Dira translate Spanish
7,738 parallel translation
Tatlım, sorarsam, bana söyler.
Cariño, Si le pregunto, él me lo dirá.
Ama bana söylemiyor.
Pero... ella no me lo dirá.
Milos'a yerimizi söyler.
Le dirá a Milos dónde estamos.
Woo, uygun fiyat olursa hiç ses çıkarmaz.
Woo no dirá ni una palabra por el precio adecuado.
Ona kara bütçeyi, redakte edilmiş sayfaları verirseniz, size anlamını söyler.
Le has dado tu dinero de las operaciones encubiertas, las páginas redactadas, él nos dirá lo que significan.
Üzgünüm Jay, bunu zaman gösterecek.
Lo siento, Jay. Solo el tiempo lo dirá.
Beni asla aldatmadığını söyler.
Le dirá que nunca me ha engañado.
Tek büyüyle veledin yaşayıp yaşamadığını anlarım.
Un hechizo me dirá si el chiquillo está vivo.
- Karımla konuşmamı söyleyecek.
- Dirá que hable con mi mujer.
Polislere hiç bir şey söylemez.
No dirá nada a la policía.
Şimdi de bana saymanlık firması mı olduğunuzu söylüyorsun?
¿ Y me dirá que esto es una firma de contabilidad?
Nereden geldiklerini bana anlatacağınızı sanmıyorum.
No creo que usted me dirá donde vinieron.
O size anlatır.
Él te lo dirá.
Biriniz niye burada olduğumu söyleyebilir mi?
Alguno me dirá por qué diablos estoy aquí.
Öyle ve muhtemelen bunu söyleyecektir, çünkü kullanıcılar daima içmelerinin neden başkalarının suçu olduğuna dair bir sebep bulurlar ve Sharon bunu biliyor.
Sí, y seguro lo dirá porque siempre encuentran una razón... donde alguien más tiene la culpa de que beban y Sharon lo sabe.
Avukat olmadan başka bir şey söylememek için diretiyor.
Insiste en que no dirá nada sin la presencia de un abogado.
İnsanlar "Bu adama ne oldu böyle." diyecekler.
La gente dirá : "Oye, ¿ qué pasó con aquel tipo?"
Kimse bana bir şey anlatmıyor.
Nadie me dirá nada.
O halde ne söyleyeceksiniz?
Bueno, entonces, ¿ qué dirá?
Eminim Octol laboratuarından bu sonuç gelecek.
Apuesto a que el resultado de laboratorio dirá que es Octol.
Sonunda sana anlamını söyler.
Con el tiempo, te dirá qué quiere decir.
Şimdi " Olamaz!
Ahora dirá :
Nerede olduğunu gösterecek sana.
Ella les dirá en dónde.
Patron size söyleyecektir. Sadece onu arayın.
Mi jefe se lo dirá, llámelo.
Durma, sor ona, anlatsın sana.
Adelante. Pregúntaselo. Ella te lo dirá.
Carlo'yla konuşup onu ikna etmeye çalışacağım.. .. ama hayır diyecek.
Yo intentaré hablar con Carlo, convencerle, pero me dirá que no.
O polise anlatacak polis de FBI'a.
Le dirá a la policía, ellos le dirán al FBI...
Beyninin ilkel kısmı, sana nefes almanı söyleyecek.
Tu cerebro te dirá que respires. No puedes.
Hazır olduğunda odasını nasıl istediğini söyleyecek.
Cuando esté listo, ya me dirá cómo quiere que sea su habitación.
Şimdi de birkaç ay önce parmaklarını kırmadığını mı söyleyeceksin?
Ahora me dirá que no le rompió los dedos hace un par de meses.
Hayır diyecektir. O zaman ona Duke Crocker'ı mükemmel bir şeye dönüştürdüğümü söyle.
Ella dirá que no, y cuando lo haga, dile que convertí a Duke Crocker en algo asombroso.
Arenada ölürsen, insanlar Tanrıların dileği olduğunu söyleyecekler.
Si mueres en la arena, la gente dirá que fue voluntad de los Dioses.
Şimdi fiyatını söyleyeceğim, siz evet veya hayır deyin. Anlıyor musunuz?
Le daré el precio ahora y me dirá sí o no. ¿ Entiende?
Ama bunu ona kim söyleyecek?
¿ Pero quién le dirá eso?
Zamanımız yok, insanlar, hiçbir bilgi vermiyorlar.
No tenemos tiempo, y la gente que sufre no dirá nada.
Tamam, bu bilmemiz gereken her şeyi bize gösterecektir.
- Ok, eso nos dirá todo lo que necesitamos saber, esperen.
Ho Jung'un kazara çöp konteynırına düştüğünü söyleyecektir.
Dirá que Ho Jung cayó en el basurero accidentalmente.
Ahn Chan Soo'nun ne söyleyeceğini biliyorum. Hata yaptığını kabul etmeyecek.
Claro que dirá que no tiene nada que ver. ¿ Diría que fue su culpa?
Telefonu kaldırıp 1993 yazıyorsun. Sonra bir New Yorklu gelip tam 20 yıl önce olanları anlatıyor.
Usted escoge uno, marque 1993, y un neoyorquino se encenderá y le dirá exactamente que estaba pasando en esa esquina hace 20 años.
Bana anlatacak.
Él me lo dirá.
Oynayacağımız oyun Einstein mı yoksa Bohr mu haklı sonunda bunu bize gösterecek.
Y el juego que jugaremos nos dirá en ultima instancia si Einstein o Bohr estaban en lo correcto.
Satrancın ne olduğunu bilip bilmediğini bile anlayamazsın.
Y no te dirá si sabe lo que es ajedrez.
Size paranın yerini çabucak gösterir.
Te te dirá rapidamente donde esta el dinero.
Ama bunu kameraya yürürken söyleyeceksiniz, özgüvenli duruş için kolları kalçalardan ayırın.
Pero lo dirá caminando hacia la cámara... brazos separados de la cadera para indicar poder.
Birazdan söyleyecek.
- Nos lo dirá.
Herkesin nerede olduğunu sürekli takip etmemizi sağlayacak... işler sarpa sararsa diye.
Esto nos dirá dónde están, en cualquier momento... por si sucede algo extraño.
Neler olup bittiğini, sen anlatacaksın.
Usted le dirá a la niña lo que tiene que hacer.
Hayır. Sence annem bizimle turneye gelmene ne der?
No. ¿ Que crees que dirá mama sobre la idea de que vengas en la gira?
Seni ele verecek
♪ Te dirá ♪
İstediğinize sorun, benimle çalışmak bir zevktir.
La gente dirá que es un placer trabajar conmigo.
Sana değerimin ne kadar olduğunu söyleyeceğim. Sen de bana değerinin ne kadar olduğunu söyle.
Le diré cuánto dinero tengo y usted me dirá cuánto dinero tiene.