English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Disi

Disi translate Spanish

4,810 parallel translation
Seni efen disi olarak seçtiğinde buna dayandım.
Cuando ella te eligió como su maestro, yo lo soporte.
Olacaklar konusunda gerçek disi beklentilere girmeni istemiyorum.
Es solo que, no quiero que tengas expectativas poco realistas sobre lo que sea que pase después.
Kendisi bir dişi.
Es una hembra.
Hizmet disi.
Fuera de servicio.
Sam gece vardiyasinda. Cece de Hintli biriyle randevuda. Yani dünyanin en iyi disi ekürisi göreve hazir.
Sam tiene el último turno y Cece tiene una cita con un chico indio, así que la mejor celestina del mundo se presenta para el servicio.
- Orada sira disi bir sey gördünüz mü?
- - ¿ Y usted nota algo inusual?
Hey, dişi bir palyoça balığına dönmeyeceğimden emin olmayı unutma tamam mı?
Oye, solo recuerda, asegurarte de que no me voy a convertir en una hembra de pez payaso, ¿ vale?
İki dişi ona karşı birlik olmuştu.
Las dos hembras lo atacaban.
Onun ölümüyle Tilikum'un hiçbir ilgisinin olmadığını bundan diğer dişi balinaların sorumlu olduğu izlenimine kapılmıştım.
Tenía la impresión de que Tilikum no había tenido que ver con la muerte de Keltie que las responsables habían sido las hembras.
Çok verimli çünkü spermlerini alıp dondurdukları için çok daha fazla dişi balinayı dölleyebiliyorlar. Resmen sperm bankası olarak çalışıyor.
Es genial, porque pueden inseminar a muchas más hembras ya que pueden tomar su esperma y congelarlo y así él básicamente sirve de banco de esperma.
Orada beş mimar vardır erkek ve dişi.
Hay cinco arquitectos ahí, hombres y mujers.
Yani, ortalarda yalnız bir kurt gibi dolaşıyorsun. Ama gerçekte, mağaradaki mağaradaki bir dişi kurt gibisin.
Ya sabes, salir como una especie de lobo solitario, pero, en realidad, Te tengo, como... como un cachorro de vuelta a la guarida.
Şimdi de dişi kurt oldum.
Así que soy una loba.
Neden yeğeninin keş gibi dişi var?
¿ Por qué está su sobrino tiene dientes al igual que un drogadicto?
Erkek ve dişi fillerin yaşamları birbirinden çok farklıdır.
Las vidas de los machos y las hembras son muy diferentes.
Sırtlanlar çok vahşi olabilirler ve yiyeceklerini korumak için leopar ve hatta bazen dişi aslanları defettikleri bilinir.
Las hienas pueden ser animales muy feroces y se sabe que han peleado con leopardos y a veces hasta con leonas para proteger su comida.
Ama görüntü yanıltıcı çünkü bu dişi aslan uygun bir av peşinde.
Pero es engañoso porque esta leona está buscando presas.
Toplulukta, erkek ve dişi babunlar "arkadaşlık" denen ilişkiler kurabilirler.
Dentro de una tropa, los babuinos hembras y machos pueden formar lo que se conoce como "amistades".
Dişi zebralar, yani kısraklar, erkeklere oranla daha hızlı olgunlaşırlar.
Las cebras hembras, o yeguas, maduran más rápidamente que los machos.
Bu dişi aslan yavru domuzlardan birini gözüne kestirdi ve çita gibi o da yavruları yakalamanın çok daha kolay olduğunu biliyor.
Esta leona ha divisado a uno de los jóvenes jabalíes y, como la chita, sabe que los animales jóvenes son mucho más fáciles de atrapar que los adultos.
Her ne kadar küçük bir yemek olsa da diğer dişi aslanlar bir lokma alabilmek için etrafını sarıyor ama onun yemeğini paylaşmaya pek niyeti yok.
Aunque esta pieza es pequeña, las otras leonas de su manada se agrupan para comer algo, pero ella no quiere compartir.
Sürüdeki pek çok dişi aslandan biri olan bu dişi aslanın yelesi yok.
Esta leona, una de las tantas de esta manada, no tiene melena.
