English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Directo

Directo translate Spanish

10,727 parallel translation
Senin sekizinci sınıfı atlayıp doğruca liseye gitmeye hazır olduğunu düşünüyorlar.
Ellos pensan que quizás puedas saltarte octavo grado e ir directo a la secundaria.
Canlı yayınla sizlere aktardık.
El evento fue organizado en directo.
Birbirlerini daha yeni tanımışlar, ve öylece rol yapıyorlar.
Apenas se conocían... ¡ y fueron directo al grano!
Lafı uzatmayacağım.
Iré directo al grano.
Direk konuya gireceğim.
Iré directo al grano.
Tam yerindesin bugün.
Hoy vas directo al grano.
Bunu düşünüyordu, sonra da aklında sanki kendi sözüymüş gibi şifrelendi.
Él estaba pensando ese pensamiento, y luego, en su mente, fue codificado como un comentario directo a sí mismo.
Yani birisi onu gördüğünde oklar doğrudan Noah'ın üzerine dönecekti.
Para que si alguien lo veía, le condujera directo a Noah.
Sürekli sesli mesaja düşüyor.
Se va directo a buzón de voz.
Burada Lisa Simpson Springfield'ın yüz karası Amelia Vanderbuckle'ın Marie Curie ve Scooby-Doo'daki Velma'yla birlikte kahraman kadın bilimciler anıtında yer almayı hakettiğini kanıtlamak için hazırlanırken canlı yayındayız.
Y estamos en directo mientras Lisa Simpson se prepara para probar que esa vergüenza de Springfield, Amelia Vanderbuckle, se merece estar en el panteón de las científicas femeninas, junto con Marie Curie y, ya saben, Velma de Scooby-Doo.
Kesin bilgi değil, hayır. Fakat Ekselansları'nın güvenliği en büyük endişemiz.
Conocimiento directo, no, pero la seguridad de Su Alteza es nuestra preocupación primordial.
Tabii ki evet. İkinci kez üzerinden geçeyim mi yoksa doğruca Taylor'a mı gidelim?
Claro que sí. ¿ Quieres que lo repita, o vamos directo con Taylor?
- Doğrudan hatuna girişiyor musunuz yani?
¿ Ir directo a la vagina?
- Hatuna fena yumuldum demek oluyor.
Que fui directo a la acción.
Birbirimiz anladığımıza göre bu, direk Tevan'dan.
Y a ver si nos entendemos, esto viene directo de Tevan.
Vegas PD bana hastaneden direkt mahkemeye getireceklerini söylediler.
Luego la policía de Las Vegas me dice que van a llevarme al juzgado directo desde el hospital.
İşe koyulalım evlat!
Vayamos directo al negocio, hijo.
Düğün otuz sekiz ülkede canlı olarak yayınlandı.
En directo en 38 países.
... 861 numaralı aktarmasız Washington, D.C. uçuşundayız.
A bordo del vuelo 861 directo a Washington D.C.
Doktor, düğmeye basarsan senin suratına patlayacak.
Aprieta ese botón, Doctor, irá directo a tu propia cara.
Adamı direk bize getireceksiniz.
Le va a llevar directo hacia nosotros.
Bu özel dersin seçim sürecine doğrudan etkisi bulunacak.
En este curso... la selección de las mejores tendrá un impacto directo.
Geniz yolundan direkt beyne vereceğiz.
El conducto nasal me da acceso directo al cerebro.
Cehenneme düştüğünde Tanrı sevinecektir.
Dios se alegrará cuando caiga directo al infierno.
Konuştuğumuz gibi, canlı görüşme yayını hazırlıyorlar.
Mientras hablamos, están preparando emitir una entrevista en directo.
Canlı yayın yaptıkları sürece, beş dakikada yayın yerini diğerlerinden ayırabiliriz.
En cuanto entren en directo, podemos aislar el origen de la emisión en cinco minutos.
60 saniye içinde canlı yayınlıyoruz.
Y saldremos en directo en 60 segundos.
Doğru buraya geldim.
Vine directo aquí.
Başlangıç olarak, Solomon Grundy artık Gotham şerifidir.
Para empezar, Solomon Grundy es ahora sheriff de Gotham. ÚLTIMA HORA - JOKER EN DIRECTO EL NUEVO SHERIFF DEL REY JOKER
Ben burada kilit altındayım ama yine de seni bana getiriyor.
Aquí estoy, encerrado. - Aun así, te trajo directo a mí.
Dürüstsün, bak saygı duydum buna.
Directo. Respeto eso.
Bir iş mi çeviriyorsun yoksa dürüst olmaya mı çalışıyorsun bilmem ama bana sorarsan, ikisinde de başarısız olduğun ortada.
Ya sea que estés siendo directo o jugando un juego, no importa. Lo estás jugando bastante mal.
Görüntüler canlı tabii ve kardeşinin de her an geleceğini umuyoruz.
La imagen es en directo, por supuesto, y esperamos que tu hermana llegue en cualquier momento.
Bu hayvanlarda görülen korkusuz ve agresif davranışlar, şüphesiz havadaki virüsün direkt sonucu olduğunu savunuyorum.
Yo argumentaría que el comportamiento valiente y agresivo observado en estos animales es, sin duda, el resultado directo de un virus de transmisión aérea...
- Nighthawk genelde böyle komuta etmez.
Nighthawk no suele ser directo.
Ve ben de bizim tam olarak Nighthawk'ın eline düşmemizi sağladım.
Y yo solo nos atraje directo hacia las manos de Nighthawk.
Güç değerleri gezegenin çekirdeğinden geliyor.
Estas lecturas de energía vienen directo desde el núcleo del planeta.
Ama bu direkt saldırı.
Pero ese es un ataque directo.
Başkan bunları kişisel olarak da cevaplayabilir ya da kürsüye çıkıp yemin altında canlı yayında televizyondada söyleyebilir.
Ahora, el presidente puede responderlas en persona, o puede aparecer por el Capitolio y responderlas bajo juramento en televisión en directo.
- Hemen işe koyulmamızın mahzuru var mı?
¿ Podemos ir directo al asunto?
Yo, Açık olacağım.
Voy a ser directo
Kalbim beni sana getirdi, Kraliçe Guinevere.
Y me llevó directo a ti... Reina Ginebra.
- Sadece burada söylediklerimin... -... akşam haberlerinde çıkmasını istemiyorum.
Vale, no quiero que nada de lo que diga aparezca en "En directo a las 5 : 00".
Bu arada sakın güneş kılıcına direkt bakmayın.
Por cierto, no miren directo a esa espada solar.
Doğrudan.
Seré directo.
Tamam hadi bu geçtik.
Muy bien, voy a ser directo.
Kısa yoldan sadede geldi.
Conciso, directo al punto.
- Gerçekten uzaktan öldürebiliyorsun.
¿ Puedes matar sin contacto directo?
Yeni yazılmış, akılda kalacak orijinal bir şarkının canlı performansı gerek.
Una actuación en directo de una canción nueva y pegadiza.
Yıllardır kullanılmayan bir tünel.
Es un túnel, abandonado hace años. Conduce directo al patio.
Bi'dakika, Esther nerede?
Sugiero ir directo al grano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]