English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ D ] / Duman

Duman translate Spanish

5,043 parallel translation
Ve bir duman için, Bazı çift var ya üzerinde topları.
Para un oscurito, tiene un buen par de pelotas.
İç İşleri ve sivil yapay zekalar bile tam kapasite ile çalışıyor. Denetimini duman edip trafik kontrolünü tekrar sağlayacak işlem gücünden yoksunuz.
Incluso con todos los asuntos internos y las IA's civiles... trabajando a plena capacidad, no tendríamos... el poder de proceso para romper su mando... y recuperar los sistemas de control de tráfico.
- O kadar duman nereye gitti?
- ¿ Dónde ha ido todo ese humo?
Arkamı dönünce siyah duman o kara şekil üzerime doğru geliyordu.
Miré atrás... Y esa neblina negra... Esa figura negra estaba pasando en mi dirección.
Siyah duman bana o kadar sert vurdu ki nefesimi kesti.
La niebla negra me golpeó rápido no podía respirar.
Duman geldiğinde Mark için gelmişti benim için değil.
Cuando llegó la niebla, venía por Mark, no por mí.
Dumanı görmüş ve koşarak gelmiş.
Vio el humo y vino corriendo.
Her tarafta sayısız duman kütlesi olduğunu hayal ediyordum. farklı büyüklük ve şekillerde.
Visualizo una cantidad infinita de anillos de humo en el espacio, de todos los tamaños, orientaciones y formas.
Tamam, duman geçtiğinde bana haber ver oraya bir ekip yollayayım.
Está bien, bueno, cuando se despeje el humo, hazme saber y sacaré a un equipo.
Öğlen yemeğine giderken, yolda, her şey yeniden netleşti, anladığınız gibi, duman altında kalmışız.
Y en el camino para almorzar, conduciendo a almorzar, todo se puso claro de nuevo, estábamos en una niebla.
Yakinda o güzel yesil duman cigerlerini, sis de beyinlerini dolduracak.
Pronto, ese maravilloso humo verde llenará sus pulmones, y después nublará sus mentes.
Duman olup gider
# Cerilla quebrada #
Duman çıkana kadar karıştır ve meleklerin cennetten at. Bu geri çevrilemez.
corazón, arco, gracia. " "Mezcle hasta que el humo se alce de las cenizas expulsando a los ángeles del cielo".
Sonra birden duman kokusu geldi.
Y de repente olí humo.
Arabadan duman çıkıyor.
Sale humo del coche.
Belediye meclisi şenlik ateşinden kaynaklı duman konusunda şikâyetler almış ama hiçbir şey yapmamış.
El ayuntamiento tuvo quejas sobre el humo de una hoguera, pero no hicieron caso.
Siyah Duman bulutu beni burada kaçırmıştı hatırlarsan.
Recuerdas que una nube de humo negro me secuestró aquí, ¿ verdad?
Bilirsin, kara duman ve çirkin yaratıklar kristal gibi bir Atlantik Kuvars'ı, aynı şeyler.
Ya sabes, humo negro y gárgolas, y cuarzo transparente atlante, lo normal.
Zaten darma duman bir haldeler.
Lo estoy. Ya están destrozados.
Dumanı dışarıda tutmamız gerekirse, onları kapıların altına sıkıştırırız.
Podemos rellenarlos debajo de las puertas si tenemos que conseguir el humo.
Dumanı tüten bir silah değil ama bir şey bulduk.
No es una prueba irrefutable, pero es algo.
Duman siyaha dönüyor.
El humo se está poniendo negro.
Eğer patlama kasanın içindeki herhangi bir şeyi parçalarsa duman dağılıncaya kadar ölmüş olursunuz.
Si la explosión rompe algo dentro de la bóveda morirás antes de que se disipe el humo.
Luna'da bayat duman kokusu var demiştin.
- No. Recuerda, me dijiste que el Luna olía a humo rancio.
Dumanı içine çek. Elini ver.
Respira el humo.
Bu akşam Chicago şehir merkezini sallayan patlama ve duman çatlak bir gaz borusundan kaynaklanıyordu.
La explosión y el humo en Chicago de esta tarde fueron atribuidos a una pérdida de gas.
Duman lazım mı?
¿ Fumas? ¿ Fumas?
Duman? Hayır!
¡ No!
Aşağısı sarhoş edici müzik, duman, alkol.
Es una poci � n embriagadora, la m � sica, el humo, el alcohol.
Duman bu.
Es humo, tío.
- Duman yüzünden değil.
No es el humo, tío.
Öylece dumanı suratına üfledim.
Acabo de soplar el humo en tu cara.
Tüm onu ​ ​ duman, mafya stomping sayesinde.
A través del humo, toda el mundo le pasó por encima.
Duman inhalasyon.
Inhalación de humo.
Belki çok karanlık duman çok kalın, ve göremiyordu.
Quizá el humo era muy espeso y estaba demasiado oscuro y no pudieron verla.
Yok sprinkler, hiçbir duman alarmı, boş yangın söndürücüler ve tek bir çıkış.
Sin aspersores, ni alarmas de humo, extintores vacíos y una única salida.
Diğer adıyla duman çeken beton.
También conocido como hormigón come-niebla tóxica.
Duman emen beton firmasından bir mail almış.
Anoche Tuvo respuesta de una de las compañías de hormigón come-niebla tóxica.
Biri ezilmiş kaplama parçaları. Diğeri de duman emen beton parçası. Karavan parkında, bu 2 maddenin de olduğu bir yer buldum.
Uno era conchas machacadas y el otro hormigón come-niebla tóxica, y he encontrado un lugar donde existen ambos materiales...
Lanet olası duman.
Maldito presumido.
- Duman.
- Humo.
Duman çıkıyor!
¡ Está humeando!
Arabanızdan duman çıkıyor!
¡ Sale mucho humo!
Zehirli dumanı havaya yayarız.
Tendríamos el peligro de la nube tóxica.
Patlamadan sağ kurtulursak bile zehirli dumanı soluyacağız.
Si sobrevivimos a la explosión, la nube tóxica nos fundirá los pulmones.
O çekici ve kadınsı. Ve o pipo içiyor. Dumanından halkalar yapabiliyor.
Ella es sexy y femenina y fuma en pipa, y hace aros de humo que vuelan y...
Sonra duman kaybolunca, orada çalışmadığımı fark ettiler.
Luego, cuando el humo se disipó, se dieron cuenta de que no trabajaba allí.
Beyaz duman. "
Humo blanco. "
Duman.
Humo.
Birilerinin banyomuzu duman altı ettiğini biliyor musun? Ne?
¿ Qué?
- Ve süsleme ışıkları. - Evet! Ve duman makinesi.
Podemos conseguir, o sea, una máquina de burbujas y una cachimba y un DJ.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]