Edinburgh translate Spanish
326 parallel translation
Edinburgh, Waverley.
Edimburgo, Waverley.
Glasgow'da hiç bulunmadım, ama Edinburgh'da, Montreal'de.. .. ve Londra'da bulundum.
Nunca he estado en Glasgow, pero he estado en Edimburgo... y Montreal y Londres.
Edinburgh'un orta yerinde böyle bir sorun yaşanacağını zannetmiyorum efendim.
No creo que haya mucho peligro aquí, en el corazón de Edimburgo.
Edinburgh'daki tüm küçük kızları tanır.
ÉI conoce a todas las niñas de Edimburgo.
Edinburgh'un ıslak, rüzgarlı caddelerinde araba sürerek hayatını kazanmak zor.
Es dura la vida en coche por las calles húmedas y ventosas de Edimburgo.
Edinburgh'dan ayrılmaya ikna ettim.
Lo persuadí de que dejara Edimburgo.
Edinburgh Anderson ve Vienna Karl Strauss'da...
Bajo Anderson en Edinburgh, Karl Strauss en Vienna...
Edinburgh için büyük bir onur. Sizden para alamam.
Es un honor para Edimburgo, sir Oliver.
Benim saygı değer dostum, her kim isen,... önce sana kendimi tanıtayım,... ben Edinburgh Üniversitesi'nden Profesör Oliver Lindenbrook.
Estimado amigo, sea quien sea, permítame que me presente. Soy el profesor Oliver Lindenbrook, de la Universidad de Edimburgo.
Adım Oliver Lindenbrook. Edinburgh Üniversitesi'ndenim.
Me llamo Oliver Lindenbrook, de la Universidad de Edimburgo.
Bu yapacağım son şey olsa da, bundan bir numune alıp Edinburgh'a götürmeliyim.
Me llevaré un espécimen a Edimburgo aunque sea lo último que haga.
Edinburgh'da bile hiç bu kadar güzel uyumamıştım.
He dormido como jamás dormí en Edimburgo.
Edinburgh ne der?
Puede vivir en mi casa.
Ian James Dalkeith, 27 Bolthwell Meydanı, Edinburgh.
Ian James Dalkeith, de Bolthwell Square, Edimburgo.
Edinburgh valisi çiviye oturduğundan beri en büyük kilt hamlesi olabilir.
Este podría ser el... mayor éxito de las faldas desde que el alcalde de Edimburgo... se sentó sobre una púa.
Edinburgh Kalesi'nin mazgallı siperlerindeki yalnız gaydacı.
El gaitero solitario, en las almenas del castillo de Edimburgo...
Edinburgh Kalesi'nin tepesinde, aşırı gizlilik koşullarında askerler İngiliz ordusunun ilk kamikaze alayı için eğitilir. Kraliçenin şahsi McKamikaze İskoçları.
Aquí, en el castillo de Edimburgo, en condiciones de máximo secreto... se entrenan los hombres del Primer Regimiento Británico de Kamikazes.
22 : 30 Edinburgh treni 7. perondan hareket edecek...
El tren de las 22 : 30 en dirección a Edimburgo está en el andén 7...
Edinburgh'daki büfemde tozlanan on kupadan çok daha değerli.
la mirada de alegría en la cara de esos niños me dio más placer que los 10 premios que juntan polvo en el aparador en Edimburgo.
Bir gün 50'li yaşlarını ortalarındayken Edinburgh'un bahçelerinde dolaşıyormuş ve bir faun görmüş.
Y un día, con cincuenta y tantos años... se fue a los jardines de Edimburgo... y vio a un fauno.
Ben, Edinburgh Düküyüm!
¡ Soy el Duque de Edimburgo!
Edinburgh Düküyüm.
- Soy el Duque de Edimburgo.
Yine aynı terane. Edinburgh Dükü, İngiltere Kraliçesinin memeleri kadar İskoçyalı yani!
¡ Duque de Edimburgo y tan escocés como las tetas de la Reina de Inglaterra!
Canterbury Başpiskoposluğuna öz oğlum Edinburgh Dükü Edwin'i atıyorum!
Nombro para la Santa Sede de Canterbury a mi propio hijo... ¡ Edwin, duque de Edimburgo!
Sen, Edinburgh Dükü Edmund,
Edmund, duque de Edimburgo,
Senin unvanların hayli az Edinburgh Dükü ve Kraliyet Tuvalet Muhafızı.
