English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Elde

Elde translate Spanish

15,868 parallel translation
Bu işten asla istediğini elde edemezsin.
Nunca vas a conseguir lo que quieres de esto.
Yeni gelen elemandan ne elde etmeyi umuyorsunuz?
¿ Qué esperas obtener del recién llegado?
Eğer onu yüksek bir yere koyarsak, güzel bir kontrol açısı elde edebiliriz.
Si llegáramos a una posición elevada, tendríamos una perspectiva ventajosa.
- Ve her şeyi elde ettim.
Y lo gano todo.
- Emlak şirketini bulduk. Satıştan elde edilen gelirin, kadının oğluna aktarıldığını doğruladılar. Ne kadar sence?
Investigamos y le dieron el dinero de la venta a su hijo. ¿ Adivine cuánto?
Stüdyonun kuzeyinden sağlam erişim elde ettik.
Tenemos acceso libre al norte del estudio.
Gelir elde etmek istiyorsun. Herkes bunu istiyor.
Quieres utilidades.
Peki, alkalin pillerle, bazı malzemelerden elde edeceğiniz birtakım şeylerle, solvent türü bir kimyasal yapabiliyorsunuz... Bunu cama sürdüğünüzde, en ufak bir soğukta, cam kırılıyor.
Bien, también hay un solvente químico que puedes hacer de una batería alcalina que, entre otras cosas, causa que el vidrio de rompa en el frío.
Diğerlerinin yasal olmayan bağımlılıklarından elde ettiğiniz gelirler.
Usted se beneficia de las adicciones ilegales de otros.
Onların zayıflıklarından ve tembelliklerinden ve seks düşkünü tavırlarından elde ettikleriniz.
Sus debilidades y comportamientos perezosos y libidinosos.
İnsanlar istiyor. Ama elde edemeyeceklerinin söylenmesini istemiyorlar.
La gente la quiere pero no quieren que les digan que no pueden tenerla.
İstediğimiz kaosu da elde edeceğiz. Önce o sürtüğü halledeceğiz.
La bomba explotó, y ahora nos ocuparemos de ella.
İstediğini elde etmek için yalan söyleyip, kandırıp, yatarak insanları kullandın mı? Evet, yaptı.
¿ Mentir, follar y usar a la gente para conseguir lo que quieres?
Elde etmek için, gösterdi insanlar Nesillerdir nefreti, Ve çarmıha gerilişi.
Para ganarlo, los hombres han demostrado desprecio de generaciones, y la crucifixión conocida.
Siz bu filmi elde etmeyi hak ediyorsunuz.
Merecen que se haga la película.
Ama bunu elde etmeliyiz ve ülkenin alması lazım.
Pero debemos entenderlo, y el país debe entenderlo.
Bundan ne elde ettiniz peki?
¿ Qué han descubierto?
Diğer tesislerle de konuşmalıyız. Diğer heptapodlardan elde ettiklerine yardım etmeliyiz.
Hay que hablar con los otros sitios ayudarlos a entender.
Doğru elde evet.
En la mano correcta.
Elde var altı...
Llevo seis...
İnsanoğlu yeni başarılar elde etti.
La humanidad ha alcanzado nuevas alturas...
Kendi derimden ve bitki çürüğünden ne kadar fazla madde elde edilebildiğine tanıklık edebilmek büyüleyici.
Es fascinante ser testigo de cuanta... materia puede ser generada por la descomposición de plantas... y mi propia piel.
Tüm araziden su elde ettim.
Bebí de la tierra.
Peki Regan nasıl gelir elde edecek?
¿ Cómo va a generar ganancias Reagan?
İstediğiniz elde etmek için kıçınızı yırtın.
Trabaja duro para conseguir lo que quieres.
Evet, bu sene 21.000 dolar elde ettik.
Este año, logramos reunir $ 21.000.
Bir yılda 32.500.000 dolar elde ediyorlar.
