English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Ela

Ela translate Spanish

487 parallel translation
Dış gezegen Troyius elçisi Petri'yi gemiye aldık, şu anda iç gezegen Ela'a yaklaşmaktayız.
Hemos subido a bordo a Petri, embajador de Troyius, el planeta exterior, y ahora nos aproximamos al planeta interior, Elas.
Annemin ela tarağı..
Es el peine de mi madre.
Sizlere irade gücü, hayal gücü... kuvvetli arzular... taze hayat kaynakları... korkaklığı alt eden üstün bir cesaret... ve rahatlık sevdasını bastıran bir... macera hevesi verir.
Les dan el temple de la voluntad, El rasgo d ela imaginacion, el vigor de las emociones, la frescura de las profundas fuentes de la vida, el predominio temperamental del coraje sobre la timidez, el apetito por la aventura... que supera el amor a lo facil.
Onunla evlenmeyecek.
Ela no se casaría con él.
- Evet ama gördüğüm en güzel ela gözlere sahip.
- Sí, sí, sí. Pero tiene los ojos verde más bonitos que jamás he visto.
- Asıl sen, gördüğüm en güzel ela gözlere sahipsin.
Tú tienes los ojos verde más bonitos que he visto en mi vida.
Umduğumdan daha uzun boylu, gözleri ela.
Más alto de lo que lo imaginaba, de ojos marrón claro.
Uykusuz geceler, yalnız saatlerde o müthiş ela gözlerine bir kez daha bakabilmek için dualar ettim.
Noches sin dormir, horas solitarias... esperando, rezando para que otra vez... pudiera contemplar tus encantadores ojos marrones.
- Ya o?
- ¿ Y Ela?
Senden "Kumlu saçları ve ela gözleri olan şeker Yahudi çocuk." diye bahsetti.
Se refirió a ti como "el lindo chico judío de ojos color avellana".
Masa beşin burgerleri. Çabuk ol.
Hamburguesas d ela mesa cinco, tio.
Her ikisi de siyah saçlarla ve ela gözlerle doğdu.
Ambas tenían el pelo oscuro y los ojos marrón verdoso.
Kardeş Ela. Evet.
Hermano Eli.
- Vaazına bayıldım Ela Dayı.
Oh, Me gusto el sermon, Tio Eli.
Peki Ela ve Loretta?
Um, y Eli y Loretta?
Ve son aldığımız habere göre, Maryland kongre üyesi Ela Hawkins gece geçirdiği bir kazadan sonra yatırıldığı Water Reed hastanesine yatırıldı ve durumu iyiye gidiyor.
Las noticias importantes, El congresista de Maryland Elijah Hawkins... esta en condicion satisfactoria en el Hospital Walter Reed... luego de un accidente anoche. Eso es cierto, Laura.
- Peder Ela Hawkins'i arıyorum. - Kontrol edeyim. Hemen şu köşedeki odada.
Deseo ver al Reverendo Eli Hawkins.
Ela Hawkins bu defa kötü yakalandı, değil mi?
Eli Hawkins tiene su trasero... - Cogido en una trampa, huh?
Pam-ela, verandada sana gelen paketi gördün mü?
¿ Has visto el paquete que han dejado para ti en el porche?
Ne zaman gergin olsa, saçını sağ kulağının arkasına götürür. Gördün mü bak? Sağ kulağının arkasına.
Cuando ela queda nerviosa, pone el cabello detrás de la oreja directa, ¿ viste?
- Benimki ela.
- Los míos son avellana.
Uyku vakti, uyku vakti. Büyük annenin köprüsünün üstünde.
En el puente de mi abuela, ela, ela, ela...
Gözlerin ela, değil mi?
Tus ojos son de color de avellana, ¿ no?
Gözlerim ela Helen Keller.
Mis ojos son color avellana, Helen Keller.
Ela gözlü, 177cm boylarında 36-24-36 ölçülerinde
Ella me gustara mucho luego de dos tragos, señor. Lo siento señor, dígame una cosa, ¿ qué clase de modelo quiere?
Morrie Schwartz, Brandeis üniversitesinden emekli bir sosyoloji profesörü.
Morrie Schwartz es profesor de sociología retirado... la Universidad de Brandeis que se está muriendo de la ELA.
O da hiç penis görmemişti.
Ela ni sabía que el pene de él se llamaba woddy.
- Bilmem, okuldandır, sen sevmez misin?
- Bueno, viene d ela escuela, no te gustaba la poesía?
Banyoyu onunla ortaklaşa kullanacaksın.
Tienes que compartir el baño con ela.
Hayatımda hiç, o kadar çok yazı yazdığımı hatırlamıyorum. Karşılılığında aldığım sigaralar sayesinde tüm bu feryat figanın ortasında yazdığım romanım için gerekli miktarda kağıt ve kalemi, sağlamaya yetecek küçük bir servet kazanmıştım.
Nunca escribi tanto, acumulando una pequeña fortuna en cigarrillos que me proporciono papel y lapiz suficiente para mi novela, ela cual escribi entre todos aquellos gritos y llantos.
İzlediğimiz filmlerde, kızlar ilk iki teklifte hayır derler.
Hemos estando viendo peliculas dond ela chica dice las dos primeras partes "no".
Kahverengi saçlı, ela gözlü.
Cabello marrón, ojos avellanos.
Megan Ann Rose 12 yaşında. Sarı saçlı ve ela gözlü.
Megan Ann Rose tiene 1 2 años, pelo rubio y ojos de color avellana.
- İşletme fakültesinde.
En la Escuela de comercio del ela.
Sana içini döken bu kadına güzellik tavsiyeleri mi verdin?
La mujer los tiene da dolor y de puntas de belleza para el a ela?
Terapistim gibi.
Ela está exactamente como mi terapeuta.
Her şeyi tersine çevirip sorunu olan benmişim gibi gösteriyor.
Ela se vuelve durante un tiempo muy largo él hasta que uno piense, Yo tendría un problema.
Üç yıldır evlisiniz ama birbirinize hâlâ deliler gibi âşıksınız.
Hay casado para el ela / them ya 3 años y todavía para que se enamora. ¿ el lst esto no romántico?
- Borsa yönetiminden bahsediyoruz be!
¡ Ela se caga, la vigilancia de la bolsa de valores viene!
Çıkma safhasını çoktan geçtik.
Esto significa que nosotros tenemos el them / ela "Permítanos salir" - escalone detrás de nosotros.
Sirkin şişman kadını olmak istiyormuş.
Ela quiere ir al circo como la mujer gorda. Cindy salió yo.
Beni Brezilyalı bir adam için terk etti.
Ela me dejó debido a los brasileños de m. Esto después del el trabajo entero, esto yo con ella tenía.
- Sen de gördüğüm en güzel ela gözlere sahipsin.
Y tu tienes los ojos verdes más bonitos que he visto.
Ela.
Castaños.
Ela Hawkins.
Eli Hawkins.
Aslında, onların ela olduğunu düşünüyorum.
Creo que son color avellana.
Ela!
¡ Avellana!
Ne güzel kız.
Ela es hermosa.
Kendi adına almadığın sürece sorun yok.
Uno compra el a ela simplemente bajo el nombre extranjero.
Oyuna getirilmen onların umurunda mı sence?
Ela no lo interesa en absoluto, si usted fue engañado.
Ben de onu diyorum işte.
Ela es un pedazo del estiércol. Exactamente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]