Dinozor translate Spanish
874 parallel translation
Niye sordun, dinozor ailesinden bir şey.
Algo de la familia de los dinosaurios.
Dinozor mu?
Dinosaurio, ¿ eh?
Dinozor iskeletini tamamlamak için ihtiyacımız olan son kemik.
Es el hueso que nos faltaba para completar el brontosaurio.
O dinozor için verdiğim dört yıllık emek akılına bile gelmeyecek. Hayır.
No recordará en absoluto los 4 años que he trabajado... en ese brontosaurio.
Lütfen, dinozor!
¡ Por favor, el brontosaurio!
Dinozor ismi Yunanca'da kötü kertenkele anlamına gelen iki kelimeden gelmektedir. Onlar da gerçekten öyleydiler.
Ahora, el nombre "dinosaurio" viene de dos palabras griegas que significan "terrible lagarto" y ellos eran ciertamente eso.
Bu dinozor 6 milyon yıl önce dünyada dolaşıyordu.
Habitó la tierra hace seis millones de años.
Dinozor yıkmak.
Romper un dinosaurio.
Bence o dinozor konuşabilseydi her vatansever vatandaşın söyleyeceğini söylerdi :
A que si el dinosaurio hablara... diría como cualquier buen ciudadano :
Bundan yaklaşık 2 milyon yıl önce uzmanların Dinozor Çağı dediği dönem boyunca bu brontozor ve diğer dinozorlar yeryüzünde dolaştı.
Hace dos millones de años, este brontosaurio y este otro dinosaurio habitaban la tierra durante el período que los expertos llaman Jurásico.
Kumun Dinozor Çağı'ndan kalma çökeltilerle uyumlu olduğu kesin.
No hay duda que esta arena concuerda con depósitos encontrados del período Jurásico.
Hiç değilse, dinozor dostlarımızdan bir kısmı... Dudaklarımı çatlatmamın ne kadar süreceğini görmeye gelirler diyordum.
Al menos creo que que un par de dinosaurios vendrán sólo para ver cuanto tarda en partirse mi labio.
Dinozor. Her durumda, yakında öğreneceğiz... şöyle yada böyle.
De cualquier forma, pronto sabremos... la verdad.
Dinozor, her ne idiyse, ne duyduysak... param parça etti ve tepeden attı.
El dinosaurio, o lo que fuera que escuchamos... lo destrozó y lo lanzó cuesta abajo.
- Bir dinozor!
- ¡ Un dinosaurio!
- Dinozor yumurtaları.
- Huevos de dinosaurio.
Dinozor yumurtalarından biri.
Uno de los huevos de dinosaurio.
Bir dinozor vardı...
Había un dinosaurio...
- Uslu dur, dinozor...
- Sé bueno, un dinosaurio...
Cinderella davasında işçiler Bay Tabard'ı "dinozor" diye çağırıyorlar.
- Hola, ¿ Aida? - ¿ Qué hay, Antoine? - Tome nota, sobre el caso Cenicienta.
Diğer gün Sylvie ondan "bayan dinozor" diye bahsediyordu.
- ¿ La patrona? - Sí, la patrona. El otro día, Celine dijo riendo...
Dinozor gibi hissediyorum.
Me siento como un dinosaurio.
Geminizdeki duotronik elementleri ben tasarladım, onların, M-5 ile karşılaştırıldığında dinozor kadar arkaik olduğunu bilirim.
Diseñé los elementos duotrónicos de su nave, y sé que parecen dinosaurios comparados con el M-5.
Yolun kenarında sarhoş bir dinozor gibi yatıyor.
Está de lado, como un dinosaurio borracho.
Bu ufaklık ise Camptosaurus Marsh ilkel bir ördeksi dinozor.
Este pequeño es el Camptosaurus Marsh, un primitivo dinosaurio ornitorrinco.
Dinozor.
El dinosaurio.
Yolun kenarında sarhoş bir dinozor gibi yatıyor.
Está tirado como un dinosaurio borracho.
Bebek dinozor gözlerinin özellikleri ve güçleri.
Poderes y virtudes de los ojos de los bebés dinosaurios.
Ne mutlu ki, elimizde hala dinozor gözleri ve yonca var.
Afortunadamente, todavía tenemos ojos de dinosaurio y perejil.
Başka bir deyişle, gösterimi izleyen biri azacak ve müzeye koşup dinozor ile mastürbasyon yapacak!
En otras palabras, algún tipo verá mi espectáculo, se calentará correrá a un museo y se hará la paja con un dinosaurio.
Askeri açıdan bakacak olursak o sadece uçan bir dinozor.
Desde el punto de vista militar, es un dinosaurio volador.
Dinozor gibi bir babasının olması onun suçu değil.
No tiene la culpa de tener un padre gilipollas.
Hiç portakal rengi dinozor görmüş müydün?
¿ Has visto alguno naranja?
Eğer bataklık varsa, eğreltiotu da vardır. Eğer eğreltiotu varsa belki dinozor bile olabilir orada. "
Si es un pantano, hay helechos y quizás haya dinosaurios ".
Dışarıda öyle bir his var ki... bunun gibi okulların tarihsel bir hata ve seninle benim gibi liderlerinde dinozor oldukları şeklinde bir his.
Ahí fuera piensan que las academias como esta se han quedado desfasadas y que los líderes como nosotros se han anquilosado.
Mezozoik zamandan kalma bir dinozor olmalı.
Debe haber sido un dinosaurio de la Era Mesozoica.
Dinozor mu?
¿ "Dinosaurio"?
Dinozor mu dedin?
¿ Ustedes dicen "Dinosaurio"?
Hayır, hayır. - "Dinozor" mu dedin?
No, no, no. ¿ Dijiste "Dinosaurio"?
Neden "dinozor" diyorsun?
¿ Porque dicen "Dinosaurio"?
Robbie seni arayıp, şaka olsun diye "dinozor" demeni mi istedi?
¿ Te habló Roby y te pidio que dijeras "Dinosaurio", como una especie de broma?
"Öğle yemeği" yerine "dinozor" mu? Neden söz ediyorsun sen?
"Dinosaurio" en vez de almuerzo, Bill, ¿ De que estas hablando?
Dinozor mu?
¿ DINOSAURIO?
Bill, dinozor hazır!
Billy, tu "Dinosaurio" está listo.
Mumya. Ya da, belki bir yavru dinozor.
¡ Una momia, o talvez un bebé pterodáctilo!
Ona dinozor işi numaralar gösterdik, eski tarz şeyler.
Somos timadores de la era de los dinosaurios, de la vieja escuela.
- O zürafa değil, dinozor.
- El dinosaurio.
O dinozor, zürafa değil.
- Es un dinosaurio.
- Dinozor.
Dinosaurios.
Yavru bir dinozor!
¡ Un dinosaurio bebé!
Öyleyse öğle yemeği yerine neden "dinozor" diyorsun?
Dijiste "Dinosaurio" en vez de almuerzo.