Duymadım translate Spanish
12,172 parallel translation
İtiraf etmeliyim ki Kütüphane tarihinde böyle bir olay duymadım.
Bueno, admito que nunca oí que nada como esto haya pasado en la historia de la biblioteca.
Gömleğim kravatıma uymamış mı sence? Hımm... Sharon, geldiğini duymadım.
¿ Esta camisa opaca esta corbata? Hola Sharon.
Biliyor musun, adını daha önce duymadım.
- Sabes, nunca supe tu nombre.
Lois'i kendim kadar iyi tanıyorum ve üç haftadır ondan tek kelime duymadım.
Conozco a Lois como me conozco a mí, y no he oído una palabra de ella en tres semanas.
- Ben öyle duymadım.
Eso no es lo que oí.
Ben bir şey duymadım.
Yo no he oído nada.
Ve ben "harika" veya "zevk" kelimelerini duymadım.
Y yo creo... que no escuché las palabras "gran" ni "gusto".
Nasıl oluyor da 20 çocuğun kaçırılıp öldürüldüğü bir kasabayı hiç duymadım?
¿ Cómo es que no he oído hablar de una ciudad donde se supone que tuvieron lugar veinte secuestros de niños y asesinatos?
Duymadım.
No.
Lorraine'nin konuştuğunu duymadım bile.
No he oído a Lorraine aún.
FBI'ın kimseyi vurup öldürdüğünü ya da bankayı bastığını duymadım.
No he oído nada de que el FBI disparase o matase a nadie al entrar en el banco.
Söylediğin yeri hiç duymadım ve ben bütün büyük büyücülük merkezlerini bilirim.
No he oído hablar de esa institución, y conozco todos los grandes centros mundiales de la brujería.
Sadece duymadım.
No solo la escuché.
Duymadım onu hiç.
Nunca oí hablar de él.
Öncesinde Dover hakkında hiçbir şey duymadım.
- Hans nunca mencionó a un tal Dover.
Geldiğini duymadım.
- No te escuché. ¿ Dónde has estado?
Onları hiç görmedim, haklarında hiçbir şey duymadım.
- Nunca he oído hablar de ellos.
Şekermiş.Daha önce hiç duymadım.
Eso es bonito, nunca lo había oido.
Çalışmak gerek Daha önce bunu hiç duymadım.
Tengo que trabajar. Nunca escuché eso antes.
Şeye ne dersin Jenga! - Hiç duymadım.
¿ Y su jugamos Jenga?
Üzgünüm bayım, hiç duymadım.
Lo siento, señor, nunca oí de ella.
Adını hiç duymadığım bir gardiyanın olması imkansız üç Kütüphaneci'nin ve Moriarty'nin seninle ilgili her şeyi unutturan bir büyünün etkisinde olduğunu söylüyorsun.
¿ Dices que una guardiana de la que nunca escuché, tres bibliotecarios imposibles, y Moriarty están sufriendo bajo un hechizo masivo para borrar sus recuerdos de ti? Eso es.
"Henüz duymadığım bütün mucizeler insanların korkması gereken en garip şeyler gibi görünüyor şu ölümü görmek, gerekli bir son geldiğinde gelecektir."
"¡ De todas las maravillas que he oído, la que mayor asombro me causa es que los hombres tengan miedo, visto que la muerte es un fin necesario, cuando haya de venir, vendrá!"
Bay X'i daha önce hiç duymadın mı?
¿ Nunca oíste del Sr.X?
Hiçbir şey duymadın mı?
¿ No escuchaste nada?
Sende arkadan yaptırdığım ilk erkeksin. Bunu duymadınız ha çocuklar.
Y tú fuiste el primer hombre con el que tuve sexo por la cola.
Beni duymadın mı?
¿ Me oíste?
- Duymadın mı?
¿ No?
Bu konuyu, sadece başkalarının duymadığına emin olduğumuz zamanlarda konuşacağız, tamam mı?
Solo hablaremos sobre esto cuando sepamos que nadie más puede oír, ¿ vale?
- Ama cinayetlerin işlendiği gece hiçbir şey duymadın mı?
Pero, ¿ no escuchó nada la noche de los asesinatos?
Sloganımızı duymadınız mı?
¿ No has oído nuestro canto?
Otur. Duymadın mı?
¿ No lo has oído?
Uzun zamandır duymadığım bir isim.
Hay un nombre que no he escuchado en mucho tiempo.
Şimdi de ünlü konuklarımıza, yarışmanın daha önceki birincilerine hoş geldiniz diyelim ve şu an hırslı, evet, yanlış duymadınız.
Ahora, demos la bienvenida a nuestros invitados famosos, antiguos ganadores de esta competición y actualmente prestigiosos... sí, me habéis oído...
Sanırım beni duymadınız.
Quizá no me ha escuchado.
Hayır, hiç duymadım.
No.
Duymadın mı?
¿ No me oyes?
Hiçkimsenin duymadığı bir beyin takımı hakkında Herkes'e saldırdı diye mi?
¿ Para qué? ¿ Para meter a los de Todos en un tanque de pensamiento del que nadie ha oído hablar?
- Beni duymadın mı?
- ¿ No me escuchaste?
Beni duymadın mı, Leith.
El lugar de la ciudad al que me dirijo es poco adecuado para princesas.
Dediklerimi duymadınız mı?
¿ Han escuchado algo de lo que he dicho?
Hücreden yeni çıkan arkadaşlarım orada tek kelime ettiğini duymadıklarını söylediler.
Oye... mi gente que acaba de salir de aislamiento dice que no te oyeron decir ni una palabra allí dentro.
Saklanıyoruz dediğimde duymadın mı?
¿ Estabas aquí cuando comenté que estamos bajo tierra?
Donner partisini duymadın mı?
Digo, ¿ Alguna vez has oído hablar del grupo de Donner?
Sanırım beni duymadın.
No creo que me hayas oído.
Sizi duymadığımı mı sanıyorsun?
¿ Crees que no os oigo?
Duymadın mı?
¿ Está Saga aquí? ¿ No has oído?
- Hiç duymadım.
Nunca escuché de él.
Demin ne dediğimi duymadın mı?
¿ No oíste lo que acabo de decir?
Duymadın mı?
¿ No lo oíste?
Ben buraya hiç gelmedim, sen de benden hiçbir şey duymadın tamam mı?
Ahora, yo no estuve aquí... y no escuchaste nada de mí, ¿ de acuerdo?