Erken translate Spanish
25,903 parallel translation
Molly, henüz böyle bir şey konuşmak için çok erken.
Molly, estamos muy lejos de eso.
Erken başlangıçlı Alzheimer belirtileri gösterdiğini düşünüyoruz.
Creemos que él está mostrando signos de inicio temprano de Alzheimer.
Lezzetli görünüyor ama benim için... Benim için biraz erken.
Parece delicioso, pero la pena es que no suelo cenar tan temprano.
Ve yemin ederim ki bu sevimli adamın verecek çok şeyi vardı ve devlet onu erken ölüme sürükledi.
Y juro que este hombre encantador tenía mucho más amor que dar y que el Estado lo llevó a la tumba antes de tiempo.
Erken kararan havaya bayılıyorum.
Me gusta que se hace de noche anterior.
Yarin ise erken gitmem gerekiyor dedi.
Dijo que tenía que estar en el trabajo temprano.
- Olabildiğince erken geldim.
- Vine tan pronto como pude.
O zaman yarın sabah görüşürüz. Erken saatte.
En ese caso, hasta mañana en la mañana, tempranito.
Umarım erken kutlamanızı bölmüyorumdur.
Espero no interrumpir tu celebración prematura.
- Jüri nasıl bu kadar erken döndü?
¿ Cómo es que el jurado lo decidió tan temprano? No es el jurado.
Her kim erken tahliye edilirse karşılığında sapkın arzularını dindirmek için kısırlaştırılıyormuş.
Que pronto fue puesto en libertad al acceder a la castración para mitigar sus aberrantes deseos.
Biliyoruz çok erken geldik.
Sabemos que ha tenido una mañana terrible.
- Bunu söylemek için daha erken.
- Es demasiado pronto para decirlo.
Biz durumunda hazır olması gerekir Adam karar verir daha erken gel.
Tenemos que estar listos en caso de que El Hombre decida volver temprano.
Adam erken geri gelmez.
El Hombre no regrese temprano.
Ben de erken gelip buraları temizlesin diye temizlikçiyi arayacaktım.
En realidad, iba a pedirle a la limpiadora que viniera temprano y limpiara esto.
O zaman eğlence erken başlasın!
¡ Creo que la previa empieza temprano!
Yapma, daha çok erken.
Vamos, aún es temprano.
- Erken geldi.
Llega pronto.
Bu bir çeşit erken yaşta orta yaş krizi değil mi?
¿ No eres un poco joven para una crisis de mediana edad?
Erken kalkıyorum zaten.
Me levanto temprano de todos modos.
Erken kalkmışsın.
Te despertaste temprano.
- Biraz erken değil mi?
¿ No es muy temprano?
Üzgünüm Bayan Weller, kardeşiniz bugün erken saatlerde ayrıldı.
Lo siento, Sra. Weller, aquí dice que su hermano se dio de alta a si mismo hoy temprano.
Erken dönecek olursa Reade ve Zapata siz tehlikeye düşmeden önce onu durduramayacak. - Siz ikiniz çıkıyorsunuz demek.
Si regresa temprano, Reade y Zapata no podrán detenerlo, sin ponerlos en peligro.
Eğer oraya daha erken gitseydim Nina'nın Sadie'yi bıçaklanmış şekilde bulacağını görücektim.
De llegar antes, habría visto a Nina encontrando a Sadie apuñalada.
Seni davet etmek isterdim ancak erken vakitte işe gitmem lazım.
Te invitaría a subir, pero tengo que estar en el trabajo temprano.
Bu kadar erken yapmak da benim fikrim değildi.
Y no ha sido mi idea tener esto tan pronto.
Ben de erken geldik diye korkmustum.
Ya estamos, me preocupaba que llegáramos temprano.
Bir hafta demistin, erken geldiniz.
Dijiste una semana. Llegas antes.
Bu kadar erken görülmesi tuhaf fakat bir travma sonucu görülmesi mümkün.
Es raro que ocurra tan pronto, pero... pudo ser causado por un trauma.
Hamilelik bulantısı için fazla erken.
Es muy pronto para sea vómito de embarazo.
Erken gelmişsin.
¿ Llegas temprano?
Hadi, Killian. Ne kadar çok çalışırsak o kadar erken biter.
Cuanto más trabajemos, antes acabaremos.
Babam erken döndü.
Mi papá llegó temprano.
Erken uyarı sistemi.
Es un sistema de alertamiento temprano.
2016 bütçesinde erken başlangıç yapmak istedim.
Quería empezar antes el presupuesto de 2016.
Çok erken olur. İyi fikir.
Es muy pronto para eso.
- Hayır, hayır. - Erken yatırımcı kendisi.
Fue de los primeros inversores.
Kabul et Jared. Erken davranmakla yanlış yapmak aynı şey.
Lanzar algo antes de tiempo es igual que estar equivocado.
Belki de Mars'a daha erken gitmeyi kolaylaştırabiliriz. Arkadaşımız Heidi'yi tanıyor musunuz, bilmiyorum. Kendisi çok zeki ve çok komiktir.
quizas le podamos ayudar a ir a Marte mas pronto no estoy seguro si conoce a nuestra amiga, Heidi en verdad es inteligente y divertida
Yedi saat erken geldin Alex.
Usted está cerca de siete horas antes, Alex.
Çünkü erken doğuma neden olabilir.
Debido a que podría causar un parto prematuro,
İşten çıkmak için erken değil mi?
Perforación antes de tiempo?
Saat biraz erken, varsa bir fincan kahve.
Es un poco temprano. Un café si tiene un poco.
Biliyorum, saat erken... Onunla dua etmek istiyorum.
Sé que es temprano, pero... me gustaría rezar con ella.
G.Jackson KaT İyi seyirler. O gün erken saatlerde...
TEMPRANO ESE DÍA
Biraz daha erken davransan iyi olurdu.
Porque un poquito antes hubiera sido genial.
Erken doğum oldu ancak iyi olacağını düşünüyoruz.
Una niña.
- Bu kadar erken mi?
¿ Tan pronto?
Erken ayrılmıştım.
Me fui temprano.
erkencisin 101
erken geldin 38
erkenden 22
erken mi geldim 16
erken kalkmışsın 34
erken döndün 21
erkencisiniz 19
erken geldin 38
erkenden 22
erken mi geldim 16
erken kalkmışsın 34
erken döndün 21
erkencisiniz 19