English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Eglenceli

Eglenceli translate Spanish

23,197 parallel translation
Ev arkadaşların çok eğlenceli. Sevdim onları.
Tus compañeros son muy divertidos.
Platformda eğlenceli, güzel bir özellik olur.
Podría ser una función divertida de la plataforma.
- Eğlenceli bir şey yapalım.
- Hagamos algo divertido.
Bu eziklerin boktan ayık hayatlarını dinleyeceksek kafan güzelken daha eğlenceli.
Es más divertido estar ebrio para escuchar a fracasados hablar sobre sus vidas sobrias de mierda.
Evet, izlememişsindir tabii ama çok eğlenceli.
Sí, me imagino, pero es muy divertido.
İkimiz için de eğlenceli olur diye düşündüm.
los dos.
"Masalar" la işi hallettiğimizi düşünmüştük ama cıvıl cıvıl, eğlenceli, çekici bir şey istediğini söylüyorsun.
Pensamos que lo de las mesas era un éxito, pero quieren algo más liviano, divertido, tentador.
Eğlenceli bir şey.
Es divertido.
Yani, oyunlar eğlenceli olabilir, o yüzden bir nevi gereksiz bir şey.
Bueno, los juegos pueden ser divertidos, así que es un tanto redundante.
Çok eğlenceli. Biz sürekli Hibbertlarla seyahat ederiz.
Viajamos con los Hibbert todo el tiempo.
- İşin eğlenceli mi?
¿ Es un trabajo divertido?
Lisa, uyardığın için teşekkürler. Söylediği şey dışında, bu yolculuk çok eğlenceli olacak.
A pesar de lo que dice, este viaje será divertido.
Dinle baba, eğlenceli olduğunu biliyorum ama senin yerin bizim yanımız, Hint Okyanusu'nda bir ada değil.
Escucha, papá, sé que fue divertido, pero tu lugar es con nosotros, no en alguna isla en el Océano Índico.
Eğlenceli bir yerden geliyorsun ; içten içe biliyorsun bunu çünkü o inanılmaz beynin onca yıldan sonra bu şarkıyı hatırladı.
Vienes de un lugar de alegría, y en lo profundo lo sabes, debido a que tu asombroso cerebro recordó esa canción después de todos estos años.
Harika, bu da ne... Bay Eğlenceli Adam için başka bir oyuncak mı?
Grande, lo que es que- - otro juguete para el Sr. Fun hombre?
Süper Eğlenceli Adam.
Súper individuo de la diversión.
Eğlenceli mi bu?
- Gracias. - Divertido, ¿ no?
Çok eğlenceli bir Parti Otobüsü tuttuk.
Alquilamos un bus, fue divertidísimo.
Evet Darryl. Kulağa eğlenceli geliyor ama biliyorsun ki insanları seni sevmeleri için bu kadar zorlayamazsın.
Sí, Darryl, suena divertido, pero... no hay que esforzarse tanto para caerle bien a la gente.
Greg. Hadi ama. Çok eğlenceli olacak.
Venga ya, Greg, va a ser la risión.
Çok eğlenceli olacak. Pekâlâ, bir araba istediğinde bir araba almak zorundayız. Ama bir parti otobüsü istediğinde, bunu yapmak zorunda mıyız?
¿ O sea que cuando quieres usar solo un coche, tenemos que usar solo un coche, y cuando quieres ir en un bus fiestero, también lo tenemos que hacer, sin más?
Çok eğlenceli olacak.
Va a ser la caña.
Bu eğlenceli. Hep plaj yolculuğuma canlı bir seks gösterisiyle başlamak istemiştim.
Siempre me ha gustado empezar mi viajecito a la playa con un show de sexo en directo.
Evleri azar azar kazananlara dağıtmanın daha eğlenceli düşündüm.
He pensado que estaría bien repartir las casas y las propiedades a los ganadores.
Eğlenceli, dimi?
Es divertido, ¿ no?
Evet, eğlenceli
Sí, es divertido.
Dinle, bunu eğlenceli buluyor olabilirsin ama Dolores'e bir şeyler oluyor.
Escucha, puede que esto te divierta, pero algo le pasaba a Dolores.
Kulağa eğlenceli geliyor.
Suena... divertido.
Bir gün eğlenceli şeyler yerine geleceğimize odaklanacağına inanıyorum. Minik burun.
Creo que un día te centrarás en nuestro futuro en vez de en cosas divertidas.
Şimdiye kadar oldukça eğlenceli.
Hasta ahora está siendo divertido.
Cassidy'nin iğrenç, kaba, çocuksu halleri eğlenceli olabilir.
Mira, entiendo que Cassidy es una especie de niño desagradable y grosero y puede ser divertido.
Eğlenceli olmalı.
Suena divertido.
- Komik, eğlenceli.
- Graciosa, divertida.
Kulağa eğlenceli geliyor.
Bueno, eso suena divertido.
Eğlenceli olduğunuzu.
Entretengan.
Eğlenceli, sanırım. Bilmiyorum.
Es divertido, creo.
Eğlenceli olacak.
Esto será divertido.
Yarın seni öğle yemeğine çıkarsam? Kulağa çok eğlenceli ve besleyici geliyor ama yarın annemle planlarımız var.
¿ Qué tal si te llevo mañana a comer? Suena superdivertido y nutritivo... pero mañana tengo planes con mi madre.
Bu çok eğlenceli.
Esto es muy divertido.
Aslında kulağa eğlenceli geliyor.
En realidad, podría ser divertido.
Game of Thrones'un eğlenceli kısımlarının çekildiği bir dünya gibiydi.
Al igual que cuando se dispara la piezas de la diversión del juego de tronos,
Çok eğlenceli olacak.
Será divertido.
Dinleyin, bu eğlenceli.
Te lo dije antes.
- Sen öyle deyince eğlenceli, parti tarzı bir randevuya çıkacağımızı sanmıştım.
- Yo pensaba que ibas a llevarme a una divertida fiesta-cita.
Eğlenceli.
Divertido.
Eğlenmiş olman eğlenceli.
Es tan divertido que os divirtáis.
Eğlenceli olacak
Va a ser divertido.
Bu çok eğlenceli!
¡ Es tan divertido!
Bu eğlenceli olmaz mıydı?
¿ No sería divertido?
Eğlenceli bir gece olacak.
Tendremos una noche entretenida.
"Buraya asla tekrar gelmemeliyiz çünkü asla bu kadar eğlenceli olmayacak."
"Nunca debemos venir aquí de nuevo, porque nunca volverá a ser tan divertido".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]