Edgar translate Spanish
2,169 parallel translation
Edgar Tannenbaum.
Edgar Tannenbaum.
Sana J. Edgar Hoover Federal Binası'na girmene yardım eder miyim sanıyorsun?
¿ Crees que te ayudaré a entrar al edificio J. Edgar Hoover?
Sadece beşimiz özel gecelere has kıyafetlerimizle olacağız ve Ted de Edgar'dan en sevdiğin konyaklı balkabaklı cheesecake'i getirecek.
Sólo nosotros cinco, cena de etiqueta y Ted traerá tu cheescake favorito de coñac de calabaza de Edgar.
Edgar olduğunu sanıyordum.
Yo pensaba que tu segundo nombre era Edgar
Soyadımı Castle yapınca göbek adımı da Edgar Allan Poe yüzünden Edgar yaptım.
No, cambié mi segundo nombre a Edgar en honor a Edgar Allan Poe en la época en que cambié mi apellido a Castle.
Reddetseler de J. Edgar Hoover tarzı giysileri... kim olduklarını açıklıyordu.
También se negaron a confirmar que a J. Edgar Hoover le gustaba usar vestidos.
Aman sabahlar olmasın, iş mi sizinki? Edgar Allan Poe'nun şamdanı elinizdeki!
¡ Eso perteneció a Edgar Allan Poe!
J. Edgar Hoover mı?
¿ J. Edgar Hoover?
CIA araştırmacısı, Edgar Barkus.
El analista de la CIA, Edgar Barkus.
Avukatım Edgar Muñez'i tanıyorsun değil mi?
¿ Conoces a mi abogado, Edgar Múñez?
Edgar, sen şirketimi konuşmaktan alıkoyan bir anlaşma hazırladı.
Edgar ha preparado un acuerdo de confidencialidad que legalmente evita que hables de mi empresa.
- Biliyorum ama bu olayı yasallaştırıyor ve eğer imzalamazsan bacaklarını kırarım.
- Lo sé pero esto lo hace legal y, si no lo firmas, Edgar te romperá las piernas.
Haberlerde tropikal kasırga Edgar'ın Salı günü gelebileceğini söylediler.
Las noticias sólo dicen que la tormenta tropical Edgar podría tocar tierra el martes.
Kampanya merkezinden Edgar Caldwell.
Días felices, chicos, días felices. Edgar Caldwell de la sede de campaña.
İstihbaratı sayesinde elimize sahte isimli biriyle Edgar Halbridge olduğunu düşündüğümüz kişi arasındaki şifreli konuşmalar geçti. Hamburg'dan bir adam, Bay Black deniliyor.
Gracias a su información, tenemos emails codificados emplazados entre un sobrenombre que pensamos que es Edgar Halbridge y un hombre en Hamburgo, se llama el Sr. Black.
Ridgemont'ın altında yatan ceset Edgar Halbridge'miş.
El cuerpo enterrado bajo Ridgemont fue identificado como Edgar Halbridge.
Yani Edgar Halbridge diye bildiğimiz kişi sahtekarın biri.
Entonces el hombre que conocemos como Edgar es un impostor.
Edgar Halbridge cinayetinden tutuklusunuz.
Está arrestado por asesinar a Edgar Halbridge.
Onun fotoğrafını torunlarım Nicolas ve Edgar'la birlikte çerçeveleteceğim
Le mando una foto suya... i... con mis nietos, Nicolas y Edgar.
Edgar'ı arıyorum, Nicolas ya da Dufaure.
No, busco a Nicolas o Edgar Dufaure.
Edgar Gladstone.
Edgar Gladstone.
Tabi, bundan şüphem yok Bay Coswell, Fakat Edgar Gladstone ait üç eser, geçen sene çalındı.
No dudo de eso, Sr. Coswell, pero a Edgar Gladstone le robaron 3 artículos sólo el año pasado.
Sonra görüşürüz, Edgar. Hoşça kal.
- Nos vemos más tarde, Edgar.
Edgar Allan Poe kukla tiyatrosuyla bir 19. yüzyıl fantazmagoryasına gitme arasında gidip geliyorum.
Estoy jugando con la idea de ir al Teatro de las marionetas de las sombras de Edgar Allan Poe o la reposición de la fantasmagoría del siglo XIX.
Üç saat, Edgar.
Tres horas, Edgar.
Şüphen olmasın Edgar.
Bien, por supuesto Edgar.
Bugün, FBI başkanı J. Edgar Hoover, saldırgan aşırı zenci taraftarı grup Siyah Panterler'in ülke için en büyük iç tehdidi oluşturduklarını söyledi...
Hoy, el director del FBI, J. Edgar Hoover afirmó que el grupo de negros hostiles extremistas, los Panteras Negras representan la mayor amenaza interna para la nación...
Edgar, bu yıl birbirimize hediye almayacağız demiştik.
Edgar, dijimos que este año no nos regalaríamos nada.
Aşktan bahsetmiyor, Edgar. Seksten bahsediyor.
Ella no está hablando de amor, Edgar.
Hayır, Edgar ve Estelle'le birlikteyim.
No, estoy donde Edgar y Estelle.
- Evet. Ama uzun sürmedi Edgar.
Pero no duró mucho, Edgar.
Estelle, Edgar, telefonu açın.
Contesten el teléfono, Estelle. Edgar.
Edgar, New York.
Edgar, de Nueva York.
Edgar!
¡ Edgar!
Edgar, neredesin? Burada olduğunu biliyorum.
Edgar, ¿ dónde estás?
- Edgar, cevap ver.
¡ Edgar! ¡ Contéstame!
- Cevap ver ona Edgar.
¡ Contéstale, Edgar!
- Edgar, neredesin?
- Edgar, ¿ dónde estás?
- Edgar, ses ver.
¡ Edgar, contéstame!
Biliyorum, seni hayal kırıklığına uğrattım. Belki affedilmeyi hak etmediğimi düşünüyorsun ama ben her şekilde affedeceksin. Çünkü birisini gerçekten sevdiğinde...
Sé que te decepcioné y tal vez creas que no merezco tu perdón pero de todas formas me perdonarás, Edgar.
Edgar bir ev kargası.
Creí que Edgar era un pájaro hogareño.
şimdi edgarı biraz yukarı koyalım onu uzak tutmak için...
Y ahora tenemos ahí a Edgar para espantarlo. Así que...
Edgar.
- A Edgar.
Seni şu Edgar gibi temizlemeliyiz.
Los Linton están llegando hoy.
J. EDGAR HOOVER FEDERAL BİNASI
EDIFICIO FEDERAL
Selam güzel kız. Sulanma Edgar.
No seas fresco, Edgar.
Edgar Halbridge'in işe dâhil olduğunu düşünüyor.
Cree que Edgar Halbridge está vinculado.
Görüyorsun Edgar burjuvanın teki.
Edgar es un ciudadano.
- Edgar!
¡ Edgar!
- Edgar da kim yahu?
¿ Quién diablos es Edgar?
- Bu Edgar olmalı.
Ese debe ser Edgar.