En un año ganan $ 32.500.000.
İş hayatının ilk kuralı, anlaşır gibi yapın ve istediğinizi elde edin.
Primera regla en los negocios : finge negociar y luego toma lo que quieras.
Cennette servet elde edecek.
Ganaré una fortuna en el cielo.
Çünkü istediğini kesinlikle elde ediyorsun.
Porque... Ud. tiene un historial de conseguir exactamente lo que quiere.
Ooh! Çocuğunu elde ettiğimde sana neyin çarptığını bilmeyeceksin.
Cuando atrape a tu niño, no sabrás qué te golpeó.
" Bu becerileri çok uzun bir kariyerin sonunda elde ettim.
Habilidades que he adquirido a lo largo de muchos años.
2004'de silah kartelleri Amerika'dan Meksika'ya silah kaçırarak bir servet elde ettiler.
En 2004, los traficantes de armas hicieron una fortuna contrabandeando armas de USA a México para armar a los cárteles
Kontrolü elde tutmak gerekirse, çok iyi bir giriş yapmadık ama oyunun daha başındayız.
Teniendo en cuenta la situación, no nos va muy bien pero solo son los primeros innings.
Bu hayatım boyunca istediğim bir şeyi en kolay elde ettiğim an olacak.
Esta es la primera vez en mi vida donde algo que quería era tan fácil.
Yarasa altı kişiyi sorguladı ve hiçbir şey elde edemedi.
EI Murciélago interrogó a seis personas y no consiguió nada.
Bu bilgileri Bruce Wayne elde etti.
Bruce Wayne fue quien obtuvo la información.
Sana bunu niye söylediler biliyor musun? Çünkü bir kez elde ettiğinde besin zincirinin en tepesine yükselirsin.
Nadie te dijo eso porque una vez que la tengas te darás cuenta de lo que pasa con... la cadena alimenticia.
Kimsenin seni gerçekten hak etmedğini biliyorum ama, genç DeCourcy elde etmeye değer olabilir.
Sé que realmente nadie te merece, pero el joven DeCourcy podría ser digno.
Elde oynatmak için çok yaşlı, ölmek için çok genç.
Demasiado viejo para dominarlo, demasiado joven para morir.
Bu kadın her zaman istediğini elde eder mi?
¿ Esta mujer siempre se sale con la suya?
Şimdi tüm dünya onu elde etmek için savaşıyor adeta.
Ahora el mundo pelea por su compañía.
Beni nasıl elde edeceğini bilir, çünkü vücudumu tanır.
Él sabe cómo conseguirme, porque conoce mi cuerpo.
- Elde edemeyeceğim.
- No tendré.
Bununla neyi elde etmeye çalıştığınızı bilmiyorum.
Honestamente, no sé cuál es el objetivo.
1966'da Bechuanaland sonunda bağımsızlığını Botsvana Cumhuriyeti olarak elde etti.
EN 1966, BECHUANALANDIA LOGRÓ AL FIN SU INDEPENDENCIA...
Elde ettiğimiz bu sabit pi sayısı...
Pi es la proporción de la circunferencia, y cuando todo...
Mükkemeliği elde edersek ne olur?
¿ Y que sucedera cuando haya logrado la perfección?
Kıçından uydurarak konuşmakla, ne elde edeceğini sanıyorsun, seni sarı sıçan.
Eso obtienes por hablar fuera de tu cuello.
Eğer o tarz bir ilişki isteseydim... Canımın istediği zaman bunu elde ederdim.
Pero si quisiera ese tipo de relaciones Podría tenerlas en cualquier momento.
doktora ihtiyacın var buradan gitmen gerek ve arkana da bakma sadece dinlen hiç görmediğin yarıyı çizdin pek çok insan senin bir parçanı istiyor şey, senin dokuna sahipler her elde bir joker vardır
Necesitas un doctor. Tienes que salir de aquí. Y no mires para atrás.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]