Dostlar translate Spanish
14,871 parallel translation
Dostlarımız bugün geliyorlar.
Nuestros amigos llegan hoy.
"Dostlarımız geldiler."
"NUESTROS AMIGOS HAN LLEGADO"
Yeni dostlar ediniyoruz, hayattan keyif alıyoruz güneş parlıyor, bir kafede oturup hayatını yaşayan insanları izliyoruz.
Cultivamos amistades, disfrutamos de la vida, del sol brillante, nos sentamos en el café y vemos a la gente vivir su vida.
Merak etme. Dostların yanında.
No te preocupes, está con amigos.
Toplanıp, doğru davranış biçimleri kendimizi ve dostlarımızı savunma duygulara hakim olma, başkalarını kışkırtmama ve gerilimli durumlarda yasal davranma eğitimi aldık.
Empezamos a reunirnos y entrenarnos para comportarnos bien, para defendernos y defender a nuestros amigos, para controlar los sentimientos y no provocar, y para reaccionar legalmente en situaciones de tensión.
Sevgili dostlarım, beni gördüğünüze şaşırmış olmalısınız.
Mis queridos amigos, imagino que están sorprendidos de verme.
Datak Tarr buraya keyfi yerinde bir şekilde soluk benizli dostlarıyla gelip, bizden...
Datak Tarr vuelve aquí arrogante y satisfecho con sus amigos espectros esperando...
Hükümetim Omec dostlarınız konusunda çok tedirgin.
Mi gobierno está aterrado de tus amigos Omec.
Ama nihayetinde a - dostlarımı böyle bir kargaşanın içine soktuğumu düşündüğün için ve b - orkestra müziği dinlediğimi düşündüğün için sana darıldım!
"a"... crees que lo haría poner mis brotes través de esta agitación, y "b"... que usted podría pensar Me gustaría escuchar música orquesta!
Gelecekten gelen dostlarımla volkan yapacağız!
La construcción de un volcán con mis futuros bros!
Sen yokken dostların epey meşguldü.
Mientras estabas fuera, tus amigos han estado ocupados.
Yani dostlar düşman oldu.
Entonces convierten amigos en enemigos.
Sezyum-137'ye maruz kalmış dostlarımız izlenebilir bir gama ışını yayıyor.
El cesio-137 al que nuestros amigos han sido expuestos... emite rayos gama rastreables.
Ne yapmam gerektiğini söyleyen dostlarım vardı.
Tengo amigos diciéndome qué hacer. Os guiaré.
'Gercek dostlar, sirtlarini sivazlar...'
Que un amigo puede salvar a otro amigo.
Endişelenme dostlar Seni tehlike altına sokarım. Ooh.
No se preocupen, amigos, los sacaré del peligro en un flash.
Kendisiyle ilgilenen dostları olduğu için şanslı.
Tiene suerte de tener amigos que se preocupan por él.
Odaklanabileceğim bir işimin olması ve dostların arasında olmak.
Tener un trabajo para concentrarse, para... estar rodeada de amigos.
10 milyon nakit para ve yılan dostlarının bir daha bana ya da kız arkadaşıma rahatsızlık vermeyeceğinin garantisini istiyorum.
Quiero diez millones en efectivo y una garantía de que tú y tus amigotes culebras no nos molestarán ni a mí ni a mi novia nunca más.
Dinle, dostlarım var biz burada konuşurken Gabriel Waincroft'u arıyorlar.
Escuche, tengo amigos... buscando a Gabriel Waincroft mientras hablamos.
Silva'nın dostlarıma yaptıklarını gördüm.
Vi lo que Silva le hizo a mis amigos.
Muhtemel alıcılardan hiçbiri dostlarımızdan değil.
Y ninguno de los compradores potenciales son nuestros amigos.
Silah tüccarlarımız dostlar Kazak devletindeki nüfuslarını kullandılar.
Nuestros amigos del comerciante de armas? Ellos usaron su influencia con el gobierno de Kazajstán.
Dostlarım, Romalı kardeşlerim, hemşerilerim biralarınızı verin de kendimize gelelim!
Amigos, romanos Conciudadanos Dame tus cervezas!
- U ister misiniz dostlar?
¿ Quieres comprar un poco de U?
Dostlarım.
Amigos míos.
Tabii eğer karşında duran yeni dostlarınla işbirliği yapmak istersen, orası ayrı.
A menos que, por supuesto, quieras colaborar aquí con tus dos nuevos mejores amigos.
Gerçi eski dostlarımdan birine sorabilirim. Eğer araştırmamı istersen.
Puedo preguntar a uno de mis viejos colegas, aunque, si quieres que husmee.
Yüksek yerlerde dostları olan bir tek siz değilsiniz, Dr. Rathburn.
No es la única con amigos en puestos importantes,
Toplanalım dostlarım.
Hace tres años. Reunámonos, amigos.
Hadi ama Reid, dostlar böyle yapar.
Vamos, Reid. Sé una colega.
Dostlar demek.
Colegas, ¿ eh?
Ekstraları dostlarım için ayırmıştım.
Los extras son para los amigos.
Şu an dostların seni serbest sanıyor.
Ahora tus chicos piensan que has pagado la fianza.
Ölüm vadisinde dolaştım dostlarım ve Third Avenue'daki çatlağa oldukça benziyordu.
He caminado por el valle de la muerte, y se parece mucho a una casa de crack en la Tercera Avenida.
Hoş geldiniz dostlarım.
Bienvenidos, hermanos.
Dostlar!
¡ Eh, friki!
Ve eğer iyi biri olursan belki dostlarından bazıları kurtulabilir.
Y si te portas bien, quizás algunos de tus amigos sobrevivan.
Asi dostlarınla iletişime geç ve onları buraya getir.
Contacta a tus amigos rebeldes para que vengan aquí.
- Dostlarınla iletişime geç.
Contacta a tus amigos.
Gelecek hepimiz için geliyor, dostlar.
El futuro finalmente llegará, chicos.
- Biliyorum, sen ve SWAT dostlarınız.
Lo sé, lo sé. SWAT y tú son los mejores.
Bazen eski dostlar geçmişin hakkında, bilinmesini istediğinden fazlasını bilirler.
A veces saben más de tu vida de lo que quisieras.
Virginia'daki dostlarımız neden üçümüzü görmek istedi peki?
¿ Y por qué nuestros amigos en Virginia están pidiendo vernos a nosotros tres?
Peki plan nedir dostlar?
¿ Cuál es el plan, colegas?
Reese ve ikiz kardeşi seninle işleri batırdıktan sonra ilk dostlarımdı.
Reese y su hermana gemela, fueron mis primeras chicas.... después de creer que había estropeado las cosas contigo.
Değerli dostlar ve aile fertleri kardeşimiz Andre'nin vefatından dolayı hüzün içerisindeyiz.
Queridos amigos y familia... estamos entristecidos por la muerte de nuestro hermano Andre.
Montolo'nun tüm dostları Darknet'te bulunuyor.
La red oscura - que es donde viven los compinches de toda Montolo.
NSA'deki dostlarımızdan ses kaydını isteyeceğiz.
Sólo tendremos que tire hacia arriba el registro de audio de nuestros amigos de la NSA.
Yüksek kademelerdeki dostlarının adları da.
Los nombres de tus amigos en las altas esferas.
- Peki ya dostların?
¿ Qué hay de tus amigos?