Diyemez translate Spanish
596 parallel translation
İşi bırakıyorum diyemez miyim?
- ¿ Uno no puede decir basta?
Firefly'a kimse sonradan görme diyemez!
¡ Nadie llama arribista a un Firefly!
Kimse bana enayi diyemez.
Pues no soy el primo de nadie.
"İyi geceler Clyde" ya da "İyi geceler Clyde tatlım" diyemez miydin yani?
Podrías : "Buenas noches, Clyde" o... "Buenas noches, querido Clyde".
Sütü satın almadan kullandım ve davalık oldum diyemez misin?
¿ Por qué no las recoges?
Hiç kimse Aloysius Gogarty'e araba hırsızı diyemez.
Sí, pero nadie dirá que Gogarty es un ladrón de autos.
Herkes sana sadece Saunders diyor, ben de diyemez miyim?
Todo el mundo le llama Saunders, ¿ por qué no lo hago yo?
Kimse Ninotchka kötü bir Rus'tu diyemez.
Que nadie diga que Ninotchka era una mala rusa.
Kimse bana Nazi diyemez, yanına bırakmam.
A mí nadie me llama nazi y se queda tan fresco.
Kimse Rosie için böyle diyemez.
Nadie va a llamar a Rosie...
Şu anda kimse bir şey diyemez.
No podemos saberlo.
" Bunu diyemez.
- ¡ No lo dirá ante mí! - ¡ No!
- Birlik olursak, bir şey diyemez.
- Si estamos de acuerdo, no puede hacer nada.
İşte bu yüzden karşınıza çıkıyorum! Kimse bir şey diyemez.
De todo lo que haga contra ustedes, no se me podrá culpar.
Hakaretmiş gibi durmayacak şekilde "Evet efendim" diyemez misin?
¿ Puede decir : "Sí, señor", sin que suene a insulto?
Bunca olmayacak şey biraraya gelince kimse kalkıp diyemez ki artık "Olağandır bunlar, nedenleri şudur, budur."
Cuando estos prodigios coinciden así... que no se diga : "Éstos son sus motivos, son cosas naturales."
Kimse iyi ve bakımlı bir Amerikan piyanosuna hayır diyemez.
No se puede objetar a un piano americano viviente bueno y limpio.
Artık hiç kimse "Sahtekar Toro" veya "Çatlak Toro" diyemez.
Ahora nadie dirá : "Ése es Toro, el farsante".
İki kelimecik, "gitme," bunu diyemez miydin?
Solamente dos palabras, "no te vayas," ¿ y ni siquiera las pronunció?
Çocuk Hastanesi söz konusu olunca hayır diyemez.
Es su obra preferida, no puede negarse.
Hiçbir il meclisi bize yoksul diyemez ya da malımızı elimizden alamaz.
Ningún Ayuntamiento puede llamarnos indigentes o echarnos de nuestra propiedad.
Hiç bir statüsü olmayan biri büyüğüne "sus" diyemez!
¡ Un hombre sin estatus no hace callar a un anciano!
Olanları gördüm, kimse görmedin diyemez.
Lo vi y nadie puede decir que no fue así.
Adam, bunları bize diyemez!
ÉI pisó la línea y nos retó.
Ve Crockett, hiç kimse, William Barrett Travis mümkün olan her dakikayı kazandırmadı diyemez.
Y, Crockett, nunca nadie dirá... que William Barrett Travis no ganó todo el tiempo posible.
"Beni affet" diyemez misin?
¿ No sabe decir "Perdóname"?
Bana bakacak Hayır diyemez
Ella me mirará No se podrá negar
Dünyada hiç kimse bir Kazağa korkak diyemez.
Ningún hombre en el mundo puede llamar "cobarde" a un cosaco.
Hayır diyemez kimse
Usted se casa con Mike, Que le dé su visa. La i es su Papa, El único pariente que vive.
Hayır diyemez kimse
¿ Qué ocurre, la princesa? Usted parece alterado. Oh, déjenos escaparnos Del hotel
Hayır deme Hayır diyemez kimse
La realeza es ruda. El lt ha sido para él.
Hayır deme Hayır diyemez kimse
Y ahora tiene que trabajar En una cocina. La admiración de la I si usted O I pudo haberse ajustado
Yerde buldum, diyemez misiniz?
¿ No podría atestiguar que lo encontró en el jardín?
Ne derler bilirsin, kimse ağlayan bir çocuğa yada bir toprak sahibine hayır diyemez.
Como dice el refrán, no se puede decir no a un niño que llora ni al señor de la tierra.
Burda çiçek satmaya hakkım var. kimse bişi diyemez.
Tengo derecho a vender flores.
Ve şimdi son anda böyle birden kurtuluverdim - kimse bana Tanrı yapımcıları gözetmez diyemez.
Y ahora, de repente a última hora, en el momento crítico - no me diga que no hay alguien ahí arriba que mira por los productores de cine -, ¡ aparece usted!
- Teşekkür ederim diyemez misin?
- No puedes dar las gracias?
Dinle Maria, Hiç kimse bana bunu diyemez.
Escucha, María, no te tomo por una cualquiera.
En azından merhaba diyemez misin?
¿ No puedes ni siquiera decir hola al llegar?
- Özür diledim. Kimse bana Cincinnatili diyemez.
Nadie me dice que parezco de Cincinnati.
İnsan her şeye de "evet" diyemez ya.
No se puede decir siempre que sí.
- Bir şey diyemem ve o da bir şey diyemez.
- Yo no digo nada y él no ha dicho eso.
Kimse bana sahtekar diyemez!
¡ Nadie me habla de este modo!
Kimse bana sahtekar diyemez!
¡ Nadie me dice eso!
Milisler bana bir şey diyemez, birader.
La milicienta no tiene nada contra mí, señor.
Hile, para ya da şiddet kullanarak saf ve masumları dolandıran ve onlara enayi muamelesi yapanlara hiç kimse Hıristiyan diyemez.
Todo aquel que haciendo uso del engaño o la violencia... estafe inocentes y los subestime como iguales... no puede llamarse Cristiano.
- Kimse bana orospu evladı diyemez.
- Nadie me dice desgraciado.
Bana kimse orospu çocuğu diyemez.
Nadie me dice desgraciado.
Kimse sana orospu çocuğu diyemez, ha Russ?
¿ Así que nadie te dice desgraciado, Russ?
" Bunu diyemez.
- ¡ No lo dirá ante mí!
- "Lütfen" diyemez misin hiç?
- ¿ Nunca dice "por favor"?