Doré translate Spanish
40 parallel translation
Harold, bu Sunshine Doré.
Harold, ésta es Sunshine Doré.
Gerçek adım Doré.
Mi nombre real es Doré.
- Bu zaten ballısıydı.
Ya se la doré.
" Hey, dostum. Bu tarafım tamam.
" Oye, amigo, ya me doré de este lado.
Derisi yüzüldü kavruldu, ançüez yağına batırıldı ekmek kırıntısıyla kaplandı on saniyeliğine ızgarada tutuldu limon suyu yedirilmiş zeytinyağı, hardal ve acı biber ile servis edildi.
Le quité la piel la doré, le unté mantequilla de anchoa la empanicé con pan molido finamente en el asador otros diez segundos y la serví con aceite de oliva batida con limón, mostaza y chile.
Bir çift dore ayakkabı...
- Un par de zapatos dorados... - ¿ De dónde viene?
Aslında Dore.
Dore, en realidad.
Kendime şöyle süslü püslü bir sabahlık... ve üzerinde şu tüylü ponpon mu nedir... o zımbırtılardan olan yüksek topuklu dore terlikler alacağım.
Voy a comprarme uno de esos saltos de cama... y unas sandalias doradas de tacón alto... con pompones de piel, o como se llamen.
Güvenlik çemberi "F"... yani Dore, Totley, Abbeydale ile Woodseats'te oturanlar... Abbeydale Parkına gelmelidir.
Los habitantes de la banda A, deben reunirse en el parque de Abbydale...
Dore Totley tenis kulübü, saldırıdan 4 hafta sonra.
Club de tenis Dore y Totley, 4 semanas después del ataque.
Sonra karıştır ve 175'de pişir, altın rengi alıp, kabarana kadar.
Se bate y se mete al horno hasta que se dore.
Mul - dore mıydı?
¿ Mulder?
Sonra domuzcukların derileri altın rengi olana kadar mikrodalgada kızartıyorum.
Luego les frío la piel hasta que se dore.
Dore Cliffe'ten Arthur Bentley'nin ekibi.
Los chicos de Arthur Bentley en Dore Cliffe.
Bir acil durum var. Dore'da raydan çıkma olmuş.
Ha habido un descarrilamiento en Dore.
Çabuk, minibüse binin. Hemen Dore'a gidin.
Así que a Dore, deprisa.
Tanrı aşkına, Dore'da raydan çıkma olmuş!
¡ Hay un descarrilamiento!
Mugan dore kuman vriçi!
Daos la vuelta. Atención... ¡ Marchen!
Atlarım uzun yoldan geliyor, Profesör Dambli-dor.
Profesor Dumbly-dore, mis caballos han hecho un viaje largo.
Dore Schary de havuzlarında takılıyordu.
Dore Schary estaba en la piscina de ellos.
Sıkılırsak veya Dore Schary oradaysa hemen kaçarız.
Bien, pero si nos aburrimos... o si Dore Schary se aparece, nos vamos.
Tamam, iş o duruma girerse, dore renkli bluzu giyeni ben alırım.
Bien, si se da el caso, yo quiero la que tiene el top dorado.
"Kızarana kadar 20 dakika pişir."
Cocínalo durante 20 minutos o hasta que dore ".
Ben, Leon Dore normal bir çocuk mu?
Yo, León Dore, un chico normal,
Sen hastasın, Leon Dore!
¡ Estás enfermo, León Dore!
Tavada pişirilip düzeltilmiş karides.
* I see the stars come out tonight... * Y el camarón, que se dore y se prense.
Ay, şu dore kumaş çok güzel!
Esta tela dorada es muy bonita.
Kuzuyu 120 derecede yavaş yavaş pişiriyorsun sonra üzerine tereyağı sürüyorsun sonra üzerine biraz mısır, biber ve sarımsak ekliyorsun, ök...
El cordero se cocina lento a 120 grados para derretir grasa. Y... y luego pones... la manteca ahí para que dore el romero y el ajo y tú...
Belki biraz dore eksiktir.
Tal vez necesitas un poco de oro.
Dore mi bu?
¿ Oro?
Ekmek altın rengi olana, peynir eriyene kadar izlemeni istiyorum.
Tienes que vigilar hasta que el pan se dore y el queso se funda.
- Nasılsın Dore?
- ¿ Cómo estás, Dore?
Resmen hiçbir şeyim kalmadı Dore.
Literalmente no me queda nada.
- O şekilde işlemiyor Dore. - Öyle mi?
Bueno, no funciona así.
Dore?
¿ Dore?
Dore, evde misin?
Dore, ¿ estás ahí?
Hadi ama Dore.
Vamos, Dore.
Dor, bundan nefret ediyorum.
Dore, odio esto.
Ama bir nevi ayrılmamız gerek Dor.
Pero necesitamos separarnos, Dore.
Hangisi daha iyi dore mi, mor mu?
¿ Cuál se ve mejor, dorado o morado?