English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Doy

Doy translate Spanish

18,566 parallel translation
Tapınağa hoş geldiniz Senato Başkanı..
Le doy la bienvenida a la capilla, Jefe del Senado.
Kuşun, koluna güzelce konmasını görünce hazır olduğunu anladım.
Al ver que su ave aterriza bellamente en su brazo... me doy cuenta de que ella está lista.
Ben.. Ben fark ettim ki..
Me doy cuenta que...
- Evet, üniversitede ders veriyorum.
- claro, doy clases en la universidad.
- Gökkuşağını sana veriyorum.
- Yo te doy el arcoíris.
Söz verdim. Istedigin takviye kuvveti yarin alacaksin.
Le doy mi palabra, mañana tendrá refuerzos.
Çünkü ben dövmeye başlayınca her zaman "fin" derim ve biter!
Cuando empiezo una golpiza. ¡ Siempre le doy "fin"!
Bu bankanın genel müdürü olarak sizi temin ederim ki buradaki örümcek gibi yolunuza çıkan tüm böcekleri temizleyeceğim.
Les doy mi garantía personal como presidente de este banco al igual que mi amiga la araña, que voy a devorar los bichitos que se interponen en nuestro camino.
Kızı bırak ben de bırakırım!
¡ Me das a la chica, y te doy a tu hombre!
Söz veriyorum.
Te doy mi palabra.
Hayatının gecesi için seni dışarı alıyorum?
¿ Salimos y te doy la noche de tu vida? Bien.
Korkuncum Hank.
Doy miedo, Hank.
Neden, ürkütücü müyüm?
¿ Por qué? ¿ Doy miedo?
Bak, ya sana 500,000 artı 250,000 teklif etsem?
¿ Y si te doy 500.000 más un extra de $ 250.000?
Söz veriyorum.
Les doy mi palabra.
Rekabet etmeye hazırım.
Doy la bienvenida a la competencia.
Görüşünü onaylamama rağmen... Tamam.
Te doy la razón, y ¿ tú sigues insultando?
Sana Kaptan Jack Racham'ı veriyorum.
Te doy al capitán Jack Rackham.
Pekâlâ, iki katını verelim. Anlaştık.
Bien, les doy el doble, trato hecho, al carajo.
Bir saat sonra tren var.
Si me doy prisa, tengo el tren en una hora.
Sizin aileye bu türden meselelerin karışık gelmesini anlayabiliyorum.
Me doy cuenta de que estas cosas pueden ser un poco confusas en tu familia.
Arabayı çekip silahımı çıkarıp üç beş ahmak indirmekten bahsetmiyorum.
No te diré que doy vueltas en mi auto con mi rifle, destrozando muñecos.
O yüzden bunu size vereceğim.
Así que yo les doy esta.
Kıçına bideti soktuğum sırada birden kapıyı açtı.
Ella entra mientras le doy en el bidet.
Sonucu memnuniyetle kabulümdür.
Le doy la bienvenida a su conclusión.
Doğru mu anlamışım kuzenine bir bağış yapacağım ve bu bana dokunulmazlık mı verecek?
Aclaremos esto. Le doy a su primo una contribución, y recibo un pase para salir de la cárcel.
Seni temin ederim Carl.
Le doy mi palabra, Carl.
Sözüm sözdür.
Te doy mi palabra.
- İnanın bana.
- Le doy mi palabra.
Yeri gelince adamın canına okurum bana silah çekene ben de silahımı çekerim.
Yo doy palizas y respondo al plomo con plomo.
Bana inanmadığınızı görebiliyorum.
Me doy cuenta de que no me creen.
Her şeyi önemserim, elimden geleni yapmaya çalışıyorum ama hiçbir şey başaramıyorum.
Me preocupo por todo, doy lo mejor de mí... pero parece que no pasa nada.
Numaramı ister misin ya da seninkini verir misin?
¿ Te doy mi número o me das el tuyo?
- Farkındayım.
- Me doy cuenta de ello.
Ulusal Muhafızları Geçit'e göndermenizin küçük bir iyilik olmadığını biliyorum.
Me doy cuenta que desplegar a la Guardia Nacional alrededor de Gateway no es un favor pequeño.
Kralınız olarak, hepinize Seçilmişler Düzeni'ne hoş geldiniz diyorum.
Como Rey, les doy la bienvenida a la Orden de Los Elegidos.
Farkındayım ki bazılarınız için bu yalnızca bir halk hikâyesi.
Ahora, me doy cuenta de que para algunos de ustedes, esto es simplemente... Folclore.
Sözüm söz.
Te doy mi palabra.
- Paranı alacaksın. Söz veriyorum.
Tendrás tu dinero, te doy mi palabra.
İki günün var.
Te doy dos días.
Suni teneffüz yapmazsam ölecek.
Si no le doy CPR ahora, morirá.
Ona günde üç defa parasetamol veriyorum.
Le doy paracetamol tres veces al día.
Ofis numaramı yazın, bana en rahat oradan ulaşırsınız.
Te doy el teléfono de mi oficina. Es la mejor manera de ponerse en contacto conmigo.
Şimdi elektrikli süpürge satıyorum ve piyano dersi veriyorum.
Ahora vendo aspiradoras y doy clases particulares de piano.
İnsanlara sırtımı dönmem.
No doy la espalda a la gente.
Ama tek sorunun bu olmadığı belli.
Pero me doy cuenta de que hay algo más.
Eylem değil, fikir adamıyım.
Me doy cuenta de todo pero no participo.
Hayır sadece sana hatanı düzeltmen için bir şans tanıyorum.
No, significa que le doy oportunidad de corregir todo.
Sadece blöf bana güven senin ürününle piyasaya açılmayacaklar.
Es mentira, y te doy mi palabra, nunca irán al mercado con tu producto.
Benden bu kadar.
Lo siento, me doy por vencido.
Ben alırım.
Yo te la doy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]