Bu olay, seksüel dimorfizme güzel bir örnek. Yani erkek ve dişi aslanı birbirinden ayırt etmek çok kolay.
Este es un ejemplo de dimorfismo sexual y significa que es extremadamente fácil distinguir a un león macho de una hembra.
Ama bu dişi aslan baskın erkeğin en sevdiği dişi.
Pero esta leona siempre ha sido la preferida del macho dominante.
Bu da dişi aslanların hamilelik dönemine eş değer bir süre.
Este periodo es el promedio de tiempo de gestación de una leona.
Dişi aslanlar sürüden uzak ve korunaklı bir yerde doğum yaparlar.
Las leonas prefieren dar a luz en lugares retirados, lejos de la manada.
Yavrular altı ila sekiz haftalık oluncaya dek dişi aslan onları sürüyle tanıştırmaz.
En general, la leona no presenta a los cachorros a la vida en manada hasta que tengan seis u ocho semanas.
Görüldüğü üzere erkek ve dişi leoparda da bir miktar seksüel dimorfizm gözlemlemek mümkün, zira erkek, dişiden çok daha cüsseli.
Como ven, hay un cierto nivel de dimorfismo sexual entre el leopardo macho y la hembra, donde el macho es más grande que la hembra.
Dişi bir versiyonun olduğunu mu söylüyorsun yani?
¿ No estarás diciendo que hay una versión femenina de ti ahí afuera?
Ayrıca, hangi erkeğin dişi bir en iyi arkadaşı vardır?
Además, ¿ qué hombre tiene a una mujer como mejor amiga?
Hamile bir dişi yumurtalarını bırakmak için bir yer bulmaya çalışıyor.
Sólo 150 parejas, porque sólo hay un número limitado de número de sitios de anidación.
Ve bunlardan biri belki de gebe olan bir dişi yumurtalarını bıraktı.
Las tortugas gigantes habían llegado a las Islas Galápagos.
Küçük bir ağız koruyucusu da alacaktım, sonra fark ettim koruyacak dişi olmayacak...
Iba a comprarle un pequeño protector bucal, pero luego me di cuenta de que no va a tener ningún diente que proteger, así que... Bueno, le gana al vestido.
Sanırım Louis, dişi Louis'den hoşlanıyor.
Creo que Louis se siente atraído por la Louis femenina. - Soy Tess.
Dişi insan.
Hembra humana.
Hele bir dişi atın yanına gitsin de.
Esperad hasta que está al lado de una mujer caballo.
Sen bir dişi aslansın.
Tú eres una leona.
Hadi ama Fred kendi ağzınla söyledin ben dişi aslanım.
Oh, vamos, Fred, eso lo dijiste tú... Soy una leona.
Bu genç dişi, gergin gibi.
Esta joven hembra parece nerviosa.
Sürü ilerlerken bu dişi, acı bir karar vermeli.
Cuando la manada avanza esta hembra enfrenta una terrible decisión.
Dişi kaya pitonu.
Un pitón roca hembra.
Beyaz karınlı bir dişi, cevap veriyor.
Y una hembra de vientre blanco responde.
Dişi öncülük ediyor.
La hembra inicia.
Dişi, nihai sonuçtan memnun. Tam zamanında.
Al final, la hembra parece satisfecha con el acabado, y justo a tiempo.
Bu dişi, fırlamak zorunda.
Esta hembra tiene que hacer una embestida para lograrlo.
Bu dişi en büyükleri ; ilk o başlıyor.
Esta hembra es la más grande, así es que come primero.
Bu dişi, nöbeti eşinden almaya geliyor.
Esta hembra está regresando para relevar a su pareja.
Dişi sadece papatyada çiftleştiğinden... ele geçirmeye uğraşıyorlar.
La hembra solo se apareará dentro de la margarita, por lo que deben luchar por su posesión.
Bu dişi 15 metre boyunda ve bir fil ailesinden ağır.
Esta hembra mide 15 metros de largo y pesa más que una familia completa de elefantes.
Dişi ziyaretçileri.
Visitantes femeninas.
Dişi grevy'ler biraz kezban.
Las hembras de Grevy son un grupo voluble.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]