Egg translate Spanish
241 parallel translation
Regan ve arkadaşı nerede, um, Egg Foo Yong?
¿ Dónde están Regan y su amigo... el "Foo Yong"?
Egg Foo Yong, şapkasından tavşan çıkartan adam... bıçaklı bir katili kadının üzerine gönderdi.
El "Foo Yong" que saca conejos del sombrero... envió a una mujer a escena para que un loco la apuñalara.
Dün gece Goose Egg'de konakladık..
Nos alojamos la última noche en Gowsieg.
Onlar Goose Egg'den gelmediler.
Ellos no venían de Gowsieg.
Ben Batı Egg'de, bu asiller koyunun mütevazı tarafında yaşıyordum.
Yo vivía en la zona oeste. La zona, digamos, menos de moda de la bahía.
Kuzenim, Daisy Buchanan, kolejden tanıdığım kocası Tom ile, Doğu Egg'in ışıltılı beyaz malikanelerinden birinde oturuyordu.
Mi prima, Daisy Buchanan, vivía en uno de los fastuosos palacios del este con Tom, su marido, al que conocí en la universidad.
Batı Egg'de oturuyorsun demek.
Usted vive en la parte oeste.
Egg'ler ve New York arasındaki otoyol, bir noktada demir yoluyla birleşir ve kısa bir mesafe birbirlerine eşlik ederler. Burada, Queens'de cüzdanını şişirmekte olan Dr. T J Eckleburg'ün panodaki gözleri yola gözcülük eder.
A medio camino entre la bahía y Nueva York, la carretera corre paralela a las vías durante un corto trecho bajo la vigilancia del doctor T. J. Eckleburg, puesto ahí por un oculista bromista que quería aumentar su clientela.
- Evet, Batı Egg'de.
- Sí, en la parte oeste.
Bir ay önce Batı Egg'de bir partiye gitmiştim. Gatsby adında bir adamın evindeydi.
Hace cosa de un mes estuve allí en una fiesta, en casa de un tal Gatsby.
- Bütün Doğu Egg burada.
- Prácticamente está toda la parte este.
Batı Egg'liler.
Gente de la parte oeste.
Egg Shen. Otobüs şoförüyüm!
Egg Shen, chofer de buses.
Ben Egg Shen bu harika turda sizinleyim.
Soy Egg Shen, y su visita maravillosa.
- Bayan Gracie Law, Bay Egg Shen.
- La señorita Gracie Law, el señor Egg Shen.
Egg, Lo Pan üzerine bir nevi uzmandır.
Egg es una autoridad local sobre Lo Pan.
Chu Amca ve Egg. Egg'in otobüsündeler, bizi buradan çıkarmaya hazırlar.
El tío Chu Y Egg están en el bus listos para sacarnos de aquí.
- Kıpırda, Egg!
- Vamos, Egg!
Bizim ile geliyor musun, Egg?
¿ Vienes con nosotros Egg?
Hazır olduğunda, Egg.
Cuando tú digas, Egg.
- Kahrolası konuya gel, Egg.
- Directo al grano, Egg.
Egg Shen onlar ile birlikte.
Egg Shen está con ellos.
Bu doğru, Egg Shen.
Eso es, Egg Shen.
Öyle ise o nerede, Egg?
Entonces, ¿ dónde está, Egg?
İçinde ne var, Egg?
¿ Qué hay dentro, Egg?
Beni asla alt edemezsin Egg Shen.
Nunca podrás conmigo, Egg Shen.
Nereye gidiyorsun, Egg?
¿ Dónde vas, Egg?
Ve yine bir de Yumurta ( Egg ) ve annesi var.
Y también están Egg y su madre.
İsterseniz, bana Egg deyin, herkes öyle der.
todos lo hacen.
Egg, ne zamanlama ama.
Qué coincidencia.
Ona Egg diyorlar.
La llaman Egg.
Şu Egg kız aradı, siz giyinirken.
Esa chica Egg. preguntando.. si podía traer un invitado más.
Egg ile sizin arabanız.
Egg y su coche.
Oh, Egg. Angela'yla tanıştın mı?
conoces a Ángela.
Ricardo?
¡ Hola Egg! .
Hayalgücünü fazla zorluyorsun.
vamos Egg. que imaginación tienes.
Güle, güle, Daisy, Egg.
Daisy. ¡ Egg! .
Güle, güle, Egg.
Egg.
Poirot, gitme zamanımız yaklaştı. Merhaba, Egg.
Egg!
Alo, Bay Poirot. Ben Egg. Hastings burada.
¡ salúdelo!
Egg, nasılsın?
¿ Cómo estás?
Onu sen davet etmedin mi, Egg?
No lo sé. Egg?
Şu Egg denen kızdan. Fakat sanırım, bir rastlantı.
Me lo dijo ésa chica que llaman Egg.
Egg?
¡ Egg!
Egg burada olabileceğinizi söyledi.
Egg me dijo que lo encontraría aquí.
Konu Egg ve şu cinayet meselesi. Evet.
- Se trata de Egg y todo esto del asesinato.
Bu durumda, Charles ve Bayan Egg kendi varsayımlarına olan ilgiyi kaybettiler.
parece que Charles y la Srta. Egg han perdido interés por su teoría.
Yumurta.
Egg ( HUEVO )
Yumurta mı?
¿ Egg?
Oh, yapma, Egg.
¡ Oh!
Görüyorsunuz, Egg hiç düşünmeden hareket eden biri.
Egg es tremendamente impulsiva.