Eddy translate Spanish
828 parallel translation
Sen git Eddy, sonra görüşürüz.
Vete, Eddie, te veré luego.
Merhaba Eddy.
Hola, Eddy.
Hey, Eddie Bekle, kapıyı tut
Eh, Eddy, espera. Abre la puerta.
Araba mezarlığı yolunu kullanarak Eddie'ye gidin. Gece tenha olur.
Vete en seguida a casa de Eddy.
Ben Eddie Donato.
Soy Eddy Donato.
Eddy Harrison'u da bekliyorum.
Estoy esperando a Eddy Harrison.
Eddy'nin de dediği gibi bu şarkı, 151. Tugay için.
Como les ha dicho Eddy, la cancion va dedicada a la Division 1 51.
Eddy...
Eddie.
- Seni uyandırmak istemedim. Tucker Eddy'nin siparişlerini vermeye gittim.
No quería despertarte... tenía que entregar la cesta de Tucker Eddy.
- Efendim? Tucker Eddy verdiği siparişi almaya buraya geldi.
Tucker Eddy ha venido por su cesta apenas hace una hora.
Eddy Arnold, Roy Acuff.
Eddy Arnold, Roy Acuff.
Eddy ve Gough'un köşesindeki eski evin Carlotta Valdés'le ne ilgisi var?
¿ Qué tiene que ver una casa de madera en la esquina de Eddy y Gough con Carlotta Valdes?
Ya da Eddy Sokağı'ndaki eski evden?
¿ O de esa antigua casa sobre la calle Eddy?
Artık iyi olacağım, Eddy.
Estaré bien, Eddy.
Çocuğun nesi var, Eddy?
- ¿ Qué le pasa a Boy?
O, Eddy Stone'du, efendim.
Ese era Eddy Stone.
Sen misin, Eddy?
- ¿ Eres tú, cariño?
- Hoşçakal, Eddy. - Evet.
- Hasta pronto, Eddy.
Eddy, Phip ve diğerlerine.
Eddy, Phip y el resto.
Eddy, geçerken seni gördüm.
- Eddy, acabo de verte pasar.
Eddy, çocuk için üzgünüm.
Eddy, siento mucho lo de Boy.
Eddy yine sandığının üstünde.
Eddy va ha hacer otro discurso.
- Hayır teşekkürler, Eddy.
No, gracias Eddy.
Eddy Stone.
- Eddy Stone.
Eddy'nin araya girmeye hakkı yoktu.
Eddy no tiene derecho a meterse en mi vida. Cuando le pille me va a oír.
Arabanın üzerinde oturan Teddy ve Eddy uzaktan kuzen oluyorlar.
No hay una lata o envoltorio de chicle a lo largo de las treinta millas.
Teddy ve Eddy ölçtüler. - Değil mi çocuklar?
Yo y Pop, somos los Kwimpers.
- Evet! Geriye!
Teddy y Eddy sentados allá en ese auto... son una especie de cuarto primo o algo así.
Evet bayım. Teddy, Eddy bundan ders alın.
¿ Lo hacemos?
Onların doğru tavsiyelerini dinleme
Teddy, Eddy, aprendan ahora. Lo que quiera conseguir durante su vida, nunca hagas lo que te dicen. Oh, por el amor del cielo, no les digas a ellos una cosa así.
Biliyordum! Biliyordum! Eddy!
Hasta el paraíso
Hayır, Ginger, Eddy Fallon, ve Ding Dong.
No, con Ginger, Eddy Fallon y Ding Dong.
Eddy tükürmede ve yumruk atmada iyidir.
- Eddie es bueno escupiendo y pegando.
Eddy'nin Pantalonları'ndan biri.
¡ Mira, un pantalón de Eddy!
- Eddy?
- ¿ Eddy?
Bu bilgi ne kadar eski, Eddy?
¿ De cuándo es la información?
Tamam Eddy, sağol.
Muy bien, Eddy. Gracias.
Yurt dışında bir hiç olursun.
iQuién te ha visto, Eddy, y quién te ve, Edmundo Desnoes!
Sakin ol, Eddy.
Calma, Eddy.
Vicki, seni Boston Polis kuvvetlerinden Teğmen Eddy Malone'la tanıştırayım.
Vicky, te presento al Teniente Eddy Malone de la Policía de Boston.
Pekala, Eddy.
Está bien, Eddy.
Eddy, aradığımız adamın o olduğunu biliyorum.
Eddy, Sé que es nuestro hombre.
Eddy, seni Thomas Crown'la tanıştırayım.
Le presento al señor Thomas Crown.
Bay Crown, Teğmen Eddy Malone.
Sr. Crown, el Teniente Eddy Malone,
Bana sakın yafta yapıştırma.
No me ponga etiquetas, Eddy.
- Eddy.
- Eddy.
O hamile değilse ben de Nelson Eddy'yim!
¡ Si no está embarazada, yo soy Nelson Eddy!
Edith Owens'in kardeşi İncil gurubundaymış. ... önümüzdeki hafta İncil Festivali yapılacakmış.
El hermano de Eddy Towen, pertenece a un grupo evangélico... y van a tener una reunión el próximo fin de semana.
- Hey, Eddie
- Eh, Eddy.
Evet, dikkatle dinle. Polisler cadde boyunca tüm mekanları alt üst ediyor. Polis arabaları ve ne varsa.
La policía investiga en los garitos del bulevar y llamé a Eddy Donato, que tiene una tienda en el 1 l6 de la Calle Front.
Seni kim gördü Eddy?
, hágame el favor...