Doğal translate Spanish
13,784 parallel translation
Mümkün olduğunca doğal ve dostane davranmaya çalışın.
Intenten hacerlo... lo más natural y amigable posible.
Şimdiden kuzeydoğudan hukuksuz eylem haberleri gelmeye başladı. Büyük şehirlerde çete savaşları ve güneybatıda doğal kaynaklar için çatışmalar varmış.
Yo ya estoy oyendo desde el noreste... algo sobre anarquía, facciones de señores de la guerra peleando por las grandes ciudades, batallas sobre los recursos naturales en el suroeste.
Dinle. Kaygılanmam çok doğal. Bu gibi erkekler senden faydalanmak isteyebilirler.
Escucha, es normal que me preocupe de que un tipo se pueda estar aprovechando de ti.
Benim duyduğum ise ona doğal olmayan bir şekilde saldırmasıydı.
Lo que he oído, es que la atacó de manera antinatural.
Sadece akademik başarı için ihtiyaç duyulan kısma ağırlık veriyorlar ve hayatımızı bakir keşişler gibi yaşamaya zorlayarak bizim nefsimiz gereği duyduğumuz doğal şehveti tamamen ayaklar altına alıyorlar.
Solo enfatizan la necesidad de logros académicos... y pisotea por completo nuestro natural y ardiente deseo por la carne... forzándonos a vivir como monjes célibes.
Bu çok doğal.
Por supuesto que lo eres.
Bu doğal değil!
¡ No es natural!
- Kaçaklar söz konusuyken fazla süslemeye gerek kalmıyor. Doğal lezzetler her şeyi hallediyor.
Con los fugitivos no necesitas ser sofisticado, los sabores naturales hacen todo el trabajo.
Yalan söylemek senin için doğal bir şey mi?
¿ No te sale mentir naturalmente ya?
Öncelikle, doğal dünyanın size zor göründüğünü biliyorum.
Ahora... sé que el mundo natural les parece duro.
Eski hücre arkadaşımı ziyaret etmek doğal bir seçimdi.
Visitar a mi compañero de celda fue... una opción lógica.
Tabii doğal sebeplerden ölmediyse. Ki en son durumunu düşünürsek oldukça olasılıksız duruyor.
A menos que haya muerto de causas naturales, lo cuál es altamente improbable considerando lo que era al final.
'Doğal olarak, sonunda trafikle karşılaştık... ama elbette buna hazırdık.'
'Naturalmente, pronto tráfico pesado encontrado,'pero estábamos listos para eso. "
Uzmanı değilim ama bana doğal göründü.
No soy una experta, pero me parecen bastante reales.
Affetmek çoğu insan için doğal bir şey değildir..
El perdón no es algo natural en la mayoría de las personas.
Çıplaklık doğal halimizdir.
Estar desnudos es nuestro estado natural.
Sıradan ayarlar, doğal ışık düşünüyordum.
Estoy pensando ambiente casual, luz natural.
Öyle bir yerde çekim yapmak çok zor olacak çünkü doğal olarak set olarak tasarlanmadı. Bizimkinden çok farklı bir amaca hizmet ediyor.
Es difícil filmar en un local así porque no fue construído como un set, sino con un propósito diferente del nuestro.
Doğal olarak suya ihtiyacımız vardı, o yüzden seti rezervin kenarına kurduk.
Necesitábamos el agua, por eso lo colocamos en esta tierra lacustre.
Dubrovnik doğal olarak önemli miktarda turist çekiyor ve o yüzden de bir taraftan kalabalık ile uğraşmak gerekiyor.
Dubrovnik es una gran atracción turística, así que estamos siempre luchando contra la multitud.
Ekipten kimseyle daha önce çekim yapmamış olmak doğal olarak gerginliği arttırıyor.
No conocer al equipo aumenta la tensión.
Birisi bir şey kazanırsa doğal olarak zorbaların düşmanı olur.
Es alguien que ha ganado algo. Los enemigos naturales de los matones.
Biraz uzak ama doğal bir güzelliği var.
Está alejada, pero tiene una belleza agreste.
Sweets seri katillerin doğal bir dürtüsü olduğunu söylerdi.
Sweets solía decir que los asesinos en serie son compulsivos por naturaleza.
Devlet yetki sınırını aşarsa Amerikalıların kendilerini koruması doğal bir şey.
No está mal que los americanos se defiendan de un gobierno sin límites.
