Ely translate Spanish
195 parallel translation
Yine tıpkı Ely Jacobson ile birbirimize girip de çenesini iki yerinden kırdığımda tellerle tutturdukları seferki gibi, anladın değil mi.
Cuando me enzarcé con Ely Jacobson y le partí la mandíbula por dos sitios y tuvieron que sujetársela con alambres, comprendiste.
ELY RETREAT Akıl Hastanesi
MANICOMIO Y ASILO ELY
Eli Nute, aboneliği bitmeden bir ay önce ölmüştü.
Ely Newt murió un mes antes de que se terminara su suscripción.
Sevgili Ely Lordu... Holborn'a son gelişimde, bahçenizde nefis çilekler görmüştüm.
Cuando en Holbornia estuve señor de Elia en vuestro huerto vi fresas famosas.
- Ely, Nevada.
- Ely, Nevada
Sonra geçen gece, Twin Falls, Idaho'da Ely'nin 400 mil kadar kuzeyinde bir antikacı / para aklayıcısı denen kişi açık ve boş bir kasanın yakınında ölü bulundu.
Más tarde, a 400 millas al norte de Ely en Twin Falls, Idaho a un anticuario y supuesto lavador de dinero lo encuentran muerto junto a una caja fuerte abierta y vacía.
Ganza Caddesi No : 23000 Ely, Nevada.
23.000 Ganza Avenue. Ely, Nevada.
Mahkum bir saat önce Ely'den nakledildi.
El transporte de prisioneros se fue de Ely hace una hora.
Ely'den nakledildi mi?
¿ Se fue de Ely? ¿ A qué te refieres?
Mark onu Nellie Ely için istememişti ve sonra onu provalarda gördü.
Mark no la quería para Nellie Bly. Y luego la vio en los ensayos, y estaba fantástica.
Nick, Sara, Ely'de Groom Gölü Yolu'nun dışında kuru göl yatağında bulunmuş bir ceset var.
Nick, Sara, cuerpo en una tumba estrecha. Lecho de lago seco, en Ely, calle del Lago Groom.
Köpeğim Ely.
¡ Mi perro, Ely!
Ve Ely de senin yarasa olup olmadığını bilmek istedi.
Y Ely quería saber si eras un murciélago.
- William.
- Ely.
- Ely!
- ¡ Ely!
Otter, Ely!
¡ Otter, Ely!
Otter ve Ely, dışarıda oynayın.
Otter y Ely vayan a jugar afuera.
- Ely.
- Ely.
Ely'le Nevada'daydım. Bayıldı.
Y por Heli, en Nevada, ya estaba dormida.
Ely Fisher kendisini kışkırtan beyaz iş arkadaşı Link Hofstadter'a saldırdı.
Ely Fisher atacó a un compañero blanco, Link Hofstadter, cuando éste lo insultó.
Ely, onun bir karısı ve genç oğlanı varmış.
- Ely tenía una esposa y un hijo pequeño
Bu yüzden mi Ely birden bire geri döndü?
¿ Entonces por qué Ely regresó de pronto?
Ely'nin ölümünden sonra Fisher'ın nereye taşındığını mahkemeden bilebilecek birini tanıyor musun?
Oye, ¿ conoces a alguien del juzgado que pueda saber a dónde se mudó Fisher después de que Ely murió?
Ely Fisher?
¿ Ely Fisher?
Senin baban Ely Fisher'dı.
Su padre era Ely Fisher.
Ely. Ely, bekle.
Ely, Ely, espera.
Ely bugün kendisini hiç göstermedi?
Ely no apareció hoy.
Orada durup baktığında, Ely'nin öfkesini oğlunun suratında görebilirdin.
Fue más que quedarme en la plaza. Veía la rabía en el rostro de su hijo.
O gece, Ely onu bekledi.
Esa noche, Ely lo esperó.
Ely kendi başının çaresine bakabilirdi.
Ely podía cuidarse a sí mismo.
Ve Ely?
¿ Y Ely?
Ely'nin ailesi adaletsizlik yapıldığını hissediyor.
La familia de Ely siente que fue una injusticia.
Bu Randall Fisher. Ely'nin oğlu.
- Es Randall Fisher, hijo de Ely.
30 sene önce, siyah bir adam, Ely Fisher bu meydanda öldürüldü.
Hace 30 años, un hombre negro, Ely Fisher fue asesinado en esta misma plaza
Basit gerçek, ben Ely Fisher'ın suçlu olduğunu farz ettim.
La verdad absoluta, es que yo asumí que Ely Fisher fue el culpable.
Ama, Eğer bu değişmek için bir sebep olursa, herhangi biriniz için veya çocuklarınızdan biri için,... Ely Fisher'ın ölümü yeni bir anlam kazandı.
Pero... si se toma como un cambio para ustedes y para sus hijos la muerte de Ely Fisher tendrá un nuevo significado.
Bu mahkemeyi Ely Fisher'a... ithaf eden bir tane.
Una que sea dedicada a Ely Fisher.
Ely, Ben... büyükbaba, babamın seninle konuşmaya ihtiyacı var.
Ely, yo... - Abuelo, papá necesita hablarte.
Ely, bekle.
Ely, espera.
- Ely'nin, bayan. Sahi mi?
- Ely, señorita....
Senin sadece Mezmur'dan deyişler aktardığın dikkatimi çekti. Ely'deki kilisen, dostum York Piskoposuna bağlı sanıyordun.
Noté, Padre, cuán pocas veces citaba los Salmos y ubicaba su iglesia de Ely en la provincia de mi amigo, el Arzobispo de York.
Ama Ely, York değil Canterbury Piskoposluğuna bağlıdır.
Pero Ely está bajo la provincia de Canterbury, no York.
Şartlı tahliyesiz ömür boyu hapis cezası aldı ve şimdi Ely'de.
Consiguió perpetua sin libertad condicional y la está cumpliendo en Ely.
Şimdi Ely'ye gidip katilimizi bir sorguya çekelim.
Vayamos hasta Ely y lo interrogamos.
Ely Eyalet hapishanesi... DJK'nin tüm yazışmalarını, video, telefon kayıtlarını yolladı.
La Prisión Estatal de Ely envió toda la correspondencia, videos y registros telefónicos del Asesino de Dick y Jane.
Bu güzelmiş aslında.
Bastante sexy. Ely! ...
Sen, ve o ve ben. Oraya atlarımızı sürelim, orada içip takılıp etrafa bakarız.
Ud., ély yo ¡ remos, beberemos y echaremos unv ¡ stazo.
Ve Champ... Neydi?
Y en Champs Ély... ¿ Qué?
Patron?
Oeste... Ely...
Haskell'in dış dünyayla son 48 saatteki tek iletişimi...
Hablé con el director de Ely.
Evet, Nevada Ely'de.
Ely, Nevada.