhtiyarın nesi var?
Dime, ¿ qué tiene el anciano?
Lütfen anlat.
Por favor, dime.
Haydi anlat bana!
¡ Vamos, dime!
Rapor ver.
Dime que lo encontraste.
nerede olduğunu söyle!
Dime dónde está eso?
Kabulu olacak, benimle oyun oynama, düzgün yap.
- Basta, solo dime ahora!
Nereye gittiğini söyle.
Dime cómo pasó.
Sakın öğrenciden deme. Öğrenciden mi?
Dime que no es de un estudiante, por favor.
Söylesene!
Dime...
Konuş.
Dime.
- Bir takım bilgi edindik.
- Dime. - Tenemos información, señor.
Söyle.
Dime.
Söyle bakalım. Benimle buluşamaya mı yoksa baskın yapmaya mı geldin?
Dime. ¿ Está aquí para detenerme o para realizar una emboscada?
Söyle bana.
Dime.
- Söyle bana.
- Dime.
Lilly Connover, buraya gel ve bana doğru dürüst veda et.
Lily. Lily Connover, vuelve aquí y dime adiós.
Lütfen annenin ayın dördünde de gelmek zorunda olmadığını söyle.
Por favor, dime que tu madre no tiene que venir para el 4 de julio también.
Ama bana şunu açıkla, bu işten çıkarı ne?
Pero dime esto : ¿ Qué saca de todo eso?
- Konuş!
- ¡ Dime!
"Ama söyle bana, beni bu sabah Bağdat'ta gördüğünde neden şaşırmıştın?"
"Pero dime, ¿ por qué me mirabas sorprendido cuándo me viste esta mañana Baghdad?"
Bana koltuklardan bahset.
Dime sobre los asientos.
Ama önce bana soygun gecesini anlatın, bu oda karanlık mıydı?
Pero primero, dime, la noche en la que entraron a su casa, ¿ Estaba a oscuras esta habitación?
- Bana patronundan bahset, Moriarty'den.
- Dime sobre tu jefe, Moriarty.
Bizi takip ediyorsun Seni gördüm.
Nos estás siguiendo. Te vi. ¡ Dime!
Bana söyle.
Dime.
Hadi söyle de yolu tarif edeyim.
Vamos. Dime. Te mostraré el camino.
Söylesene, kabul edildim mi?
Dime, ¿ lo conseguí?
Dalga geçiyorsun.
Dime que bromeas.
- Söylesene, bilmek istiyorum.
- Dime, quiero saberlo.
Ne iş yaptığını söyle bana.
Dime qué haces.
Söyle bana, bunu neden yapıyoruz?
Dime, ¿ por qué estamos haciendo esto?
Kapı açılıyor.
Dime. Puerta abriéndose.
Bana ne hatırladığını söyle.
Dime lo que recuerdes.
Bana bilmediklerimi anlat.
- Dime lo que no sé.
Sakin kalmaya çalış. Bana... Bana adını söyle.
Tranquilízate y dime cómo te llamas.
- Söyle bana!
- ¡ Dime!
- Modelsiz bir yasak....
Dime.