Kasaba saymanı ve meclis üyelerinin en yetkili olarak... benim yargıç olmam çok doğal.
Como tesorero del pueblo y oficial mas elevado entre los concejales, es natural que yo deba intervenir como magistrado.
Doktor, babamın şirketi doğal gaz boru hatlarının üzerine kurulu...
Doc, la empresa de mi papá está haciendo los cimientos para una bifurcación de una cañería de gas natural que va a atravesar...
Tamamen doğal yetenek.
Es todo talento natural.
Rakibimin basın toplantısını böldüğüm için üzgünüm ama bazı şeyler hakkında konuşmamız gerek. Mesela doğal gaz borusu yapımını veya şehrimizin park durumunun eski hâline getirilmesini.
Siento interrumpir la conferencia de prensa de mi oponente, pero necesitamos hablar de los problemas, como finalizar esta molesta construcción de red de gas y volver a la normalidad nuestro problema de estacionamiento.
Doğal gaz zehirlenmesi kalıcı sinir sistemi hasarına sebep olur Bay Stone.
Envenenamiento por gas natural puede causar daños permanentes en el sistema nervioso, señor Stone.
Burada grafemin yeni keşfedilmiş doğal formu olduğunu söylüyor.
Dice que es una recién descubierta, formación natural del grafeno.
Aslına bakarsan Winter's Tale'den. Doğal olmadıkları için onlardan ne kadar nefret ettiğiyle ilgili atıp tutan bir kadın var.
De hecho, en "Cuento de Invierno", hay una mujer que protesta sobre cuánto los odia porque son sobrenaturales.
Doğal değil, nasıl?
Sobrenaturales. ¿ Cómo?
Doğal kıl rengi, plastik eldiven giydiğini hayal edebileceğimiz yerden itibaren devam ediyor.
Su color natural del pelo continua en una línea donde uno imagina que llevaba guantes de goma.
Ama bunun doğal bir sonuç olmadığından pek emin değilim ben.
Es que no estoy seguro de si esto no es el orden natural de las cosas.
Arka taraf biraz kaymış olabilir Benjamin Britten gecesiydi, böyle olması çok doğal.
Han dado un paso atrás desde la noche de Benjamin Britten. Mira, es normal.
Çok doğal.
Eso es natural.
Farklı bir yolu merak etmen çok doğal ama Beth'i gerçekten seviyorsan evlenme teklif etmelisin.
Es normal pensar en otros caminos... pero si de verdad quieres a Beth, deberías pedírselo.
Başmühendis benim, doğal olarak ilk gelenlerden biri ben oluyorum.
Soy el jefe ingeniero, así que normalmente, soy uno de los primeros aquí.
Déjà vu yaşamak son derece doğal bir yan etki.
Una nube de deja vu puede ser una consecuencia natural.
Doğal davran.
Actúa de forma natural.
Eskiden büyü doğal bir şeydi.
Antiguamente, la magia era algo de cada día.
Bu adamlar virüse doğal bağışıklığı olanlar.
Son un culto, inmunes al virus por naturaleza.
Şimdiden 3 tane doğal sonla bitirdiğin versiyonu var bile!
¡ Ya has tenido tres finales naturales!
"Doğal Fıstık Ezmesi"
"Mantequilla de maní natural".
Kasabada doğal fıstık ezmesi satan tek bir yer var.
Existe solo una tienda en la ciudad que vende mantequilla de maní natural.
Nehirde ölü beden bulmak ya da halk diliyle ceset, Wapping nehir polisi için ister doğal, ister öldürülmüş olsun olağandışı bir durum değildir.
Los cadáveres hallados en el río, o flotantes como son conocidos coloquialmente, ya sean de origen natural o no, no es un fenómeno insólito en la actividad profesional de la policía fluvial de Wapping.
Ölümü gündemde ilerlemesine yardımcı oldu ve doğal olarak Herkes'in hedeflere karşı daha politik olmasını sağladı.
Su muerte le ayuda a avanzar en su agenda y enfrentar a Todos hacia objetivos de naturaleza más política.
Ben doğalım ve eğlenceliyim.
Yo soy espontánea y divertida.
Doğal ışık, parke.
Mucha luz natural, pisos de madera, y está al lado de un Chipotle.
Doğal olarak hangi aracı seçeceğimize karar veremedik.
Naturalmente, no podía ponerse de acuerdo sobre qué vehículo debemos utilizar como punto de partida, así que cada uno de nosotros fuimos a nuestra manera.