English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Epsom

Epsom translate Spanish

69 parallel translation
- Annenizin Epson'lu olduğu şüphe götürmez.
- Su madre es de Epsom, sin lugar a dudas.
Large Lady Park'da büyüdüm, Epsom'ın hemen yanında.
Me crié en Large Lady Park, cerca de Epsom.
- Elbette. Taa Epsom'a kadar gittim.
- Sí, hasta el mismo Exham.
Epsom Derbisi'nde bir servet kazandım.
Gané un montón en el Derby.
Şimdi Lord's stadından ayrılıyor, 3 : 00 haberleri için Epsom'a gidiyoruz.
Ahora vamos a Epsom para ver la de las tres.
Burada Epsom'da bu 50 metrelik koşusunu gösteriyoruz. WC kaidesinden lavabo önde.
En Epsom todavía falta media carrera... y el lavabo gana al váter.
Epsom ve Brian McNulty'ye gidiyoruz.
Vayamos a Epson, con Brian McNutty.
EPSOM'DAN CANLI Epsom'da fırsat çok, kim başlamak isterse... - Diş hekimliğine.
En Epson hay muchas oportunidades para los que quieran dedicarse a... a hacer de dentista.
West End'e trenle 44 dakika. EPSOM'DAN CANLI YAYIN Çok apartman yok, bahçeli ev bulunabiliyor.
Sólo son 44 minutos en tren desde el West End... y no se ha construido mucho.
Epsom sakinleri de çok klas insanlar.
Hasta puede tener jardín. Y los habitantes de Epson son muy amables.
EPSOM'DAN CANLI Epsom'un ana caddesi geliştirmeye çok açık.
En High Street, en Epson, hay muchas oportunidades de desarrollo.
İyi günler. EPSOM'DAN CANLI Esas yarışa birkaç dakika kaldı :
Faltan unos minutos para que empiece la carrera principal... la carrera de la Reina Victoria.
Epsom'da heyecan dolu bir yarış.
Una carrera muy emocionante.
Demek enişten Epsom'da çalışıyor.
¿ Así que tu cuñado trabaja en Epsom?
Epsom, evet.
Sí, Epsom.
Epsom, Surrey'dedir.... Londra civarında.
Epsom está en Surrey... cerca de Londres.
Kamyona İngiliz tuzu yükleyip..
Debemos llenar esto con sales de Epsom...
Bence seni yarış pistindeki bitiş çizgisine gömsünler.
Tus cenizas tendrían que tirarlas en el hipódromo de Epsom.
Ayrıca Epson'a çok yakın.
Además, queda cerca de Epsom.
Acaba gardiyen bize tuz getirir mi? Nazikce istesem.
Me pregunto si el guardia nos traería algunas Sales de Epsom si se lo pedimos cortésmente.
Affedersiniz, lordum, en fazla Epsom'a gücüm yetti.
Oh.. pido perdon Milord Mi mas sureña ventura solo llego a Epsom.
İngiliz tuzu.
Sales Epsom.
Herkes, Epsom'daki yarışlara gitti.
Todos están en las carreras en Epsom.
- Ayrıca terapi amaçlı banyolarda, şişliklerin indirilmesinde, adale ağrılarının tedavisinde ve daha birçok yerde kullanılır.
También se usa en baños terapéuticos... Baja la hinchazón, ayuda a aliviar dolores musculares y todo éso... Sales de Epsom.
5 : 05 de bi at yarışacak Epsom da.
Hay un caballo al galope en el 5 : 05 en Epsom.
Bir daha ateş aldığında, sadece kutuyu çevir, aynı İngiliz tuzu gibi.
La siguiente vez que te enciendas, dóblate hacia la caja como si fueran sales Epsom
Çıkamadığım için üzgünüm ama İngiliz tuzuyla soğuk tampon aldım ve... 10 miligram, 660.
Te he traído unas sales de epsom y podría hacerte una compresa fría y... 10 miligramos, 660.
- Sana katılabilir miyim? - Epsom'da mıydın?
- ¿ Y tú pasabas por Epsom?
Kıçını kaldır ve eniştenin İngiliz tuzunu getir.
Mueve el trasero y trae las sales de Epsom de tu tío.
Yirmi yıl kadar evvel de zaten hiç olmayan param ve şansım tükenmişken bir adamla tanıştım.
Es una cuestión de hace 20 años cuando estaba sin dinero y sin suerte, que no he tenido mucha, Conocí a un hombre. En las carreras de Epsom.
Sana Epsom tuzu getirdim.
Le he traído unas sales de Epsom.
Ben Epson Yolundayım,... şeyin karşı sokağı...... buna daha sonra döneriz.
Estoy en la Calle Epsom y la calle más cercana que cruza es... Está bien, podemos regresar a eso.
Pekala, Quarry Yolunun karşısındaki Epson Yolu.
Está bien, entonces es la calle Epsom en el cruce de Quarry.
- Ben Epson Yolundayım,... şeyin karşı sokağı... Sorun değil.
Estoy en la calle Epsom, y la calle más cercana que cruza es... Carajo. - Está bien, está bien.
Ben Epson Yolundayım,... şeyin karşı sokağı... Biz...
Estoy en la calle Epsom y la calle más cercana que cruza es... Està bien, nosotros podemos...
Epsom, Ascot...
Epsom, Ascot
- Epsom tuzu.
Sal de frutas.
Evet, Epsom Derbisi Pol.
Sí, el Derby de Epson, Pol.
Onun yarış atını eğiteceğim, Epsom için.
Voy a entrenar su caballo... para Epsom.
Size ödeme yapmamın nedeni Bayan Carleton,... atımın Epsom yarışları için yapılan her bahiste kazandırmasını istemem.
Con lo que le pago, Srta. Carleton, quiero un caballo por el que apuesten fuerte en Epsom.
Bu geçtiğimiz Mayıs ayında Epsom'da kaç tane bahisçim vardı?
¿ Cuántos de mis corredores de apuestas trabajaron en Epsom el pasado mayo?
Yani, bir kaç lanet şaka ve Epsom için,... şehre vahşi kabileleri çağırıyorsun,... ve lanet olası kapıların kilidini açıyorsun!
¡ Así que por unas cuantas putas bromas y Epsom, invitas a unos jodidos salvajes a esta ciudad y desencadenas una puta tormenta!
Ve şöyle devam et,... bizim bütün bahisçilerimiz Epson'a geri gidebilirler.
Y también anota que todos nuestros corredores pueden volver a Epsom.
Bu Epsom için iyi.
Bueno, está bien para Epsom.
Epsom için yeterince iyi olmadığını mı düşünüyor?
¿ Crees que no es lo suficientemente buena para Epsom?
Epsom Derbisi, Pol.
El Derby de Epsom, Pol.
Epsom.
Epsom.
'Bugün Derbi Günü...'... ve cinayet bu öğlen Epsom yarışları sırasında işlenecek...
Hoy es el día del Derby... y el asesinato tendrá lugar esta tarde en las carreras de Epsom...
Epsom Yarışında.
Las carreras de Epsom.
Empom Derbisi.
El Derby de Epsom.
Alfie'ye bahisçilerinin Epsom'a gelebileceklerini söylemiştiniz.
Le prometió a Alfie que sus corredores podrían entrar en Epsom.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]