Encontraron translate Spanish
12,763 parallel translation
Seni nereden buldular?
¿ Dónde te encontraron?
Enkazdan çıkarıldığında üstünde kimliği bulundu.
Encontraron su identificación cuando la sacaron de entre los escombros.
- Orası Alex'in bulunduğu yer.
Ahí fue justo donde encontraron a Alex.
- Ona saplanan bıçağı evinin yanındaki ormanda buldular.
Bueno... Encontraron el cuchillo usado para apuñalarla en el bosque que hay al lado de su casa.
Tam olarak dairemin bulunduğu şekilde gibi görünüyor.
Está exactamente como encontraron mi departamento.
Bir şey bulamadılar.
No encontraron nada.
Cinayet silahı elindeydi.
Te encontraron con la puta arma asesina en la mano.
Ve seninle karşılaştılar.
Y encontraron uno... usted.
- Çatıda bir ceset buldular.
- Encontraron un cuerpo en el techo.
Ne virüsü bulabildiler ne de izini sürebildiler.
No solo no encontraron el virus... si no que tampoco pudieron rastrearlo.
Arabanın hiç bir yerinde parmak izini de bulamamışlardı.
Pero, no encontraron sus huellas en el auto.
Benim yanımdaki polisleri öldüren adamlar gerçek polis değilse beni iki kez bulmayı nasıl başardılar?
Si esos tíos que mataron a los agentes que estaban conmigo... Si no son polis de verdad, entonces, ¿ cómo me encontraron dos veces?
- Leoparları bulmuşlar mı?
- Encontraron los leopardos?
Leoparları bulmuşlar.
Encontraron los leopardos.
Kalan leoparları buldular.
Encontraron los leopardos restantes.
Adamı bulduklarını düşünüyorum.
Presento lo encontraron.
- Kaosla oldu her şey. Lütfen!
Encontraron el camino a través del caos.
Obito, buldunuz mu?
¡ Obito! ¿ Lo encontraron?
Metrodaki parlak fikrin gizlenmiş zayıf noktaydı, değil mi?
Con la inspiración que tuviste en el metro... "the weak on behind", ¿ lo encontraron?
Gey seks işçisinin cinayetine tanık olan kişiyi buldunuz mu?
¿ Encontraron algún testigo del asesinato del prostituto?
Gölün yakınında bir karavanla yakılmış bir araba bulmuştuk.
Encontraron una caravana quemada y un coche cerca de un lago.
Çoğunu yok ettiler ama bu kaldı.
El Régimen taponó la mayoría, pero nunca encontraron este.
Sanırım diğerlerini buldular.
Aunque, encontraron a otros.
Demek burayı bu şekilde buldunuz...
Así que, así es como encontraron este lugar...
Onu aynen bu şekilde buldum.
Lo encontraron exactamente así.
Kimse bir şey buldu mu?
¿ Encontraron algo?
- Seni nasıl buldular?
¿ Cómo te encontraron?
Benden de aynı şeyi yapmamı istediler. 1975 senesiydi... Fakat...
Me pidieron que hiciera lo mismo... en 1975... pero... los Moldero me encontraron primero.
İlk müdahale edenler kızı yatak odasında bulmuşlar.
Los primeros en responder encontraron a la niña en una habitación al final del pasillo.
Spor salonunda boynunda iki delikle bulmuşlar ve tüm kanı çekilmiş. Aman tanrım.
La encontraron en el gimnasio con... dos agujeros en el cuello y le habían succionado toda la sangre.
- Buldular mı? - Evet.
¿ Los encontraron?
Kanlı Ay gecesi iki erkek, gözden düşmüş Kraliçe Yoon'un annesiyle buluştu.
En la noche de la luna sangrienta... dos hombres encontraron a la madre de la derrocada Reina Yoon.
Ayrıca masamda ilaç buldular.
También encontraron drogas en mi escritorio.
Masamda "sözde" ilaç buldular.
Supuestamente encontraron drogas en mi escritorio.
Temizlemişler ve bir hafıza kartı bulmuşlar. Kopyalayıp geri koymuşlar.
Registraron la entrega y encontraron una tarjeta de memoria, la copiaron y volvieron a dejarla tal y como estaba.
Serum kayıp, iş arkadaşları birkaç dakika sonra burada ölü olarak bulmuş.
El suero está perdido, pero sus colegas lo encontraron a él muerto un par de minutos más tarde.
Hayır, birbirlerini bulduklarına.
No, es que se encontraron el uno al otro.
İki dedektif vurularak öldürülmüş.
Dos detectives de la policía encontraron muertos a tiros responder a un código de tres.
Buldukları Harvest'tan geri kalanlardı.
Lo que encontraron fue lo único que quedaba en Harvest.
Bir şey buldunuz mu?
Chicos, ¿ encontraron algo?
- Şey, bir şekilde bizi buldular.
- De algún modo nos encontraron.
Bizi nasıl bulduklarını sanıyorsun?
- ¿ Cómo crees que nos encontraron?
Beni bulmak için seni izlemişler.
Me encontraron por ti.
Bu garipliği böldüğüm için kusura bakmayın.
Disculpen que interrumpa... La rareza. John, Laurel y Thea están ahí atrás, y encontraron algo.
Yardım etmenin bir yolunu bulduklarını düşünüyorlar ve ben de dört gözle bekliyorum.
Creen que encontraron una manera de ayudar, y lo estoy comprobando.
Hizmetliler bu sabah erken saate cesetleri bulmuş
Los conserjes encontraron los cuerpos esta mañana temprano.
En azından ona nasıl oluyor da bilgisayarların adına kiralanmış prova yerinin bulunduğu sokakla aynı yerde bulunduğunu sormayacak mısınız?
¿ Vas al menos a preguntarle cómo los PCs se encontraron en el mismo bloque como un espacio de ensayo alquilado en su nombre?
Ve gerçek eşini bulduğunu anladığında bunu yapar.
Y cuando saben que encontraron a su verdadera pareja, hacen esto.
Seni bulmuşlar.
Te encontraron.
Dmitry'den iz yok. Ama Ilyana Zakayeva ve kızını kamyonun yakınlarında bulmuşlar.
Ni rastro de Dmitry, pero encontraron a Ilyana Zakayeva y a su hija junto al camión.
Ceset burada bulundu.
Entonces, el cadáver lo encontraron aquí.