Enfes translate Spanish
1,156 parallel translation
Enfes.
Bien.
Yüzbaşı La Forge warp gücüne bir saat içinde geçebileceğimizi söylüyor. Enfes.
El Teniente La Forge informa que tendremos impulso warp en una hora.
- Enfes.
Encantador.
Enfes.
Delicious.
O tanınmayan dergilerin birinde ilginç bir makale vardı. Genç edebiyat yeteneği enfes bir roman yayımlıyor.
Hay un artículo interesante en una de esas revistas desconocidas.
Bu yüzden, kanıtı öğle yemeğinde yiyeceğim, bu konu hakkında size soru soran olursa da, hiç mesaj almadık ve kesinlikle bu enfes besili posta güvercinini vurmadık, diyeceksiniz.
Así que me comeré la prueba en la comida y, si alguien hace preguntas, no hemos recibido ningún mensaje y, desde luego, no hemos disparado a esta paloma deliciosa y rolliza.
Hiç mesaj falan almadık, Yüzbaşı Blackadder da kesinlikle bu enfes ve besili posta güvercinini vurmadı efendim.
No hemos recibido ningún mensaje, y, desde luego, el capitán Víbora Negra no ha disparado a esta paloma deliciosa y rolliza, señor.
Zira, enfes bir gün.
Mire qué día espléndido.
Enfes!
¡ Ñam ñam!
Size karşı enfes olmaktan keyif aldım.
He disfrutado siendo fabuloso con ustedes. Gracias.
Ailesine servis yapacağı domuz eti için Bayan Anete'in uygunsuz olduğunda karar kıldığı domates domuz ile ailesi için enfes bir gıda olacak, domuzun bakış açısından.
El tomate que no servía para el cerdo que comería la familia si les srive a los cerdos de la isla, y será un excelente alimento para la familia de cerdos ( desde el punto de vista de los cerdos ).
Hadi burada sevişelim, hemen şimdi, ve sana söz veriyorum bu korkunç, pis kokuyu enfes bir kokuya dönüştüreceğim. "
Hagamos el amor aquí, ahora mismo. Prometo que tu hedor se transformará en fragancia.
Madam de Merteuil'nin ne kadar enfes bir zevki var.
Madame de Merteuil tiene un gusto exquisito.
Dükkanın kapısını açtığımda enfes bir koku bir losyon karışımı, saç spreyi, gülsuyu, şampuan kokusu burun deliklerimden içeri dalıyordu.
cuando abría la puerta, un aroma maravilloso inundaba mis narices, una mezcla de loción, spray, agua de rosas, shampoo...
Enfes üzümler var burada.
¡ Estas uvas están excelentes!
Bu gecenin mönüsünde Tavuk Çorbası var ve bir hayli de enfes.
La sopa en el menú de esta noche es... "Cocaliqui". Y está muy buena.
Ben ve ortağım enfes bir soğuk büfe hazırlamıştık.
Mi compañero había preparado para nosotros un gran bufé.
Enfes bir gözlem efendim. Tamamiyle enfes.
Qué gran observación, señor.
Enfes.
Precoz.
Yukaridakiler, enfes Nestle Quik'le sarj olun.
¡ Venga! , es hora de recargar fuerzas con un delicioso Nesquik.
- Enfes olmuş.
- Está buenísimo.
Çok fazla soğan kattığını düşünürdüm ama yine de enfes bir sostu.
Usaba mucha cebolla, para mi gusto. Pero era una salsa muy buena.
Enfes.
Delicioso.
Enfes!
Delicioso!
Enfes görünüyor.
Se ve delicioso.
-... tek kelimeyle enfes. - Bundan sonra aileye ait güzel bir resmin olmadığını söyleme artık.
Ahora no me dirás que no tenemos una foto de familia.
Haftada üç kere. Enfes biri.
Tres veces a la semana.
- Bu enfes.
Le sienta muy bien.
- Bence enfes.
Es precioso.
Enfes. - Mahvedici derecede yakışıklı.
- Guapísimo.
Enfes, ne dersiniz? Koyu siyah, düz eteğiyle "Hey Dünya, buradayım ben!" diyor adeta.
Una falda delgada, negra que dice : "Aquí estoy, mundo".
Enfes.
Es excelente.
Enfes. Yvonn'a söylüyorum.
Simplemente delicioso, Marcus.
Veya Horta, o da enfes şeyler yaptı insanı kamçılayan...
O gente como Horta que hizo cosas tan fabulosas, aquellos efectos de splash.
Mmm, bir şey enfes kokuyor.
Mmm, algo huele bien.
Birinci sınıf bir otelde kalmak, enfes bir yemek yemek güzel bir kadeh şarap içmek ağabeyimi görmek.
Quedarse en un hotel de lujo, cenar en un buen restaurante... beber un buen vino... ver a mi hermano mayor...
Çok özel, leziz, enfes bir şey olmalıydı.
Tiene que ser rebuscado, delicado.
Ama gelinle damada enfes bir eski dantel hediye etmişti.
Pero regaló a los novios una exquisita tela de encaje.
Bu poğaçalar enfes.
Estos bollos son deliciosos.
- Ve enfes yemekler yapardı.
- Era una gran cocinera. - Incluso
Bu arada Planet Hollywood'da enfes bir menümüz var. İnanılmaz lezzette..
A propósito, en Planeta Hollywood tenemos objetos increíbles... tenemos una gran cantidad de cosas de películas.
Ne enfes bir rosto parçası.
Una corteza excelente.
Enfes görünüyorlar!
¡ Se ve sensacional!
Olağanüstü, genç bir kız..... güzel yüzlü, küçük kalçalı, sıkı, elma popolu, ve bir çift enfes, şahane meme.
Una joven magnífica con un rostro hermoso, muslos delgados Y un trasero firme como manzana y unpar de deliciosos y exquisitos senos.
Aman Tanrım, bu enfes.
¡ Santo cielo, se ve fantástico!
Evet, gerçekten enfes.
Fue fantástico.
- Enfes.
- Muy sabrosa.
Şey, onun enfes bir taklidini bile yaparım.
Bueno, también hago una deliciosa imitación de él.
Enfes.
Exquisito.
Hım... enfes.
- Deliciosa.
- Enfes!
¡ Deliciosa! - ¿ Tú que hiciste?