Dotty translate Spanish
120 parallel translation
Merhaba Dotty.
Hola, Dotty.
Keçileri kaçırmış da diyebiliriz.
Dotty, si fuera tan amable...
- Sırada bakmam gereken hastalar var?
- ¿ Espera alguien más? - No, Dotty era la última.
Sen söyle, Dotty. Ne düşünüyorsun?
¿ Vamos Dotty, qué piensas?
Dotty Putterman, seni seviyorum.
Dotty Putterman, la amo.
Dotty'nin hoşuna gitmez.
A Dotty no le haría mucha gracia.
- Dotty!
- ¡ Dotty!
Hey Dotty!
¡ Hola, Dotty!
- Hey Dotty!
- ¡ Dotty!
- İyi geceler Dotty.
- Buenas noches, Dotty.
Dotty nerede?
¿ Dónde está Dotty?
Dotty buraya bir anlam kazandırdı.
Dotty puso orden en esta casa.
Dotty?
¿ Dotty?
Dotty'yi götürdü. "Okul" dedi.
Se llevó a Dotty. Dijo : "colegio".
İyi ilişki nedir, Dotty?
¿ Qué significa eso, Dory?
Sana Dotty diyebilir miyim?
¿ Me permites que te llame Dory?
Hadi ama, Dotty, neden biraz değişmiyorsn.
Oh, vamos, Excéntrico, ¿ Porqué deberías de ser diferente?
Bende tam onu yapacaktım, Dotty,
Bién, Yo iba hacer precisamente eso, Excéntrico.
Dotty, Bu şeyler ne kadar zamandır duruyor?
Excéntrico, estas cosas. ¿ He estado sentado aqui tanto tiempo?
Ya da Dotty, Doe veya Dute veya her neyse.
O Dotty, o Do, o Dute o lo que sea.
Dotty Martin'in, görünüşe göre, onyedi tuz ve biber koyacağı varmış.
Dotty Martian aparentemente se tomó 17 porciones de sal y pimienta.
.. provalı kostümde, perde açılır açılmaz.. .. 1. Perdede Kahrolası telefon çalıp Dotty elinde ilk sardalya tabağı ile geldiğinde..
En cuanto Dotty salió al escenario con un plato de sardinas.
- Evet, bunu biliyorum..
- Ya, Dotty.
Dotty! - Sadece ikimize ait bir yerimiz var..
Tenemos la casa para los dos solitos.
- Replikleri de kafana takma canım.. - Ve aksan..
- No te preocupes, Dotty.
Dotty ahizeyi tutuyor.. - Bir dakika.. Bir dakika..
Ya sabemos que estrenamos mañana.
- Pardon? - Her neyse.. Garry dışarı, Dotty sen de ahizeyi al..
- Os vais y Dotty coge el teléfono.
Şimdi, Dotty'nin çıkışından alıyoruz..
Poppy...
- Dotty mutlu olsun da.. - Kesinlikle mutlu benim canım Lloyd'um..
- Mientras a Dotty le parezca bien...
- Benim güzel Dotty'im bana bir iyilik yapar mı?
¿ Me puedes hacer un favor, querida Dotty?
- Teknik provalara bayılıyormuş.. .. Bayılıyormuş.. Dotty.. ya.. bu..
Le encantan... ¿ A que es un encanto?
Dotty nerede? - Herkes her zaman çok nazik..
- Todo el mundo es tan amable.
- Benim güzel Dotty'im çok üzgünüm.. - Yok hayır benim suçum..
- Es culpa mía, cielo.
- Haydi başlıyoruz bakalım..
Dotty en la cocina.
Dotty sardalyalarla mutfağa.. .. Garry ve Brooke, siz merdivenlere..
Garry y Brooke en las escaleras.
- Ne tatlılar değil mi - Ne? - Garry ve Dotty
¿ A que Garry y Dotty son un encanto?
- İyi ama o...
- ¿ Garry y Dotty?
- Dotty, kendini odasına kapattı.. Anonstan sonra 5 dakika içinde burada olması gerektiğini bilir.. Değil mi?
Ahora que les he avisado, ella se calmará. ¿ No?
- Dotty'i bilirsin..
- Ya conoces a Dotty.
- Eğer Dotty çıkmazsa.. - Çıkmazsa mı?
- Si ella no actúa...
- Burada değilim.. - Dotty ve Garry..
Dotty y Garry...
- İyi ama Dotty ve Garry.. - Hayır.. Sakla şunu bir yerlere..
Esconde esto en alguna parte.
- Tamam, Dotty kendisini odaya kapattı..
- Vale. Dotty se ha encerrado.
- Brooke mu? Brooke değil Dotty..
Brooke no, Dotty.
- Oh, Dotty.. - En son geçen hafta Pittsburgh'te ayrılmışlardı..
La última, hace dos semanas, en Pittsburgh.
Dotty konusunda endişelenme ; içeride parası var..
Dotty ha invertido dinero en la obra.
- Bu her zaman yaptığımız gibi mi?
- No exactamente, querida Dotty.
- Bunu pek söyleyemem benim tatlı Dotty'im - Peki replikler nasıldı? Bazılarını doğru söyledim değil mi canım?
¿ El diálogo lo estoy diciendo bien?
- Dotty
¡ Dotty...!
Ok.. O, - Fakat Dotty..
Pero llevas interpretando este tipo de papeles desde... ya sabes.
- Garry, Brooke çıkıyorsunuz..
Dotty sostiene el teléfono.