Eminem translate Spanish
106 parallel translation
Son dört aramamda Eminem çıkmıştı.
Mis últimos cuatro rastreos me devolvieron "Eminem", así que...
Rory eğer annemler iğrenç bir porsiyon Amerikan yiyeceği yüzünden hâlâ üzülüyorlarsa Eminem'e doğru yol alabileceğimi sahiden hiç sanmıyorum.
Si mis padres se ofenden... con las grandes raciones servidas aqui dudo mucho que vaya a hacer una incursion con Eminem.
Özellikle senin gibi Eminem kılıklı beyazlar, serseri.
Especialmente si son bancos que no se parecen a Slim Shady.
Hey Eminem, beyaz zenci ayaklarını bırak.
Eminem, deja el jueguito de negro.
- Eminem Show gayet iyi satıyor.
La versión censurada del Eminem Show se vende bastante bien.
Eminem'in aksine o, 300 yıldır ortaya yeni bir şey koymuyor.
A diferencia de Eminem, no ha escrito nada nuevo en 300 años.
Eminem, için için ye kendini.
Eminem, muérete de la envidia.
Eminem ağındaki Marshall Mathers'ı anlatmaya başladı.
Comenzó a sintonizar a Mathers en la red de Eminem.
Eminem telefonda.
Eminem está en el teléfono.
Berberler dünyasının Eminem'i, ha?
El Eminem de los barberos?
Elvis'ten Eminem'e, Warhol'un sanatına... Bütün hikayelerinizi şarkılarınızı biliyorum ezbere.
De Elvis a Eminem, el arte de Warhol, conozco vuestra cultura, sé vuestras canciones de memoria.
Bob Davenport. Eminem.
Bob Davenport. " "Eminem" ".
Dre', Cube, Eminem ve Jermaine Dupri gibi adamlar için zemin hazırladılar.
Ellos prepararon el terreno para tipos... ¿ Te gusta ese tipo de música?
Mükemmel bir gün olması için sadece o pis Eminem eksik. - Onu bulmaya çalışırım anne.
Falta sólo este horrible Eminem para que la noche sea perfecta
Eminem'i de rap şarkıları için içeri mi alacağız?
¿ Vamos a detener a Eminem cada vez que habla de matar a su ex?
O zamanın Eminem'i gibiydi.
Era un poco como yo, el Eminem de su tiempo.
Eminem mi?
¿ Eminem?
- Eminem burada mı?
- ¿ Está Eminem?
Reese's Pieces, Skittles, Eminem.
¿ Cómo se llama?
Bırak artık onları dinlemeyi.
Missing Pieces, Eminem.
Ve Eminem'in söylediği gibi tek bir şansın var.
Como dice Eminem, sólo tienes una oportunidad.
- Bir süre Eminem diye düşündüm. - Tabii.
- Se me ocurrió Eminem.
Ama herkes Eminem yakıyor olacak.
- Sí. Todos quemarán a Eminem.
Her ay Eminem'e özenen böyle bin kişi çıkıyor.
1,000 de esos "quiero ser Eminem" cada mes.
Fort Lauderdale'deki o sincap kılıklı Eminem özentisi bana para vermişti.
Un escuálido pequeño Eminem en potencia de Fort Lauderdale me pagó.
- Eminem'e benziyor.
- A mí me suena a Eminem.
Sonra da Peder Sean vaazında Eminem'den alıntılar yaptı.
Entonces el padre Sean cito a Eminem en su sermón.
Eminem, Justin Timberlake, Hootie... Hepsinin menejeri var..
Eminem, Justin Timberlake, Hootie, todos ellos tienen agentes.
Bu Eminem mi?
Es Eminem, ¿ no?
Eminem mi? Senin neyin var?
Eminem. ¿ Qué coño te pasa?
Amerikalı rapçi Eminem gibi değil. Ki çok severim.
igual que eI rapero estadounidense, Eminem, quien me agrada bastante.
Sadece Eminem, Iggy Pop veya Motown sebebiyle değil.
Para todos. No sólo para Eminem, Iggy Pop y Motown, ¿ eh?
Eminem albümü mü?
¿ Eminem?
Yaşadığı yerde epey ünlü. Geleceğin Eminem'i gibi bir şey.
Se supone que es el próximo Eminem.
Şaka maka, epey bir hayran kitlesi var şehirde. Geleceğin Eminem'i.
Tiene muchos admiradores en esta ciudad.
Molly yiyeceklerimizi yetiştirdiğimiz bahçede çalışıyordu.
Seré el primer Eminem amarillo con cojones.
Neden E-man?
¿ Por qué a Eminem?
Eminem'i andırıyordu.
Se parecía a Eminem.
- Marshall Mathers. Eminem?
- Marshall Mathers. ¿ Eminem?
- Repçi Eminem.
- El rapero, Eminem.
Bu Eminem'im işareti.
- Eso es Eminem.
Hayır, Eminem'inkisi böyle.
- No, esto es Eminem.
Ama beyler gelmiş geçmiş en iyi rapçi kimdir biliyor musunuz? Eminem.
- Eminem.
Eminem'i becermeyi çok isterdim.
Me encantaría follarme a Eminem.
Bana şu kahrolası Eminem'i anlat.
Habla sobre follarte a Eminem.
Hay aksi gidemeyecekmişsin gibi gözüküyor Eminem.
Oh, tío. Parece que no podrás ir, Eminem.
Fakat sonra toparlandım.
Doctor J., Eminem, Tupac...
Doctor Joe gurubu, şarkıcı Eminem, onları biliyor musun?
¿ No te suenan?
- İngiliz Eminem'i görüyorum. - Evet, adamım işte bu.
- Veo un Eminem británico.
- İyi bir şeyler yapacağa benziyor.
Es como el próximo Eminem.
- Kutunun boş olmaması şaşırtıcı. - Hiç şüphesiz Eminem'e işkence ederdim.
Yo torturaría a Eminem sin dudarlo.