Eclipse translate Spanish
781 parallel translation
Parlak yıldızımızın sönmesi hepimizi derinden üzdü ama ağlamak da derdimize deva olmaz.
Todos estamos sujetos a llorar el eclipse de nuestra brillante estrella. Pero nadie puede curar con lágrimas sus males.
Gölge buraya düştüğünde tutulma olur.
La Luna gira en torno a la Tierra. Al llegar aquí, la sombra de la Tierra la cubre... y así tenemos el eclipse lunar.
Göz kamaştırıcı bir güneş tutulması göreceksiniz diye bir sürü insanı tava getirmiş.
Armó un gran revuelo con... lo que él llamaba un espectacular eclipse de sol.
Güneş tutulması olmamış.
No hubo eclipse.
Güneş tutulmasını izlemek için dumanlı cam sattığımızı.
Cuando vendimos cristales ahumados para ver el eclipse.
- "L'Elisse" yi gördün mü? - Evet, o film...
¿ Viste "El Eclipse"?
Mesela tarihöncesi insan güneş tutulmasında korkudan ölebilirdi.
El hombre prehistórico podía morir de miedo durante un eclipse.
12'sinde Ay tutulması var.
Hay un eclipse lunar el día 12.
Bir parça Yahudi ciğeri, kara kara. Biraz keçi safrası, sarı sarı. Ay tutulduğu zaman kopartılmış...
Hígados de judío blasfemo, bilis de cabra y brotes de abeto... arrebatados en eclipse de luna...
Ay tutulduğu zaman kopartılmış... bir Türk burnu... bir de Tatar dudağı atmalı.
Arrancados en eclipse de luna, nariz de turco... y labios de tártaro.
Bugün çok bulutlu. Tam tutulma.
Hoy está oculta por las nubes, un eclipse total.
İsviçre'deki tutulma hakkında sana söylediklerimi hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas lo que te conté de aquel eclipse en Suiza?
Türk burnu ve Tatar dudağı, ay tutulması sırasında kesilmişinden.
Nariz de turco y labios de tártaro, cortados en eclipse de luna.
Nöbet gibi.
Como un eclipse.
72 saat sonra, galaktik bir tutulma sizinle olan iletişimimizi kesecek.
En 72 horas, un eclipse galáctico cortará nuestro canal de comunicación.
O tutulmaya 24 saatten az bir süre kaldı.
Ese eclipse tendrá lugar en menos de 24 horas.
18 saat içinde, tutulma tüm iletişimi kesecek.
En 18 horas, el eclipse bloqueará todas las comunicaciones.
Tutulmanın başlamasına 30 dakika.
30 minutos para que empiece el eclipse.
Tutulma gerçekleşene kadar, hiçbir şeyi kabullenmeyeceğiz.
No aceptaremos nada, hasta que el eclipse ocurra.
İşte, yaşlı şeytan, zenginlikler ve ün için tutulmayı izledi ve başarılı olursa, sen de öyle yap.
Aqui, el viejo demonio, El SIGUIO EL ECLIPSE POR LA RIQUEZA Y LA FAMA y si el prospero, tu haras lo mismo.
İşte, tutulma ile ilgili ne olursa, şimdi o eski eve git ve her şeyin altını üstüne getir.
Buscas, cualquier cosa que tenga que ver con un eclipse, ahora atraviesa esa casa vieja desde la cima hasta el fondo.
Buralarda en son ne zaman tutulmadan söz edildiğini duydunuz?
¿ Cuando fue la ultima vez que escucharon acerca de un eclipse en este lugar, ¿ ah?
Güneş tutulması mı yoksa ay tutulması mı?
Eclipse de sol o eclipse de Luna?
Tutulma ne anlama geliyor, duydun mu?
¿ que significa el eclipse? ¿ Escuchaste?
O tutulmadan gözünü ayırma.
Harry! Manten un ojo en ese eclipse.