Tus títulos no han sido muchos : Duque de Edimburgo y Guardián de los Retretes Reales.
Edinburgh'daki hizmetin için sana teşekkür ediyoruz Egbert.
Se te agradece, Egbert, por tu trabajo en Edimburgo.
Dur bakalım, Edinburgh!
¡ No tan rápido, Edimburgo!
Edinburgh Dükü, Prens Edmund.
El Príncipe Edmund, Duque de Edimburgo.
-... Edinburgh Dükü.
- Duque de Edimburgo.
- Edmund, Edinburgh Dükü.
- Edmund, Duque de Edimburgo.
Edinburgh Dükü Edmund ve Tully Applebottom.
Edmund, duque de Edimburgo y Tully Culodemanzana.
İhtirasla tükenen Edinburgh Dükü, minik Tully'yi kaçırır!
El duque de Edimburgo, ¡ consumido por la pasión de raptar a la Tully!
Siz Edinburgh Dükü Edmund musunuz?
¿ Sois vos Edmund, duque de Edimburgo?
Thomas, bu da nişanlım, Edinburgh Dükü.
Thomas, este es mi prometido, el duque de Edimburgo.
Edinburgh Düküydü o!
Era el duque de Edimburgo, ¿ sabes? ¡ No!
Siz Edinburgh Dükü Edmund musunuz?
¿ Vos sois Edmund, duque de Edimburgo?
Edinburgh'da, mezarlar kendiliğinden açılarak atalarımızın ruhları kalkmış ve atletizm müsabakaları yapmışlar.
En Edimburgo, se abrieron las tumbas y aparecieron los espíritus de nuestros antepasados para competir en deportes de atletismo.
Lordum, Edinburgh Dükü.
Milords, el duque de Edimburgo.
Edinburgh Dükü Edmund, öne çıkın.
Edmund, duque de Edimburgo. Da un paso al frente.
Onlar Edinburgh müzesinde.
Está en el museo de Edimburgo.
Edinburgh'dan buraya kadar Plexicorp'un, üretim biçimini incelemeye geldiğinizi anlattım ama bundan haberleri yokmuş.
Expliqué que era de Edimburgo y estudiará métodos de fabricación en Plexicorp, pero no saben nada.
Edinburgh'da rahat bir pansiyona yerleştirildim ve 17 yaşıma gelene kadar orada kaldım.
Me enviaron a un... establecimiento pupilo confortable... en Edimburgo, y permanecí ahí... hasta la edad de 17 años.
Bildiğim kadarıyla, Edinburgh ve Paris'te eğitim görmüşsünüz. - Bu doğru.
Me han dicho que usted estudió en Edimburgo y París.
Bu amaçla, isimlerini sıralayacağım meşhur şahıslardan bazı alıntılar yapacağız. William Shakespeare, Immanuel Kant Alfred, Lord Tennyson Piskopos Barclay, Samuel Pepys Sör Robert Menzies, Aristo ve Edinburgh Dükü gibi.
Y, para ello, vamos a citar las pruebas de las mayores fuentes de inspiración Alfred, Lord Tennyson Bishop Barclay, Samuel Pepys Sir Robert Menzies, Aristóteles y el Duque de Edimburgo.
Anneleri Edinburgh'dan geldi.
La madre es de Edimburgo.
İlk terfimi orada aldım, yüksek lisansımı Edinburgh'ta yaptım polis olmaya karar verdim, Oxford'a gittim.
Obtuve mi primer titulo ahi, luego hice mi postgrado en Edinburgo y decidi unirme a la policia, Fui a Oxford...
Hamish, bu gece Edinburgh'e gitti. Şu anda boşum.
- No, Hamish tiene que coger el tren.
.. Edinburgh'daki yüksek mahkeme.
.. la Alta Corte en Edinburgh.
Bu çizimler Edinborg dışında ki Luna adasında çizilmiş resimlerdir... bunu babam çizmişti.
Ciertamente, Ellos fueron realizados en el Asilo Real de Montrose en las fueras de Edinburgh... por mi padre.
Yalnız gaydacının Edinburgh Kalesi'nin mazgallı siperlerindeki silüeti kızıla boyalı gök... Göküyü... Gökyüzü!
El gaitero solitario, en las almenas del castillo de Edimburgo... quedaba recortado sobre el... el cielo manchado de violeta, entre las sombra de...