Zenginlik ve ün için tutulmayı takip etti ve eğer ilerleyeceksen sen de aynını yap.
El SIGUIO EL ECLIPSE POR LA RIQUEZA Y LA FAMA y si el prospero, tu haras lo mismo.
Tutulma bir gemi idi.
El eclipse era un barco.
Kaptan Johua gemide, İspanyol Kaptanın kılıcını kabul ediyor, gemisini ele geçirmiş.
Donde el capitan Joshua aborda el eclipse, aceptando la espada del capitan español, cuyo barco el capturo.
Tutulma, tamam.
Si, ese es el Eclipse, bien.
İsveç'e güneş tutulmasını izlemeye gideceğim.
Daré un pequeño viaje para observar el eclipse solar sueco.
Bir tehlike olması ilginç. Ana hedefimiz onun üstünü örtmek olmalı, belki.
Tan interesante que hay peligro de que eclipse su idea principal.
Tutulmadan sonra güneşin tekrar belirmesi gece ortadan kaybolup sabah tekrar kendini göstermesi, Ay'ın yeni Ay'dan sonra tekrar hilâl halini alması, ölümlü atalarımız tarafından çok konuşulmuş olmalı.
El regreso del Sol, tras un eclipse total el alba, luego de la perturbadora oscuridad nocturna y la luna creciente, luego de la luna nueva era para nuestros ancestros la posibilidad de vencer la muerte.
Belki de Güneş veya Ay'dan yola çıktı belki de bir Ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerindeki... yuvarlak gölgesini farketti.
Quizás lo hizo por analogía, con la Luna y el Sol, o al ver la sombra curva de la Tierra sobre la Luna, en un eclipse.
Ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerindeki gölgesine bakarak güneşin dünyadan çok daha büyük olması gerektiğine ve çok uzakta olduğuna kanaat getirdi.
Por la sombra terrestre sobre la Luna durante un eclipse dedujo que el Sol debía ser mucho más grande que la Tierra, y también muy lejano.
Fakat yıldızın ışığını bloke eden bir cisim koyarsak yapay bir tutulma oluşturup gezegeni görebiliriz.
Pero podemos poner algo frente a la estrella para producir un eclipse, y así poder ver el planeta.
- Güneş tutulması var.
Estamos en situación de eclipse.
Eğer karanlık bölgede olmasaydık, merkeze ulaşabilirdik.
Si no hubiera eclipse, llamaríamos a la central.
Karanlıktan çıkar çıkmaz, bu deneyinden dolayı seni üslerine şikayet edeceğim.
Ni usted tampoco. En cuando acabe el eclipse, informaré de su incompetencia en este experimento.
Tutulma bitiyor.
Estamos saliendo del eclipse.
NASA'ya göre bugünkü güneş tutulmasi önemli bir şey değil.
La NASA dice que este eclipse solar no es causa para alarma.
- Galiba bir tutulma.
Parece un eclipse.
Bu gece ay tutulması olacak.
Va a haber un eclipse de luna esta noche.
46 yıldır burada tam bir tutulma olmuyordu.
Han pasado 46 años desde que tuvimos un eclipse total.
Genelde "şarj" kelimesini kullanırım.
Habitualmente uso "eclipse".
Ama "şarj" kelimesini duyar duymaz tekrar uykuya dalacaksın.
Pero cuando escuche la palabra "eclipse", volverá a dormirse.
Şarj!
¡ Eclipse!
Bu kez- -
- Eclipse.
Hipnoz kelimesini söyledin.
Dijiste la palabra clave. Dijiste "eclipse".
Hannibal...
- Eclipse.
Galan'ın yeşil ayı tutulduğunda Kodan donanması saldıracak.
Cuando la luna verde de Galan se eclipse... La armada Kodan invadirá.
Sınır düştü, ay yıkıldı, Yıldız Savaşçıları öldü.
La frontera cayó, La luna está en eclipse, los guerreros muertos.